a cry

182 31 25
                                    

"Yoongi!"

Koridorun başından gelen dayımın sert sesiyle neredeyse yerimde sıçramıştım. Gözlerimi sıkı sıkıya kapatmış, nefesimi tutmuştum istemeden.

"Baba?" Yoongi'nin benden uzaklaştığını hissederken hafif endişe içerse de normal çıkarmaya çalıştığı sesini duymuştum.

"Buraya gel." dedi dayım hâlâ katı sesiyle. Kalp atışlarım kulağımda yankılanıyordu.

Yine de cesur olmaya çalışarak gözlerimi açıp kafamı kaldırdım. Beklediğim gibi dayım oldukça öfkeli görünüyordu ve bu bana hiç yardımcı olmuyordu.

Yoongi tedirgin adımlarla yanına gitmişti. Sırtı bana dönük olduğundan yüz ifadesini görmesem de baş parmağıyla işaret parmağındaki deriyi soymaya çalışması gerginliğini açıkça gösteriyordu bana. Benden daha sakin görünse de aslında benden çok daha fazla korkutuğunu farketmiştim.

Babasının yanına vardığında dayım son kez bana ufak bir bakış atıp yürümeye başlamıştı. Yoongi de onu takip ederek gittiğinde olduğum yerde öylece kalakalmıştım.

İşte şimdi ciddi anlamda bitmiştik biz.

Dayım eğer gerçekten bizi o halde gördüyse, dediklerimizi duyduysa olacakları tahmin bile edemiyordum.

Uyduracak bir bahane bile bulamıyordum. İyi düşünmeye kendimi zorlasam da dayımın o sinirinin normal olmadığının farkındaydım. Çocukluğumu onunla geçirmiştim ben ve şimdiye kadar bir kez bile onu o halde gördüğümü hatırlamıyorum.

Hiçbir şey duymadıysa bile kesinlikle bir şeyler vardı ve ben merakımı bastıramıyordum. Endişeden midem bulanacak hâle gelmiştim.

Öylece durmayı bırakarak dayımın odasına doğru ilerledim. Kapısının önüne geldiğimde nefesimi tutarak içeriden gelecek en ufak sesi dinlemeye çalıştım. Gözlerimi etrafta gezdirip kimsenin beni görmediğinden emin olduğumda kafamı kapıya yasladım.

Uzunca bir sessizlik vardı. Tam pes edip kafamı çekeceğim esnada dayımın sesini işittim.

"Ne yapacağız oğlum, hm?" dedi az önceki sinirinin aksine aşırı sakin sesiyle. Bir cevap gelmemişti.

"Söylesene Yoongi bana biz ne yapacağız seninle oğlum? Ya sen değil miydin 'ben bu kızla evleneceğim baba' diyen? Şimdi ne oluyor sana ha?" dedi bu sefer daha katı sesle.

"Ba-" Yoongi konuşmaya başladığına aniden sözü kesilmişti.

"Madem niyetin yoktu neden kıza ümit verdin? Yoongi yakışıyor mu bu sana? Jeongyeon seni bekledi, geçen yıl onu yanıma getirip benden evlenmek için izin aldığından beri. Ama şimdi neden kaçıyorsun Yoongi?" bu sefer sesi aşırı sinirli geliyordu ki çok acı verici olsa da haksız değildi.

Yoongi ve Jeongyeon'un ilişkisine sadece duyduklarım kadar hakimdim ve onların evlilik sınırına kadar ulaştıklarını bilmiyordum.

"Kaçmıyorum baba." Yoongi'nin sesini çok az duymuştum.

"Kim var hayatında?" dayımın aniden sorduğu soruyla dudağımı ısırmıştım gerginlikle. Sanırım az önce bizi duymamıştı.

"Kimse yok."

"Yoongi, babanı kandıramazsın evladım. Seni Seul'e gidip kızla konuş, barış diye gönderdim ama yüzüne bile bakmamışsın. Aklında başka biri var değil mi?"

Odada yine koca bir sessizlik oluşmuştu. "Gerçekten kimse yok baba." dedi bir kez daha direnerek.

"Durup dururken mi vazgeçtin o kızdan Yoongi? Kandırma beni. Kim olduğunu söyle bir yol bulalım sana, hadi."

since our childhood, sope✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin