3

46 8 2
                                    

Bütün gün evde tek başıma takıldım. Film izledim, müzikl eşiğinde dans ettim, yemek yaptım vb. Saat 10:58 olmuştu kontrol ettiğimde. Minho'nun bir sıkıntısı vardı ve bana söylemeyi reddediyordu. Bunun sebebini öğrenmek için ailesinin evine gitmeye karar verdim. Altıma kargo siyah bi pantolon üstüme de düz beyaz tişört giydim hızlı bi şekilde. Kalın tabanlı konverslerimi de bağlayıp evden hızlı adımlarla çıktım. Minho arabayı götürmüştü. Ondan dolayı taksi uygulamasına girip bulunduğum konuma taksi çağırılması için istek mesajında bulundum. Zaten dakika geçmeden hemen geleceklerini söyleyen bir mesaj gelmişti. Taksiyi beklerken aynı zamanda Minho'yu düşünüyordum. Acaba aile sıkıntısı mı çekiyordu? Bizimkilerle kavga mı etmişti? Başını bi derde falan mı sokmuştu? Bu düşünceler kafamı yiyordu. Hemen önümde beliren taksiyi görünce arka koltuğa bindim ve Lee ailesinin konumunu tarif ettim. Minho varlıklı bir aileden geldiği için onlara, onlara yakışır bir şekilde hitap etmem gerekiyordu. Lee ailesi biraz arazi bi yerde yaşadığı için yolculukta biraz sürmüştü haliyle. Malikanenin önünde inip taksiciye de parasını uzattıktan sonra evin kapısına doğru yürüdüm. "Kim olduğunuzu öğrenebilir miyim?" kapıyı açan bir kadın sormuştu. Evlerine daha önce sadece birkez gittiğim için bu kadını da unutmuştum. "Ben Bay Lee'nin oğlu, Lee Minho'nun sevgilisiyim."

"Sizi bir saniye bekleticem efendim." Kadın kapıyı tekrar kapatmış ve gitmişti. Muhtemelen dizilerdeki gibi ev sahibinden izin alıp gelecekti. Bu sistem çok saçma değil mi ya. "Buyrun sizi şöyle bahçeye alayım efendim." Kapıyı tekrar açan kadın bana bahçedeki yeri göstermek için evden çıkarken. Evi nereydeyse turladıktan sonra oldukça büyük bir oturma alanının önünde durmuştuk. Minho'nun babası ayaklarını uzatmış tabletten gazete okuyordu. Böylesini de ilk kez görüyorum. "Teşekkür ederim." kadın ise bana başını sallamış ve gitmişti. Aynı zamanda sesimi duyan Bay Lee ise kafasını kaldırıp bana bakmıştı. " Vay be. Sen bizim oğlanın sevgilisi değil misin ya."

"Evet efendim."

"Senle tanışmıştık zaten ama adını tekrarlar mısın."

"Han, Han Jisung."

"Evet evet şimdi hatırladım." adam kafasını tekrar tablete çevirmişti."

"Şey, Minho'nun burda olduğunu düşünmüştüm de, şuan burdamı?"

"Kendisi şuan burda değil. Eğer konuşacaksan başka bir zaman gelirsin."

"Am-"

"Aaaaaaa. Jisung'çuğum. Hoşgeldin. Bu ne süpriz."

"Hoşbuldum Bayan Lee."

"Gel gel otur, ben sana limonata isteyim. Taze taze, yeni yaptırdım."

"Gerçekten gerek yok Bayan Lee. Ben buraya Minho için gelmiştim aslında. Kendisi nerde biliyor musunuz." Minho'nun babası bana karşı ne kadar sertse, annesi de bi o kadar cana yakındı. Ben Bay Lee ile konuşurken gelmesi aslında iyi birşeydi. Çünkü Bay Lee beni oğluna uygun görmüyordu. Bunu yüzüme söylemese de bana yaklaşım şekli bunu açıklıyordu. Öte yandan annesi çok kibar mi kadın ve her zaman bana annemmiş gibi yaklaşan bir kadındı. O yüzden annesiyle vakit geçirmek daha bir hoşuma gidiyordu.

"Olur mu öyle şey. Sen otur şu koltuklara ben hemen geliyorum."

"Peki efendim."

Kadın içerden bir tepsi ve üstünde iki limonatayla gelince aslında ne kadar susadığımı anladım. Birini kendi, birini de benim önüme koyarken teşekkür ettim. O da karşılık olarak bana başını sağladı ve hemen yanıma oturdu.

"Eeeee hangi rüzgar attı seni buraya."

"Minho'nun rüzgarı attı efendim."

"Oğlum son günlerde eve gelmiyor. Nedenini biliyor musun?"

"Aslında bende aynı neden için gelmiştim efendim. Sakıncası yoksa size Minho hakkında birşey sorabilir miyim?"

"Tabi ki, ne sakıncası. Bana herşeyi sorabilirsin."

"Son haftalarda Minho bana karşı garip davranmaya başladı. Eve sadece uyumak için gelmeler, telefonlarını açmamalar, beni görmezden yada görmezden gelmesi ve türlü türlü şeyler. Sizce neden?"

"Gerçekten mi? Minho? Sana karşı?"

"Ne yazıkki bu efendim."

"Bi fikrim yok ama Minho son zamanlarda bize de soğuk davranmaya başladı. Sizin arkadaş gurubunuzla ilgili bir sıkıntı olabilir mi?"

"Bana kalsa olmaz efendim. Bizimkiler hiçbir zaman kimseye kötü şeyler yapmaz. Ayrıca ben de Minho sayesinde onlarla tanıştım. Kısacası bizimkiler olamaz."

"Öyleyse benimde bi fikrim yok canım ne yazıkki. Eğer kafana takılan başka birşey olursa söyleyebilirsin."

"Yok efendim, yine de teşekkür ederim. Ayrıca gitsem iyi olur. Evin eksikleri var da."

"Tabi tabi. Ben bizim şoförü çağırayım sana sen tarif edersin değil mi? Taksiyle uğraşma şimdi."

"Tekrar tekrar teşekkür ederim efendim."

"Her zaman gelebilirsin Jisung'çuğum. Kapımız sana açık."

"Uğrarım Bayan Lee."

"Tamam ben şoförü çağırayım."

Bayan Lee yanımdan ayrılıp gitmişti. Limonatamdan son yudumumu alıp çıkış kapısına doğru yürüdüm. Şoför çoktan gelmişti bile. Arka koltuğa uğrayıp bizim evin oradaki marketin adresini verince yola çıkmıştım.

...

Arama | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin