24

28 3 17
                                    

11. Sınıftalarken

Tanrısal bakış açısı

Okulun bitmesine az kalmıştı. Jisung yavaşça gözlerini açtı.

O sırada Minho, uyuyan Jisung'u izliyordu. Uyandığını farkedince bakışlarını telefonuna çevirdi.

Jisung hafifçe yerinden doğruldu. Pencereden gelen ışık gözlerini acıttığı için gözlerini tam açamıyordu.

"Ah uyanmışsın. Nasıl hissediyorsun?"

"Şu an daha iyiyim sağol."

Minho yeni uyanan surata bakıyordu.

"Tatlı..."

"Ne dedin?"

Minho içinden söylediği şeyi yanlışlıkla dışından söylediğini farkedince boğazını temizledi.

"Hadi diyorum gidelim çıkış saati geldi."

"Peki."

İkisi de eşyalarını alıp çıkmıştı. Diğerleri kapının önünde onlarıbekliyordu. En sonunda Minho ve Jisung'da yanlarına varmıştı.

"Nasıl hissediyorsun?"

"Seungmin merak etme iyiyim."

"O piçi okuldan atacaklarmış zaten belalı biri olduğu için."

Changbin'in öfkeyle dediklerinden sonra Minho gözleriyle Jisung'u göstererek ona susmasını söyledi.

Dörtlü evlerine doğru yürüyordu. Changbin ve Seungmin öndeyken, Minho ve Jisung arkadan yürüyorlardı.

"Şey izin verirler mi bilmiyorum ama seninle gelsem olur mu Jis?"

"Yetimhaneye mi?"

"Hmm hmm."

"Genellikle izin veriyorlar yani gelebilirsin."

Minho tebessümüyle cevap vermişti. Jisung onun tebessümünü görünce gözlerini yola çevirdi kızaran yüzünü saklamak için. Neden onun her tebessümünde böyle kıpkırmızı oluyordu ki? (Yazardan: aşık çünkü kanka)

İkili yetimhaneye gittiklerinde Jisung onu odasına çıkardı. Çok da büyük değildi odası ama ona yeterliydi.

"Biraz dağınık olabilir kusura bakma."

"Hmm yok, benim odamdan daha toplu."

Jisung bunun üzerine kıkırdamıştı. Yatağının üstüne oturunca Minho'ya gelmesi için yanını patpatlamıştı. Minho'da teklifi reddetmeden oturmuştu.

"Ne zamandır burda kalıyorsun?"

"Küçükken başka bir yerdeydim. Üç yıl önce buraya geldim okula daha yakın olduğu için."

"Ailen... hayatta mı?"

"Onlar hakkında konuşmak istemiyorum. Onlar beni umursamadan terk etmiş kişiler. Hayatta olup olmamaları umrumda bile değil."

Jisung sinirlendiği için yataktaki eli istemsiz bir şekilde yumruk olmuştu. Minho bunu farkedince bir eliyle yumruğunu kavradı ve okşayarak onu sakinleştirdi.

Jisung, Minho'nun bu hareketiyle hüzünlenmişti. Gözleri istemsiz bir şekilde dolunca boştaki eliyle gözyaşlarını sildi. Tabi ki Minho'nun dikkatinden yine kaçamamıştı.

"Kendini tutma. Bırak ağlamanı, yanında ben varım."

Bu sözlerle birlikte ona sarılınca Jisung'la ona sarılarak omzunda ağlamaya başlamıştı. Minho omzunun onun gözyaşlarıyla ıslanmasını önemsemiyordu bile. Yavaşça onun sırtını okşuyor, rahatlatmaya çalışıyordu.

Jisung o günü hatırlamıştı yine.

Yetimhaneye bırakılırken...

12 yıl önce

"Anne bu koca bina neresi?"

"Öğreneceksin birazdan."

Küçük Jisung bir eliyle annesinin, bir eliyle de babasının elini tutarken o binaya doğru yürüyorlardı.

"Okul mu burası?"

"Soru sormayı bırak öğreneceksin dedik sana."

Babasının lafıyla susmuştu küçük. Kendisini bildi bileli ailesiyle arası hep soğuktu. Ne zaman onlara sarılmaya çalışsa itiliyordu. Şu an onların elini tutabildiği için seviniyordu sadece.

Üçlü müdürün odasına geldiğinde bir görevli Jisung'u ordan alarak bir oyun odasına koydu. Jisung oradaki çocuklarla oynarken koridordan gelen konuşma sesleriyle kapıya yöneldi.

"Efendim öz oğlunuzu bırakmak istediğinizden emin misiniz?"

"Onu hiçbir zaman istemedik, istemiyoruzda. Ufak bir eğlencenin meyvesi o kadar."

"Bakın evet istemsiz olabilir ama ailesiz olan her çocuk bir ailesi olması için yalvarır. O sizin öz oğlunuzken bu kadar kolay bırakmak istediğinize emin misiniz?"

"Biz kararımızı çoktan verdik. Uzatmaya gerek yok."

Jisung, müdür hanım ve annesinin sesini duyunca aklına şu sözler takılmıştı.

-Bırakmak istediğinize emin misiniz?

Kapıyı açan küçük, dış kapıya doğru yürüyen ebeveynlerini görünce koşar adımlarla onlara doğru giderken müdür hanım onu kolundan tutarak hafifçe durdurdu.

"Bak küçüğüm sana iyi bakıcaz tamam mı?"

"Beni bırakıyorlar mı?"

"Evet ama çok mutlu olacaksın söz veriyorum sana."

"Beni sevmiyorlar mı..?"

"Sana odanı göstereyim ne dersin."

Yine Jisung'un, Minho'nun omzunda ağladığı zaman

Jisung aklına gelen anılarla birlikte ağlıyordu. Bir süre sonra sakinleşmişti.

"Ben sevilmeyecek birimiyim?"

Hala başı Minho'nun omzundayken durgun bir sesle söylemişti bunu. Minho onu omuzlarından tutarak hafifçe ayırdı ve kendini tam karşısına getirdi.

"Sen sevilmeyecek biri değilsin Jis. Senin değerini bilememişler."

"Peki ya beni seven biri olsaydı ne olurdu?"

"Seni seven biri zaten var Jisung."

Minho ellerini onun omzundan yanaklarına getirip yüzünü avuçlarına almıştı.

"Ben seni ilk günden beri seviyorum..."

Hafifçe dudaklarına kapanınca Jisung hiç geri çekilmemişti. Kısa bir öpücük sonrası Minho yüzlerinin yakınlığını koruyarak dudaklarından ayrılmıştı.

"Seni seviyorum Han Jisung."

Jisung dolu gözleriyle tebessüm etmişti.

"Bende seni seviyorum Lee Minho."

Jisung sözlerinin ardından ona sıkıca sarılarak tekrardan dudaklarına yapışmıştı...

...

(AYY BUNLAR ÇOK TATLI OLMADILAR MIII)

Arama | MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin