11. Sınıftalarken
Tanrısal bakış açısı
Ders bitmişti. Felix hoca sınıftan çıkınca Jisung'un ensesine bir tane patlatmıştı. Minho'da buna gülmeden edemedi.
"Ya manyak mısın sen?!"
Jis aniden uyanıp Felix'e dönmüştü. Felix ise onun bu tepkisine gülüyordu.
"Çok komik yarram."
"Valla kaliteliydi sesi."
"Ay götüm."
Yeonjun'da ikisinin konuşmasına gülüp yerinden kalkmıştı. Sonrasında ise ikilinin masasına dayanmıştı. Minho sert bir suratla onu izliyordu.
"Eee istediğiniz bişey var mı kantinden? Kendime tost alıcam."
"Ya bana da alsana."
"Pekala, Jis sen?"
"Bana bir meyveli soda alsan yeter."
"Tamamdır."
Yeonjun sınıftan çıkmıştı.
"Jis akşam bize gelsene."
"Ya ama izin almam gerek ve biliyorsun izin vermeleri çok zor."
"Lütfennn."
"Pekala bekle arayım."
Jisung telefonunu çıkarıp yetimhanedeki bulunduğu kattaki görevliyi aradı.
"Alo?"
"Alo Karina Noona senden bişey rica edebilir miyim?"
"Tabi ki ne istiyorsun."
"Ya şu arkadaşım var ya Felix ara sıra gelen. Beni dışarı çağırıyor da gidebilir miyim?"
"Pekala bahçede yardımının karşılığı olarak izin veriyorum. 12'den önce dönmüş ol ama."
"Bir numarasın Noona teşekkür ederim."
Jis telefonu kapattı.
"İzin aldım."
"Harika o zaman alışveriş falan yaparız."
"Hmm iyi fikir."
Yeonjun sınıfa geri girmişti. Jisung'a sodasını uzattıktan sonra yanağını sıkmıştı. O sırada Minho hızlı bir şekilde ayağa kalkıp sınıftan çıkmıştı. Jisung onu farkedince şaşkınca baktı. Arkasında oturduğunun farkında değildi.
Öğle arası
"Ben doydum bahçeye çıkacağım."
"Tamam Jis."
Jisung, Felix ve Yeonjun ikilisini bırakıp bahçeye hava almaya çıkmıştı. Teneffüslerde Minho'yla ne zaman konuşmak istese Minho hızlıca sınıftan çıkıyordu. Yine duvarın arkasındaki banka oturup başını duvara yasladı.
Minho Yeonjun'un Jisung'a olan davranışları hoşuna gitmemişti. Sevgili oldukları düşüncesi içini yiyordu nedense. Teneffüslerde Jis'le konuşmamak için kaçıyordu. Öğle arası yemeğini yiyip sınıfa çıkmıştı. O an aklına yaptığı kurabiyeler geldi. Vermemesi canını sıkmıştı. Ama bir yandan ona Yeonjun hakkında bişey dememek için kaçıyordu. En sonunda sevgili olsalar bile kabul etmeyi kafaya koyup kurabiye kabını aldı. Onun nerde olduğunu tahmin edebiliyordu.
Bahçeye çıkınca onunla konuştuğu banka doğru yürüdü. Tahmin ettiği gibi oradaydı. Başı duvara yaslı ve gözleri kapalıydı. Elindeki kurabiye kabını sıkıp kendini biraz cesaretlendirdi. Yanına doğru yürüdü.
Jisung duyduğu adım sesleri ile gözünü açtı. Ona gelen kişiyi görünce şaşırmıştı. Minho bişey demeden yanına oturdu.
"Ya sen iyi misin bütün teneffüslerde kaçıyorsun konuşamadık bir dakika."
Minho kıkırdamıştı.
"İyiyim merak etme yok bişey."
Minho'nun elindeki kap onun dikkatini çekmişti.
"Bu nedir?"
"Ah kurabiye yapmıştım ister misin?"
"Tabi kii."
Minho gülümseyip kapağı kaldırdı. Bi yandan Jisung'un tepkisine bakıyordu.
Jisung gördüğü şey ile tebessüm etti. Şirin sincap desenli kurabiyelerdi. Bir tanesini aldı ve ısırdı.
"Woah bunlar çok güzel. Ellerin yetenekliymiş."
Minho tebessüm etmişti. Başı eğikti.
"Jisung."
"Efendim?"
"Yeonjun'la sevgili misiniz?"
...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arama | Minsung
FanfictionH: Alo, sevgilim seni çok özledim. Hep telefonu açıyorsun ama telefonun karşısında yoksun değil mi? M: Seni çok özledim Jisung... ...