Changbin'in arabası tam önümde durduğunda hızlıca bagaja yöneldim. Hyung'da hemen arabadan inmişti. "Dur yardım edeyim Jisung." Ben ona cevap bile veremeden tuttuğu bavulu kaldırdığı gibi bagaja atmıştı. Arabanın ön koltuğuna oturduğumda Changbin'de hızlı bi şekilde bana dönmüştü. "Şimdi neler olup bittiğini anlatıyorsun, derhal."
Telefon görüşmesini ve ev olayını anlatır
"Tipini sktiğim bide seni seviyorum diyecekmişim. Hah!"
"Biz olan biteni çözeriz Jisung sen merak etme."
"Bırak ne hali varsa görsün ya. Yine bunla mı uğraşacam."
"Sakin ol Jisung. Hem bak, geldik."
Araba durduğu gibi ikimiz de atlamıştık. Bagajdakileri eve çıkardığımızda sesimizi duymuş olacak ki Yongbok kapıyı biz daha çalmadan açmış ve direk olarak bana sarılmıştı. "Jisungie!" Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Changbin hızlı davranıp elindekilerle eve girdiğinde bende arkasından girdim. Herkes salonda otururken bizi görünce kalkmışlardı. "Jisung?" Chan endişeli bi şekilde yanıma gelince ağlamam iyice tetiklenmişti. Chan'da beni anlamış gibi ben daha bişey diyemeden ve elimdekilere aldırmadan direk sarılmıştı. O an ki duygu patlamamla elimdekileri bırakarak Chan'a sarılarak omzunda ağlamaya başladım. Bütün olanları kaldıramıyordum. Herşey üstüme geliyordu.
Bi süre sonra
"Daha iyi misin Jisung?" Hyunjin'in sorduğu soruya brownie dolu ağzımla başımı sallayarak yanıtladım.
"Bak Jisung, bundan sonra bizde kalıyorsun."
"Ama size yük olurum Hyunjin."
"Skerim yükünü, bizde kalıyorsun NOKTA."
"Ndlskdjdkslsl, tamam tamam sakin."
"Ben bi telefon görüşmesi yapıcam arkadaşlar iki dakikaya dönerim." Chan dedikleriyle beraber salondan ayrılmıştı.
Chan'ın bakış açısı
Aklını seveyim Minho senin. Yapılacak iş mi ya. "Ben bi telefon görüşmesi yapıcam arkadaşlar iki dakikaya dönerim."
"Tamam Chan Hyung."
Felix'in yanıtıyla rasgele bi odaya girdim. Minho'nun ülkeden ayrılıyorum demesinin üstünden baya bi zaman geçmişti, şuan muhtemelen uçaktan inmiştir ve ona ulaşabilirim. Rehberden adını bulup çaldırdım. "Chan?"
"Minho kendinde değilsin sen hemen şimdi açıklıyorsun bana, nerdesin."
"Söyleyemem Hyung."
"Söyleyeceksin Minho."
"Beni zorlama Hyung, lütfen."
"Minho iyi değilsin, lütfen nerde olduğunu söyle."
"Berlin'deyim."
"Sakın itiraz etme yarın ordayım."
"Ama Hyu-"
Arama sonlandırıldı
Bu işi herkesin iyiliği için çözmek zorundayım. Minho eve geldiğinde zaten bi tuhaflık sezmiştim. Bu ipin söküğünü bulmam ve dikmem lazım, daha fazla kaçmadan. Odadan çıkıp tekrardan salona yöneldim. "Yaa arkadaşlar iş gereği bikaç gün şehir dışına çıkmam lazım."
"Nerden çıktı bu bi anda."
"Bende bilmiyorum ki Bin. Akşam uçağım var benim eve gidip toparlanmam lazım."
"Geliyorum Channie."
Seungmin'de evimize gitmek için kalktığında ikimiz hızlı bi şekilde diğerleriyle vedalaşıp ayrıldık. Arabaya binince Seungmin direk olarak sormuştu. "İş için değil dimi?"
"Bu kadar zeki olmak zorunda mısın sevgilim."
"Minho'yla ne konuştunuz bilmiyorum ama onun yanına gidiyorsun, değil mi? Hemen açıkla."
"Bana da henüz anlatmadı ama Berlin'deymiş. O yüzden oraya gidip bunu yüzyüze konuşup hızlıca bu durumu durdurmam gerek."
"Ne kadar sürecek peki bu."
"Bilmiyorum sevgilim ama en yakın zamanda gelicem. Belki 2-3 gün sürebilir."
"Ben napıcam peki sensiz 2-3 gün."
"Merak etme sevgilim. Herşeyi düzeltmem lazım."
"Sen fazla iyi birisisin sevgilim." Yan koltuktan uzandığı gibi dudaklarıma kapanınca bende onun bu isteğine karşılık verdim. Çok hızlı hareket ediyordu dudakları, bende onun bu hızına ayak uyduruyordum. Ağzımdan gelen metal tadıyla dudağımı kanattığını anladım. Yavaş bi şekilde ayrılınca yüzlerimiz arasındaki mesafeyi korudu Seungmin. "Herşeyi çöz sevgilim, sana güveniyorum."
....
Şok oldu biraz dimi heh
Sonraki bölümler için bi minsung smut düşünüyom ama.....bilmiyorum
Sizce yazsam nasıl olur
Oy verip yorum yapar mısınız asklarrrr

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Arama | Minsung
FanfictionH: Alo, sevgilim seni çok özledim. Hep telefonu açıyorsun ama telefonun karşısında yoksun değil mi? M: Seni çok özledim Jisung... ...