Sabah uyandığımda Fred ve George çoktan aşağı inmişti. Aşağı indiğimde Deniz sinirle patlıyordu.
Yağmur: Mia noluyo sakin ol!
Deniz: Bu adi pislik Draco ve Cedric'i okula biz çağırıyormuşusuz gibi gösterip astronomi kulesinden atmış.
Yağmur: Ne! Şimdi öldürdüm lan seni!
Fred beni tutuyordu ben onu üstüne yürümeye çalışıyordum.
Yağmur: Fred bırak beni elimle şunu öldüreyim.
Fred: Kızlar sakin olun.
Deniz&Yağmur: Bak hala gülüyor pislik. Öldürücez oğlum seni.
Yağmur: Yerini söyle oraya gidicez.
Oliver: Revirdeler.
Deniz: Seni azkabana attırmazsam bende neyim.
Yağmur: Ne azkabanı elimde öldürücem o pisliği.
Sirius: Sakin ol kızım revirde iyilerdi.
Yağmur: Ne iyisi baba!
Oliver: Baba mı?
Sirius: Evet babasıyım!
Oliver: Sen Afton değil misin?
Yağmur: Ne fark ederki sonunda ölücek sen olucaksın.
Oliver: Ciddi misin?
Deniz: Hiç olmadığımız kadar. Senin ölünü bile bulamayacaklar oğlum.
Fred&George: Bizde varız.
Oliver: Tek kişi için fazla değil misiniz?
Yağmur&Fred: Noldu korktun mu da?
Oliver: Niye aynı anda konuşuyorsunuz?
Yağmur: Denk gelmiştir.
Oliver: Fredle çıkıp Draco'ya niye endişeleniyorsun sonuçta ayrıldınız.
Fred: Biz çıkmıyoruz saçmalama. Sen iyicene kendini birşey sanmaya başlamışsın.
Yağmur: Fred'e katılıyorum. Biz abi kardeş gibiyiz. Mal mısın?
Oliver: Beraber uyurken öyle demiyordunuz.
Hepsi: Ne!
Yağmur: Ben teklif ettim gece kabus gördüğüm için.
Oliver: Hah! Kabuslardan mı korkuyorsun. Güleyimde boşa gitmesin.
Deniz: Ben bunu öldürürüm.
Deniz Oliver'ın üstüne atlat ve yumruk atmaya başlar. Cedric'i düşündükçe daha çok yumruk atar. George üstünden çeker. Ona sarılır Deniz sinirden ağlıyordur.
George: Shhh! Tamam sakin ol... Çocuğun yüzü dağıldı.
Yağmur: Daha beter olsun. Onu öldüreceğiz.
Fred: Kızlar önce sakin olun. Sizle Hogwartsa gidicez. Hatta oliverıda alıcaz. Ama sakin olun ve yukarı çıkıp hazırlanın.
Deniz: Özür dileriz arkadaşlar. Profösörler. Molly teyze,Arthur Amca ve sirius amca.
Sirius: Önemli değil kızlar haketti zaten pislik.
Yağmur: Fred üzgünüm senin sürprizi ertelesek olmaz mı?
Fred: Olur güzelim dert etme.
Hızlıca hazırlanıp hogwartsa doğru yola çıktık. Gittiğimizde hızlıca revire koşuyorduk. Revirin kapısını girdiğimizde sadece yanyana iki yatak duruyordu. Hızlıca koştuk.
Yağmur&Deniz: Draco/Cedric!
Ağlayarak koştuk. Orada yatıyorlardı. Uyanıklardı. Onlara seslenince bizim olduğumuz tarafa baktı. İkiside sevinmişti.
Yağmur: Özür dilerim... özür dilerim... Yanında olamayıp seni korayamadığım için.
Draco yanağımı eliyle tutup başparmağıyla yüzümü okşadı.
Draco: Üzülme güzelim iyiyiz ağlamayın.
Yağmur: Geri birlikte oluyoruz.
Draco: Ama baban?
Yağmur: Benim vahtiz babam o gerçek babam sirius black.
Draco:Ne!
Yağmur: Evet! Hiçbirşey yapamaz çünkü bütün hamlelerini tahmin edebilirim veya maximum seni kurtarırım ondan sonra işkence tapıp şiddet uygular Maximum bu olur.
Draco: Sana birşey yapmasına izin vermeyeceğim.
Fred ve George uzaktan bizi izliyorlardı. İkisininde morali düşmüştü ama belli etmiyordu.
George: Melody onunla çok mutlu.
Fred: Ondan vazgeçmeyeceğim sadece uygun zamanı bekleyeceğim. Draco'ya hala güvenmiyorum. Birlikte olduklarından beri Mel'in başına gelmeyen kalmadı.
George: Aynı şeyler Mia içinde geçerli.
Çocukları gördükten sonra evlerine bıraktık. Sonrasında bizde döndük akşam olmuştu. Oliver orada oturuyordu. Deniz ile direk yukarı çıkıp plan yaptık. Babamın çalışma odasına gizlice ışınlanıp gerekli malzemeleri sonra Denizlerin evindende silahları alıp hazırlık yaptık. Biraz dışarı çıkıyoruz diyerek hazırlanıp oliverıda aldık.
Yağmur: Sürpriz sonuna hazır mısın Wood!
Oliver: Max ne yapabilirsiniz?
Deniz: Bunu!
Deniz anıden bıçağı karnına soktu ardından bıçağı çıkardı. Sonrasında bende silahla kalbine sıktım. En sonunda ise gömdük ve eve döndük. Döndüğümüzde Fred ve George bizi bekliyordu.
Fred: Nerdeydiniz Mel! Merak ettik.
Yağmur: Küçük bir işimiz vardı hallettik.
George: Yoksa düşündüğümüz şeyi mi yaptınız?
Deniz: Evet!
Sirius ve Lupin bizi duymuştu. İkiside olayı anlamıştı ama birşey söylemediler. Biz olayı onlarada anlattık. Diğerlerinede yalan söyleyerek saldırıya uğrayıp öldüğünü söyleyecektik. Planımız tam işlemişti. Şanslıydık. Paçamızı kurtarmıştık.
Sabah hızlıca kalkıp Molly teyzeyle konuşup özel bir mekan ayarladım. Asıl sürpriz bugün Fred'in doğum günüydü. Aslında unutmuş gibi davranıcaktım. Diğerleri kutlarken ben gidip orayı hazırladım. Fred bana gün boyu ulaşamayağınca telaşlanmıştı herkese beni soruyor kimse cevap vermiyordu.
Fred: Of çıldırıcam ya nerede bu kız!
George: Sakin ol Fred buluruz.
Fred: Nasıl sakin olayım ya biri birşey yaptıysa?
Molly: Oğlum dedim ya bana dışarı çıkıcam akşam dönücem dedi.
Fred: Anne nereye gitmiş olabilirde akşam dönücek.
O sırada içeriye girerim. Herkes bana bakıyordu. Fred mutlulukla koşup bana sarılarak havaya kaldırdı.
Fred: Merlin aşkına! Nerdesin kızım sen kaç saattir nerdesin?
Yağmur: Molly teyze söylemedi mi?
Fred: Dışarı çıkıp akşam döneceğini mi?
Yağmur: Hayır! Senin sürprizin için mekan tutmaya gittim.
Fred: No way! Şaka yapıyorsun değil mi Mel!
Yağmur: Hayır. Hadi hazırlan gidicezzz!
Fred: Okey sir!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Harry Potter Dünyasına Üç Türk Kız Giderse (ARA VERİLDİ)
ActionArkadaşlarımla beraber yaptığımız karakterler ile keyifli maceraya çıkıcaz kitap 3. Yıldan itibaren başlıyor. Ben Yağmur size keyifli okumalar dilerim. (Arkadaşlar kitaba ara verdim çünkü hem çok saçmalamıştım hem de ruhsal çöküşteydşm bunu yazarken...