Bölüm 30 | Çirkin Tilki Yavrusu

30.6K 2.2K 2.3K
                                    


İyi akşamlar <3

Yine yetiştiremediğim bir bölümle karşınızdayım. Ben bölümleri neden istediğim yerde bitiremiyorum ya hep düştüğüm bölüme fazla geliyo... Size bir test yapmıştım ya o 31. bölüme kaldı dostlarım. Etik ve Ahlak'ı bol bol ve tahmin edemeyeceğiniz insanlarla tartışıyor olacağız. Son kısımlarda ufaktan da çıtlattım. Ehehehe. Yeni bölüm çok uzakta değil diye düşünüyorum. Biliyorsunuz ki ilk kitabı yayınevime teslim etmekle ilgileniyorum. Teslim edip tekrar bölüm yazmaya başlayacağım. 

Keyifli okumalar dilerim. Oy ve yorum bırakırsanız çok mutlu olurum. Yorum sayımız epey düştü. Kırıcısınız kdkdkdkdkdkd

Sizi seviyorum, öpüldünüz <3


Cehennemde açan cennet çiçeklerine...

Cehennemde açan cennet çiçeklerine

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 30  |  ÇİRKİN TİLKİ YAVRUSU



Hayat bir çember değil tekrar etsin kendini. Ama düz bir çizgiden de ibaret değil bilmesin sonunu. Aynı acının etrafında dönebilir, şekillenebilir ve aynı acıyla yüzleştirebilir seni. Fakat aynı hislerle attırmaz bir daha hiçbir acı kalbini. Bir kalpte aynı acıya iki kez yanılmaz, bir nehirde iki kez yıkanılmayacağı gibi. Her acının kendine has var bir ritmi. Hayatımızı bir adım daha götüren ileri. Belki de ayıran birbirinden ve birleştiren bizi. Öldürmeyen acı her zaman güçlendirir mi? Yoksa bu ölmeden önceki son teselli mi? Bilmiyorum, bilsem bile artık dönemem geri...


ARAL ÇAKIRCA

En eski anılarından biri bir öğle vakti, ablam keman kursundayken biz üç erkek kardeş arabamızın arka koltuğunda oturmuş annemin güzel sesiyle bir şarkıya eşlik edişini dinlerken pikniğe gittiğimiz o anı. Hatırladığım en eski ve mutlu anım bu. O zamanlar altı yaşlarındaydım muhtemelen. Şimdi yirmi dokuz yaşımdayım. Aklımda o anı var. Şimdi daha büyük bir arabanın içinde yanımda iki erkek kardeşim kardeşimle anne ve babamla birlikteyim. Annemle birlikteyim. Hayal gibi geliyor bu hâlâ. Böyle yüzüne dik dik bakmamalıyım belki de ama gözlerimi alamıyorum ondan. Sanki yok olup gidecek bir göz kapayışımla. Elini tutmak istiyorum, yere oturmak, başımı dizlerine yaslamak istiyorum. Yapmamın nedeni utanmak değil çekinmek daha çok. Nasıl tepki verir, bu ona ne hissettirir bilmiyorum. Ya bu ona fazla gelirse? Fazla gelir miyim Lina? Sen de çok ürkektin başlarda, fazla geldim mi sana hiç?

Lina'nın ellerimizi birleştiği anı anımsadım annemin ellerine bakarken. O anı hiç unutmayacaktım. Kırk yıl aralıksız düşünsem uyusam rüyamda görmeyeceğim bir andı o yaşadığım. Aşık olduğum kadın elimi tutarak beni anneme götürmüş atamadığımız o adımı bizim için atmış, ellerimizi birleştirirken bunu beni ona hediye ederek yapmıştı. Göğsümde saf sevgiden bir ateş yandı. Ben sahip olduğu en değerli şeymişim. İçinde olduğum ortamın gerginliği ve ne yapacağını bilmezliğinden ötürü Lina'yı daha çok özledim. O yanımdayken daha dingin hissediyordum kendimi. O yokken dik durmak zorunda olduğum aklımın bir köşesindeydi her zaman. Ama varken bir insan olduğumu hatırlıyor, o dizimde otururken başımı omzuna yaslayarak dinlenebiliyordum. Tam şu anda ona ihtiyaç duyuyordum. Fakat annesini bırakmasını isteyemezdim ondan. Kuzey'e, Güney'e ben dönene kadar kardeşlerimize iyi bakmalarını, Şahin'e ve Kürşat'a, Lina ve ailesiyle ilgilenmelerini tembihlemiştim tekrar tekrar. Fakat aklım yine de onlarda kalmıştı.

BAZI İNSANLAR BÖYLE YAŞARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin