7.)Küçük?

414 50 47
                                    

Çığlık. Daha doğrusu kendi çığlıklarım. Buraya geldiğimden beri daha doğrusu kaçırıldığımdan beri en çok canımı acıtan şey şu lanet mavi serumlar olmuştu. Benden yaşça büyük adamlar bile acı içinde kıvranırken bu doktorlar benim buna nasıl dayanacağımı düşünüyorlardı.

Serumum bittikten sonra sarı saçlı bir kadın kolumdan tutarak beni sedyeden kaldırdı ve önüme diz çöktüğünde artık o zamanın geldiğinin farkındaydım. Bacaklarıma doğru her maçtan önce sıkılan o spreyden sıktı.

Her asker son serumunu aldıktan sonra oranın en güçlülerinden biriyle dövüşür ve kazanan en azından da bir haftalığına da olsa dinlenme hakkı kazanırdı.

Karşımdaki rakibimi görmeden önce belki yapabilirim umudu vardı içimde ama onu gördükten sonra intihar etmeyi bile planlamıştım.

Kış Askeri tam teşekküllü şekilde karşımda duruyor ve bana ölümcül bakışlar atıyordu.

Buraya gücüyle nam salmış bir insanı 13 yaşındaki halimle nasıl yenebilirdim ki? Sarı saçlı kadın bize Rusça bir şeyler bağırdıktan sonra odadan çıkıp siyah demir kapıyı kitlemişti. Buradayken defalarca kez ölmek için yalvardığım olmuştu ama sanirim ilk defa kendimi ölüme bu kadar yakın hissediyordum.

"Kaç yaşındasın küçük?" Belki de hayatımda duyduğum en sert ama bir o kadar da şefkatli bir ses tonuyla konuşmuştu. Susuzluktan kurumuş boğazımı hafifçe temizledim.

"13 , efendim." alayci sekilde guldugunu işittim.
"Efendim mi? Buraya ne için geldiğini biliyor musun küçük? Ya neden burada olduğunu"

Neden böyle konuşuyordu? Fazla şefkatli konuşuyordu ve bu beni fazlasıyla korkutuyordu.

"Hayır efendim. Siz biliyor musunuz neden burada olduğumu?" Bakışları sağ yanağıma kaydı.
"Seninle dövüşmemiz lazım küçük. Ve farkındasındır ki bana karşı hiç bir şansın yok. Kaçıncı serumunu aldın küçük?" Bana küçük demesi babamı hatırlatmıştı.
"6. serum efendim. Anılarımı yavaş yavaş yitiriyorum. Sizce bu normal mi?" Bakışlarına hüzün yerleşmişti.

"Normal küçük. Son serumun kalmış. 7. serumdan sonra artık benim gibi olacaksın. Güçlü ve öldürmeye hazır bir canavar."
Canavar olmak istemiyordum ama karşımdaki bu adam canavar olamayacak kadar masum bakıyordu bana.

"Siz hatırlıyor musunuz efendim? Adınız ne?" Alaycı gülüşünü işittim.

"Adım Kış Askeri , küçük. Ve emin ol 4 dakika içinde buradan birimizin cesedi çıkmazsa ikimizi de makineye bağlayacaklar."
Hayır ölmek istemiyordum , buradan sağ çıkma ihtimalim de yoktu.

221Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin