Ağlamak bir insana bu kadar yakışmamalıydı. Ağlarken de güzeldi ama ben onu gülerken görmek istiyordum.
Kahkahalar atarken , benim yaptığım saçma esprilere gülerken , ya da belki de ileride çocuğumuz olduğunda onunla eğlenirken.
Ben Davi'mi ağlarken görmek istemiyordum. Ağlayacaksa benim yanımda , kollarımda ağlamalıydı.
Bu karşımdaki orospu çocuğunun önünde değil.Benden sessizce özür dilemesinin üzerinden 10 saniye geçmişti.
Ve bu 10 saniyedir yere çökmüş kafasını öne eğmiş ağlıyordu.
Yanına gidemiyordum, kaburgam git gide canımı yakıyordu. Yere çökmüştüm ne onun önümde ağlamasını izliyordum.
Canımdan can gidiyordu , elleri titredikçe ellerim titriyordu. Nefes almasıyla nefes alıyordum.
Ben onunla yaşıyordum.
Yavaşça kafasını kaldırdı. Gözleri. Tanrım gözleri mükemmeldi ama güzelim yeşile ağlamak yerine gülmek yakışıyordu.
Benimle şarap içmek yakışıyordu. Neredeyse nefret ettiğim Enzo ile gülmek yakışıyordu.
Ya da en basitinden Davi'ye yaşamak yakışıyordu.
Ama karşımda gördüğüm manzara bir ölüye aitti.
Beni seçmeliydi. Onun için ölürdüm. Yapardım bunu ama o benim için ölmemeliydi.
Hafif öksürme sesinden sonra Tanrısal bir ezgi olan sesini duydum.
"Sarılabilir miyim? Lütfen?" Bu soru bana değildi. Bu soru şuan onun başına duran Sharon Carter'aydı.Ve Davi bana sarılmak için Neredeyse Carter'a yalvarıyordu.
"Son kez Atlas. Yalvarırım s-son kez!" Kekeliyordu. Nefes alamiyordu. Nefes alamiyordum.
Atlas'ın kafa sallamasından sonra yavaşça ayağa kalktı.Elim kaburgalarımın üzerinde Yavaşça ayağa kalktım.
Yanıma gelmesiyle boynuma sarılması bir oldu. Kokumu içine çekerken bir yandan ağlaması kadar canımı acıtan bir şey olmamıştı bugüne kadar.Saçları bir bulut kadar yumuşakken nasıl oluyordu da bu kadar asil ve sert durabiliyorlardı?
"Seni seviyorum." Boynumda nefesini hissettim. "Seni seviyorum." Boynuma bir öpücük. "Seni seviyorum." Bir tane daha. "Seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum." Defalarca kez biliyorum ve seni seviyorum demek isterdim.
Her seni seviyorum dedikten sonra boynuma bıraktığı öpücüklerin sayısı ne kadardı bilemiyordum ama kalbimde bıraktığı bıçak izleri fazlaydı.
Hem de çok fazla.
"Affet beni. Yalvarırım affet."
Beni seçmişti. Kış Askeri olmamı seçmişti.
Ve bunu iyi ki de yapmıştı.
Boynumdan ayrıldıktan sonra dudaklarıma bıraktığı o nazik öpücük her şeyin bittiğini gösteriyordu.
Yanımdan ayrılıp makineye doğru yürüdü. Hayır hayır hayır hayır bunu yapamazdı. Gidemezdi hayır hayır hayır!
"Hayır. Davi sakın! Hayır bunu yapamazsın! HAYIR DAVİ HAYIR SEVGILIM HAYIR!" Kollarımdan tutulduğumu hissediyordum. Gidemezdi.
Hayır tekrar Beyaz Kurt olamazdı.
Onu bırakamazdım. James bunu yapamazdı , yapamazdım.
Ben bağırdıkça koltuğa doğru giden adımları yavaşlıyor, kendi içinde de savaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
221
FanfictionAşk bütün felaketlerin başlangıcı derdi annem. Ölmeden önce. Babam , aşkın tüm herşeyi iyileştirdiğini söylerdi. Ölmeden önce. Ablam , sevdiği adamın kokusuna cennet kokusu derdi. Ölmeden önce. Biz bir araya gelmemeliydik Atlantis. Biz yok e...