*1 Ay*
Nefes alamıyorum. Yoksun yanımda ve ben kendimi ayakta tutamıyorum Davi.
Affet. Koruyamadım. Affet. Bir daha kaybettim seni. Affet.
*2 Ay*
Gel artık. Çık ortaya. Canımı almak için bile olsa çık ortaya sevgilim.
*3 Ay*
Neredesin? Şimdi ellerimin titremesini geçiren sen, neden titremelerine sebep oluyorsun? Neden kabuslarımda başrol oldun sevgilim?🍷🍷
3 Ay bana asla bu kadar uzun gelmemişti. Ve ben ,Kış Askeri, hayatımda ilk defa viski içmiştim.Acaba içerken ne hissediyordu diye.
Acaba içersem gelir mi, diye. Neredeydi? Ne zaman gelecekti? Ama en önemli soru , Nefes alabiliyor muydu?
Bar masasına yaslı olan kafamı kaldırdım. Yan tarafıma baktığımda Tony hariç herkes buradaydı. Tam tamına üç aydır deli gibi Davi'yi arıyorduk. Tony yattığı yerden bizi yönlendiriyordu.
Ark reaktörünü 30 dakikalığına çıkartmak onu tam tamına 3 Ay yatağa mahkum etmişti.
Benim bile kaburga kırıklarım 1 qyda geçmişti. Gerçi o serumla da alakalı olabilirdi."Kendini kaybediyorsun. Yapma. Seni böyle görmek istemezdi." Steve her zaman olduğu gibi yine iyilik peşindeydi.
Ama asıl sorun benim iyilik değil, sevgilimin burada olmasını istememdi. Sinirle ayağa kalktığımda feci şekilde başım dönüyordu.
"Ondan bir daha ölmüş gibi bahsedersen olacaklardan ben sorumlu olmam Steve. Yaşıyor. Hissediyorum. Yaşıyor ama nerede?" Son cümleye doğru sesim git gide kısılıyordu. Canım acıyordu ama bu fiziksel değildi.
Sandalyeye tekrar oturduğumda önümdeki bardağı kafama diktim. Gitmem gerekiyordu ama kendimde ayağa kalkmaya güç bulamıyordum.
"Hala haber yok mu?" Omuzumda hissettiğim el ile bakışlarımı arkama çevirdim. Enzo buradaydı ama karşımdaki hatırladığım Enzo değildi.
Bakışları daha yorgundu ,gözlerinin altı şiş ve vücudu oldukça zayıf duruyordu. Davi ile oldukça yakındı ve bu duruma üzülüp bu hale gelmesi oldukça normaldi.
Kafamı hafifçe hayır anlamında salladım. Derin nefes verdiğini işittim ama sanki ben de uzun zamandır nefes almıyor gibiydim.
Kapalı olan gözlerimi araladım ve ayağa kalkmaya çalıştım. Başım dönüyordu ama şuan ondan önemli olan bir işim vardı.
Son 3 aydır kendi evime hiç gitmemiştim. Davi'nin evime gidiyordum çünkü odası hala onun gibi kokuyordu. Yastığı, yorganı abartmıyorum sanki mutfak bile onun gibi kokuyordu.
Ve o koku beni hayatta tutuyordu.
Steve nereye gideceğimi biliyordu. Hiç bir şey demeden kolumdan tutup beni arabaya sürüklüyor ve bunu oldukça sert şekilde yapıyordu.
Arabaya bindiğimde gerçekten dayanamaz haldeydim. Arka koltuğa sakince uzandığımda ağlamıyordum. Ama evin önüne geldiğimizde ve Steve hadi geldik dediğinde gözlerimden yaşlar akıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
221
FanfictionAşk bütün felaketlerin başlangıcı derdi annem. Ölmeden önce. Babam , aşkın tüm herşeyi iyileştirdiğini söylerdi. Ölmeden önce. Ablam , sevdiği adamın kokusuna cennet kokusu derdi. Ölmeden önce. Biz bir araya gelmemeliydik Atlantis. Biz yok e...