-10-
"Hiçbir karanlık sonsuza dek sürmez.
Orada bile yıldızlar var..."-En Uzak Sahil, Ursula K. Le Guin
Gorg Krallığında bugünlerde her canlıda bir telaş ve heyecan vardı. Kimse nedeni anlayamadığı bir biçimde kendini mutlu ve huzurlu hissediyordu. Kuşlar daha neşeli, çiçekler daha renkli, insanlar da daha mutluydu.
Ancak sarayın bahçesindeki küçük gölün yanında oturmuş düşüncelere dalan Artemis ise etrafındaki bu mutluluk tablosunu fark etmiyordu. Artemis, kuşların cıvıltısını dinleyip baharın burnuna getirdiği taze çiçek kokularını içine çekerken Morgan koşmaktan nefes nefese kalmış bir şekilde "Prensesim her yerde sizi arıyorum, yine nereye kayboldunuz?" diye sordu.
Artemis, yüzünü Morgan'a dönmeden dudaklarına bir gülümseme yayılmıştı. Balodan önce babası Morgan'ı onun özel muhafızı yaptığından beri günler geçmişti. Bu günler boyunca Artemis, sürekli Morgan'la uğraşmış onu oradan oraya peşinde sürüklemişti.
Onun pes edip bu görevi bırakmasını istiyordu ancak bu kaçma kovalamaca da ona eğlenceli gelmeye başlamıştı. Her fırsatını bulduğunda Morgan'a hissettirmeden ortadan kaybolup onu telaşlandırmak hoşuna gidiyordu.
Morgan'da her yerde onu arıyor, bulana kadar sarayın altını üstünü getiriyordu. Morgan her ne kadar bunu görevi için yapsa da bazen saatlerce Artemis'i bulamadığında başına bir şey gelmesinden endişe duyuyor, onu bulana kadar içi bir türlü rahatlamıyordu.
Morgan, Artemis'in yanına oturdu ve düzensiz nefesini sakinleştirmeye çalıştı. Artemis'in ise yüzünde hâlâ çocuksu bir mutluluk okunuyordu.
Artemis, Morgan'a dönüp, "Bir dahakine daha dikkatli olman gerek. Her seferinde seni atlatıyorum. Böyle mi koruyacaksın beni?" dedi ve Morgan'a göz kırptı. Onunla eğlenmek, onu sinir etmek ve onunla kavga etmek hoşuna gidiyordu. Uzun zamandır pek arkadaşı olmadığından ve hep yalnız olduğundan Morgan'la vakit geçirmek ona iyi hissettiriyordu.
Balodan sonraki günler boyunca birçok kez sohbet etme fırsatları olmuştu. Morgan gerçekten de iyi bir insandı ancak Artemis onun birçok konudaki ukala tavırlarına sinir oluyordu.
Bir gün Artemis dövüş dersi için Komutan Jasper'ın yanına gitmişti, tabii ki Morgan'da onunla birlikteydi. Jasper oldukça yakışıklı ve genç bir komutandı ayrıca Artemis'e karşı da bir ilgisi olmadığı söylenemezdi.
Ders boyunca Morgan, Jasper'ın Artemis'e karşı tavırlarından rahatsız olmuştu. Her seferinde ona dokunmak için bir fırsat kolluyor ve yüzünde şeytani bir gülümsemeyle Artemis'in gözlerinin içine bakmaya çalışıyordu.
Artemis dövüş dersinde o kadar da iyi değildi, savunmayı başarsa da saldırıyı bir türlü gerçekleştiremediğinden rakibini yere seremiyordu. Jasper'da onun bileklerini tutup kendisine vurmasını sağlamaya çalışıyordu.
Jasper, Artemis'e her dokunduğunda uzaktan onları izleyen Morgan, sinirden ne yapacağını bilemiyor, bir o yana bir bu yana yürüyüp Artemis'in dikkatini dağıtıyordu. Daha sonra Jasper, Artemis'in dikkatinin dağılmasından faydalanıp onu tuttuğu gibi yere serdi.
Artemis, sırtını yere vurulmasından duyduğu acıyı unutup sinirle Morgan'a baktı çünkü kaybetmesinin tüm suçlusu olarak onu görüyordu. Jasper, dersin bittiğini söyleyip gittikten sonra Artemis sinirle Morgan'ın yanına geldi ve "Senin yüzünden oldu." dedi.
Morgan, Artemis'in neyi kastettiğini anlamadığından bir şey söylemeyince Artemis, "Sürekli dikkatimi dağıttığın için oldu. Senin yüzünden kaybettim." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALIN KIZLARI
Historical FictionGorg Kralı Harold'ın birbirinden güzel dört prensesi; Alberta, Diana, Emilia ve Artemis yaşayacakları kaderlerden habersiz babaları ve annelerinin yanında vakit geçiriyorlardı. Tanrı kaderimizi yazmıştı ve bu yazgı değiştirilemezdi, insan yaptığı se...