6

155 23 10
                                    

-6-
"Kıyıya vurmadıkları sürece, balıklar suyun farkında değildirler."

-Mülksüzler, Ursula K. Le Guin

Büyük Meydandaki eski kuleden gelen 'gong' sesiyle tüm ülke uykusundan uyanmıştı. Bugün haftalardır hazırlıkları yapılan baharın gelişinin kutlandığı festivalin ilk günüydü. Bu festivali en çok çocuklar sabırsızlıkla beklediği için erkenden uyanmışlar ve heyecanla üstlerini giyinip sokağa koşmuşlardı, büyüklerin gözlerinde de aynı çocuksu heyecan okunuyordu.

Meydandaki tüm hazırlıklar bitmişti, her taraf rengârenk ışıklarla ve lalelerle donatılmış, panayırlar kurulmuş, tiyatro gösterilerinin yapılacağı, şarkıların okunacağı yerler hazırlanmış ve kazananların bizzat kraldan ödül alacağı üç gün sürecek olan yarışmalarda başlamıştı. Meydan sabahın ilk saatlerinden itibaren köylerden getirilen insanlarla birlikte kalabalıklaşmıştı.

Saatler ilerlediğinde artık festival gerçekten başlamıştı, şarkıcılar en güzel şarkılarını okuyor halkta bu şarkılara eşlik ediyordu. Aynı zamanda söylenen şarkılarla ve çalınan müziklerle meydan adeta dans pistine dönüşmüş gibiydi. Şairler baharın gelişinden ilham aldıkları şiirlerini okuyor, tiyatrocular da oyunlarını sergileyip saatlerce ayakta alkışlanıyorlardı. Ressamlarda aylardır hazırladıkları ilkbahar tablolarını sergiliyor adeta ilhamda birbirleriyle yarışıyorlardı.

Tüm bu gösterilerin yanında kazan kazan pişirilen yemekler ve şerbetler dağıtılıyor ve şaraplar içiliyordu. Herkesin gözü yapılan yarışmalardaydı, yarışmacılar büyük bir rekabet halinde kılıç, ok, koşu, dövüş gibi düellolarda sırasıyla mücadele ediyor ve izleyicilerini koltuklarında heyecanla düellonun sonucunu beklemeye davet ediyorlardı.

Öğle saatlerine gelindiğinde festival hız kesmeden devam ederken aniden meydanda kraliyet arabalarının belirdiği göründü ve halk tüm eğlencelere ara verip buraya koştu. Kral Harold her yıl ilk önce yaptığı gibi halkını selamlamak ve onlarla aynı heyecanı paylaştığını göstermek için Büyük Meydana gelmişti. Onu gören halkın gözleri mutlulukla yaşarmış ve elleri yüreklerinde sevgili krallarını selamlamışlardı.

Kral eski kuleden halkına seslendi ve onların mutluluğuna ortak olduğunu en samimi dilekleriyle açıkladı. Halkın üç gün boyunca doyasıya eğlenip hoşça vakit geçirmesini istediğini, baharın gelmesiyle oluşan bu güzel havanın festivalden sonra da devam etmesini temenni ettiğini ve bu beraberliğin her zaman ülkenin yapı taşı olduğunu da sözlerine ekleyip konuşmasını noktaladı.

Kral saraya döndüğünde diğer krallıkların kralları, soyluları ve sanatçıları Gorg sarayına gelmeye başlamıştı. Kral Harold, Kraliçe Fiona ve diğer saray halkı onları karşılıyor, güzel dileklerini sunuyorlardı. Saraya gelen davetlilerin listesi şöyleydi; Gorg'un soylu aileleri ve önemli insanları, Thanos Kralı Emrick, karısı Jessica ve iki çocuğu Ronald ile Laura, Clifford Kralı Ferguson, karısı ve iki oğlu, Weston Kralı Kendrick, karısı ve bir oğlu ile gelmişti. Aynı zamanda bu krallıkların soylu aileleri, devlet adamları ve tüccarları da gelmişti.

Bunların arasında herkesin bildiği ve sevdiği Thanoslu ünlü bestekâr Abel ve Westonlu ünlü ressam Galvin de vardı. Bu sanatçılar krallıkta misafir olacakları üç gün boyunca kim bilir nasıl ilhamlar ortaya çıkaracak ve belki de en güzel eserlerini burada inşa edeceklerdi. Kral ve kraliçe misafirleriyle bizzat kendileri ilgilenip sarayda kalacakları süre boyunca tüm ihtiyaçlarının karşılanması için onlara özel hizmetçiler ve muhafızlar görevlendirmişti.

Neredeyse misafirlerin çoğu gelmiş ve akşam yapılacak balo için hazırlanmak üzere odalarına yerleşmişlerdi. Ancak baloya ilk defa katılacak olan Aragon Krallığından henüz kimsenin gelmemesi herkesin dikkatini çekmişti. Bu davetin iki krallık için barış getireceğini düşünüyorlardı ancak Aragonlar'ın bu davete gelmemeleri hoş bir davranış değildi.

KRALIN KIZLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin