-11-
"Boğmaya çalıştığımız her dürtü zihnimizde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler."-Dorian Gray'in Portresi, Oscar Wilde
Artemis ve Morgan'ın Richard'ı araştırmasının üzerinden neredeyse bir ay geçmişti ancak Artemis'in anlamadığı bir şekilde Diana ve Richard bu dönemde daha da yakınlaşmış, tüm aile onları ilerde evlenecek gözüyle bakmaya başlamıştı. Richard yemeklere davet ediliyor ve Diana ile gezintilere çıkıyordu yani gitgide daha da aileye yakınlaşıyordu.
Artemis ise Richard'ın tüm foyasını ortaya çıkaracak olan Willy'den gelecek haberi bekliyor ve o zamana kadar bu dolandırıcı adama katlanmak zorunda kalmalarına deli oluyordu.
Artemis düşüncelerini her ne kadar Kral Harold ile paylaşmayı düşünse de bu günlerde Kral Harold'ın ne Richard'la uğraşacak ne de onun planlarına kafa yoracak vakti yoktu. Çünkü balodan sonra yapılan toplantıda tüm saray adamlarının isteğiyle Aragonlar ile barış imzalanması ve ticari ilişkilerin gelişmesi yönünde bir karar alınmıştı.
Kral her ne kadar bu barış görüşmelerini daha sonraya ertelemek istese de Aragon Kralı Leonard sürekli mektuplar gönderip saraya davet edilmeyi beklediklerini bildirdiklerinden Kral Harold artık bu ısrarlar karşısında pes etmişti.
Dış ilişkilerle ilgilenen Otis, bir Aragon sarayına bir Kral Harold'ın huzuruna çıkıyor, bu işin en kısa sürede halledileceğine dair Aragonlar'a söz veriyordu.
Kral Harold, tecrübesi gereği Aragonlar'ın barış isteğinin masumane bir istek olmadığını biliyordu. Ülkelerin ilk kurulduğu zamandan beri Gorglar'a savaş açmış, türlü isyanlar ve ayaklanmalar çıkarmaya çalışmışlardı. Bu yüzden yıllardır Gorg topraklarında gözü olan Aragonlar'ın şimdi tek amaçları barış olamazdı. Bunun altında hem ekonomik hem de siyasi nedenler yatıyordu.
Aragonlar, konumları itibariyle oldukça verimsiz ve kullanışsız topraklara sahip oldukları için ne tarım ne de hayvancılıkla geçinememişlerdi. Yapıları gereği kötü insanlar oldukları içinde çoğu ülkenin onlarla ticaret yapma gibi bir isteği de olmazdı.
Ancak son yıllarda Glenn Dağının doğu tarafında zengin doğal taş yatakları keşfetmişlerdi. Bunu duyan diğer krallıklardaki birçok tüccar onlarla alışveriş yapmak istese de Aragonlar'ın yolları güvenli olmadığından vazgeçiyorlardı.
Clifford Kralı Emrick, Aragon Kralı Leonard'a yazdığı mektupta çıkarılan taşların Gorg Krallığı üzerinden getirildiği takdirde ticari bir anlaşma imzalamak için hazırda beklediğini bildirince Leonard o zamanda beri buna kafa yoruyordu. Aynı zamanda sadece Clifford Krallığı değil, Thanos ve Weston Krallıkları da aynı şekilde ticaretin Gorg Krallığı üzerinden gerçekleşmesinin hem daha güvenli hem de daha ucuz maliyette olacağını bildirdi.
Bunun yanında da açıkçası Aragonlar'la ticaret yaptıkları için Gorg Krallığının ve Kral Harold'ın güvenini sarsmak istemiyorlardı. Yani Leonard için Gorg Krallığı ile barış imzalamak dışında başka bir seçenek kalmamıştı.
Bu yüzden aylardır çok uğraşmış, diğer krallardan ve Gorg'un önemli saray adamlarından Kral Harold'ı barışa ikna etmeleri konusunda yardım almıştı. Sonunda gerçekten de istediği olmuş Kral Harold barışı ve ticari ilişkilerin yapılmasını kabul etmişti ancak Leonard aylardır bu haberi beklediğinden daha fazla beklemek istemiyordu.
Bir an önce barış antlaşmasının imzalanmasını istediğinden Kral Harold'a her gün mektuplar gönderiyordu. Hatta o kadar çok mektup yazıyordu ki, gününün çoğunu mektup yazmaya ve Kral Harold'ın hoşuna gidecek şiir parçaları bulmaya harcıyordu. Karısı Demeter bile bu mektupları gördüğünde "Bir kez olsun bana böyle şiir dolu mektuplar yazmadın, aşk olsun sana." diyerek Leonard'a tavır koymuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRALIN KIZLARI
Historical FictionGorg Kralı Harold'ın birbirinden güzel dört prensesi; Alberta, Diana, Emilia ve Artemis yaşayacakları kaderlerden habersiz babaları ve annelerinin yanında vakit geçiriyorlardı. Tanrı kaderimizi yazmıştı ve bu yazgı değiştirilemezdi, insan yaptığı se...