Chan gelen mesajla saniyesinde ayaklanırken Jeongin'i aramıştı. Üstüne ceketini giyerken hastane lafını duyan Minho da ayaklanmış ve evden bir hışımla ayrılmışlardı. Geride kalanlar endişeyle birbirlerine bakarken Changbin ve Felix ne olduğunu az çok tahmin ettiklerinden deli gibi tur atıyorlardı evde. Durumun ciddiyetini bilmeyen Jisung ve Hyunjin ise onları sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Tamam Felix yeter artık. Sakin olun. Chan hyungla Minho hyung gitti. Bize haber verirler, Felix hadi otur bebeğim."
Changbin, odada en büyük olmanın getirisiyle sakin olması gerektiğinin farkına varmış ve küçüklere yönelik konuşmuştu."Evet lixie sakin ol. Belki ufak bir şeydir ya da bizim Jeongin rahat durmamış kavga çıkartmıştır. Sanki alışık olmadığın şeyler." Felix kendi arkadaş grubunda bu durumlara alışıktı elbet. Ama hiçbir zaman kavga sonucu hastaneye gidip pansuman yaptırırken yanlarında Seungmin yoktu. Jeongin'den haber alamaması bir yana Seungmin'in de olaya dahil olmuş olması işleri daha da kötüleştiriyordu.
Aradan geçen zamanda onlarca kez Chan ve Minho'yu arayıp son durumu öğrenmeye çalışsalar da başarılı olamamışlardı. Bu Felix'i daha da kötü yaparken iki bedenin de ağızlarından çıkan tek kişinin Seungmin olması Jisung ve Hyunjin'in dikkatinden kaçmamıştı. Hyunjin bir yanda kardeşi bir yanda aşık olduğu çocuğu merak ederken bilinmezlik içinde gittikçe sinirlendiğini hissediyordu. İkilinin sadece Seungmin için endişelendiğini düşünmesi de ona yardımcı olmuyordu.
Felix, daha uzun süre dayanamayacağını düşünerek Seungmin'in odasına koştu ağlayarak. Jisung da endişeyle onu takip etti ve yatakta ağlayan bedene sarıldı.
"Çillim, noluyor size? Sakin ol nolur, ağlama. Neden sayıklıyorsun Seungmin Seungmin diye, ben anlayamıyorum."
Felix, ağlamaktan sıklaşan nefesiyle Jisung'a baktı. Seungmin, hastalığını kendi söylemek istediğinden grubun geri kalanına söylememişlerdi ama Felix o an bunu düşünecek durumda değildi.
"Seungmin hemofili hastası Jisung. Kavgaya giremez, girmemeli, asla ama asla. Ya bir şey olduysa, kesin oldu zaten. Duydum Jeongin'in sesini çok kötüydü. Kesin Seung'a bir şey oldu." Konuşmasının ardından tekrardan gözyaşlarına boğulan beden Jisung'a sarıldı.
"Jisung, çok tehlikeli. Anlıyorsun di mi çok tehlikeli. Seungmin hemofili. Tehlikeli, çok tehlikeli." Jisung yaşadığı şoku atlatamadan tehlikeli diye sayıklayarak arkadaşını sakinleştirmeye çalışıyordu. Şu zamana kadar sakin olup durumu normal karşılayan Jisung'un, duyduklarıyla Changbin'le Felix'ten farkı kalmamıştı. Jeongin kavga etmeyi biliyordu, kendini korurdu, aldığı birkaç darbe vücudu için önemsizdi. Ama ya Seungmin? Seungmin ne haldeydi?
Gittikçe kötüleşen arkadaşıyla korkuyla Changbin hyunguna seslenmiş ve yanlarına çağırmıştı. Elinde suyla odaya dalan Changbin hemen Felix'in yanına gitmiş ve zorla birkaç yudum içirmişti küçük bedene. Hyunjin ise hissettiği sinir ve endişeyle kenarda dikiliyordu.
Felix ve Changbin yetmezmiş gibi şimdi de Jisung başlamıştı Seungmin diye dolanmaya.O dörtlü Seungmin'in odasında endişeyle kıvranırken diğer dörtlü ise hastaneydi. Jeongin kavga anında ne olduğunu anlayamadan Minsoe'nun bağırışıyla arkasını dönmüş ve kanlar içindeki hyungunu görmüştü. Birden o kadar çok kan gören üçlü korkup kaçarken Jeongin öylece olduğu yerde kalmıştı.
Kendime gelir gelmez Seungmin'in yanına koşan Jeongin, hyungunun vücudunu kontrol ederken bir yandan da nereden bıçaklandığını soruyordu Seungmin'e. Gördüğü kana göre çıkarım yapan Jeongin, hyungunun ciddi bir şekilde bıçaklandığını düşünürken kolunda gördüğü bıçak yarası mantıklı düşünmesini engelliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mariposa | hyunmin ✔️
Fanfiction*Hemofili hastalığı yüzünden pamuklara sarılarak büyütülmüş şapşal Seungmin ile belaya bulaşmaktan ekstra keyif alan bela mıknatısı Hyunjin*