Peri çocuk

1.9K 215 25
                                    

Hyunjin birkaç saat önce altı kişi tarafından kovalanmamış gibi, Felix onu dakikalarca azarlamamış gibi sokaklarda dolaşıyordu. Bir eli başında Felix'in gazabına uğramış saçlarını okşarken bir yandan da söyleniyordu. Ne vardı yani saçlarını savunduysa? Çok bir şey de yapmamıştı ki. Alt tarafı birkaç laf etmiş sonra da çocuğun uzun ve güzel saçlarını, kesinlikle kendi saçından çirkindiler, duvara birazcık sürtmüştü. O karışıklıkta diğerlerinin de saçlarını biraz yolmuş olarabilirdi. Belki birazdan biraz fazla. Altı arkadaşın bir olup onu kovalamalarını gerektirmezdi bu.

Gecenin ilerleyen saatlerinden kaynaklı sokaklar sessiz ve boştu. Öyle ki Hyunjin söylenmelerine rağmen birkaç metre ilerideki buz pistinin aralı kapısından dışarıya sızan müziği duyabiliyordu. Bu buz pisti şehrin en sevilen mekanlarından biriydi. Öğlenleri küçük çocuklar gelir düşe kalka kaymaya çalışırken etrafı gülüş sesleri kaplardı. İlerleyen saatlerde ise daha profesyonel olan patenciler gelir pratik yapar ve içeridekileri mükemmel performanslara boğardı. Lakin gecenin bu saatinde içeride bir hareketliliğe rastlamak çok da olası değildi. 23.00'da kapanmış, kapılarının kilitli olması gerekirdi.

Hyunjin içinde yeşeren merak duygusuna engel olamamış, bu saatte kimin buz pateni yaptığını görmek istemişti. Salona girip koridorda yürüdükçe dışarıya sızan şarkı daha da netleşmeye başladı. İçeride kim vardı ve nasıl bir koreografiye sahipti bilmiyordu ama Winter Falls kesinlikle güzel bir seçimdi. Çalan şarkıya eşlik ederek ilerleyen Hyunjin, buz pistinde beyazlar içinde gördüğü bedenle yerine çakıldığını hissetti. Değil şarkıya eşlik ederek yürümek, tek bir adım atacak gücü yoktu o an. Tüm sesler, tüm hareketler silikleşmiş sadece bir kişi olağanca parlaklığıyla duruyordu orada.

Buz pisti mor ledlerle aydınlatılmıştı. Hyunjin bir iki defa geldiği için biliyordu bu ledlerin renk renk ve seçilebilir olduğunu. Demek ki pistteki peri çocuk mor rengi seçmişti özellikle. Güzel seçim, fazla güzel bir seçim diye düşündü Hyunjin. Zira şuan yan profilini gördüğü çocuk mor ışıklar altında üstündeki beyaz gömlekle tam anlamıyla peri gibi gözüküyordu.

Biraz daha yaklaştı Hyunjin piste, daha doğrusu piste çekildiğini hissetti. Sessiz sedasız, karanlıkta saklanan bir hayalet gibi oturdu ve tüm odağıyla izlemeye başladı çocuğu. Hareketlerinden, etrafa yaydığı enerjiden, kendine büyük gelen beyaz gömleğin salınışından zar zor gözlerini alıp çocuğun yüzüne bakabildi en sonunda. Gördüğü yüz ise kampüste görüp dikkatini çekmeyi başaran minik köpek yavrusunu andıran çocuktan başkasına ait değildi. Bu çocuğu Chan'la beraberken görmüştü birkaç kez. Onu ilk gördüğü anı hatırladı Hyunjin. Boynunda mor polaroid fotoğraf makinesi ile Changbin'in koluna yapışmış bir şeylere ikna etmeye çalışıyor gibiydi. Gözlerini kocaman açmış, Hyunjin'e göre fazlasıyla sevimli bir şekilde gülümsüyordu. O gülümsemeye kimsenin hayır diyemeyeceğini biliyor gibi.

İlk gördüğünde fazla sevimli diye düşünmüştü. Birkaç gün sonra mimarlık fakültesinde Chan'la konuşurken görmüştü. Bir yandan Chan'a laf yetiştirirken diğer yandan sıcak içeceğini içiyordu. Fazla sıcak olmalı ki sürekli üfleyip duruyordu. O zaman düşündüğü tek şey sevimli çocuğun aynı zamanda dikkat çekici olduğuydu. Birkaç gün daha süren tesadüfler sayesinde hyunglarının ona karşı olan korumacı tavırlarına da tanık olmuştu. Fazla korumacılar diye düşünüp sorgulamıştı hatta. Fakat şimdi gördükleri karşısında tek düşünebildiği çocuğun nasıl bu kadar zarif olabildiğiydi.

Ritme göre ileriye kayıyor, Hyunjin'in hiç beklemediği bir anda geri geri kaymaya başlıyordu. Profesyonel olmalı diye düşündü Hyunjin. Aksi taktirde gözünü bile kırpmadan birdenbire ters kaymaya başlamaya cesaret edemezdi herhalde. Şarkının nakarat kısmının girmesiyle peri çocuk da dönüşlerine başladı. Öncesinde tek tur olan dönüşler yavaş yavaş ikişer üçer tura dönüşüyor ve her seferinde Hyunjin'i nefessiz bırakıyordu. O anlarda keşke buz patenine ait terimleri biliyor olsaydım diye mırıldanmadan duramadı. Bilseydi eğer bu nefes kesici hareketleri daha güzel, daha detaylı, hak ettikleri gibi tarif edebilirdi belki de...

Kaç şarkı çaldı, çocuk kaç kere döndü ya da kaç kere dengesini kaybedip ofladı sayamadı Hyunjin. Aklı, ruhu, bedeni ve varlığı sanki sadece orada oturup izlemeye yetecek kadardı. Ne bir eksiği ne bir fazlası sadece izlemeye yetecek kadar. Hyunjin bir an için karanlıktan çıkıp çocuğa kendini göstermek istedi, gidip tanışmak, konuşmak istedi. Tam cesaret edip ayağa kalktığında ise peri çocuk arkasını dönüp çıktı pistten. Önce patenlerini çıkardı sonra çantasını topladı ve aynı kayarken olduğu gibi zarif bir şekilde karşı koridorda kayboldu. Çocuğun gidişi Hyunjin'i bir hayal bulutundan uyanmış kadar sarstı, bir an irkildi ve tam o an gerçekliğe dönmüş gibi hissetti.

Derin bir nefes aldı ve kendine gelmesi gerektiğini tekrar tekrar hatırlattı kendine. Güzel bir ortamda, özenle hazırlanmış bir ambiyansta artistik bız pateni yapan kimi görse etkilenirdi zaten. Herkes etkilenirdi, buna bu kadar da fazla anlam yüklemeye gerek yoktu. Sadece güzel bir performanstı. Girdiği kapıdan çıkarken Hyunjin'in aklında olanlar sadece bunlardı.

Tabii bir de buz pateni terimlerini öğrenmek...


🧸

Bu bölümü kitabı yayınlamamdaki en büyük sebep olan 3reacha ya ithaf ediyorum, iyi ki varsın <3

Kitap hakkında neler düşünüyorsunuz, eklememi ya da değiştirmemi istediğiniz yerler var mı? Lütfen benimle paylaşın fikirlerinizi *.*

Mariposa | hyunmin ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin