AfRam - 8

972 66 44
                                    

Afra'dan
Yine ve yine sıkıcı bir iş gününe uyandım. Evet, hiç bir zaman işe koşa koşa gittiğim söylenemez ama bugün ayrı bir gidesim yoktu. Mert de olmasa şirket asla çekilmezdi. Herkes çok ciddi. Samimiyet, güler yüz yok.
Tamam, kabul ediyorum bende çok soğuk biriyim. Herkesle anında kaynaşamam. O yılışık tiplerden hiç hoşlanmam. Yani aslında genel olarak insan sevmiyorum diyebilirim. Yakın çevrem çok azdır. Erkolardan da nefret ederim. Hiç güven vermiyorlar. Mert hariç...
Sizle sohbete daldık gitti...
Her ne kadar istemesem de hazırlanmam gerek...

Her ne kadar istemesem de hazırlanmam gerek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bunları giyindi)

Şirketin girişinde gözüme bir şey çarptı. Bir afiş...
Bakmak için gittim. Anladığım kadarıyla şirket olarak 3 günlük Antalya'ya tatile gidiliyormuş. Gitmek isteyen Buçe'ye adını yazdıracakmış.

Ayy bu karı her yerden pörtlemese olmazdı demi. Bir türlü kanım kaynamadı kıza.
Durduk yere sabah sabah sinir sahibi oldum iyi mi?

Sinir sistemimi yerine getirdikten sonra tatil işini düşündüm.
Kafamı dinlemek benimde hakkım. İşlerden dolayı iki dakika kendime ayıramıyorum. Hazır fırsat bulmuşken değerlendirsem iyi olurdu. Aslında grupça bir şey yapmayı sevmiyorum. Yanımda sadece sevdiklerim olsun istiyorum ama bu şansı kaçıramazdım.
Ya bugün ya da hiç...

Buçeyi adımı yazdırmak için ararken arkamdan bir ses geldi

"Afra" Diye bir ses. Arkama döndüğümde gördüğüm kişi bu berbat günümü güzelleştirdi. Mert...
Yanıma geldi

"Günaydın" dedi her zamanki neşesiyle.

"Günaydın Mert Bey"

"Bey mi? Afra biz bunları kaldırdık sanıyordum. Alınıyorum ama" dedi çocuk gibi masum ve üzgün bir şekilde. Kendimi tutamadım ve kahkaha patlattım. Çok komik duruyordu o hali.

"Şaka yapıyorum salak" dedim gülmeye devam ederken.

"Salak demen bana Mert Bey demenden daha iyi" dedi.
Allah kahretsin ne demiştim ben öyle. Söylemesi ayıp ağzım birazcık bozuktur ve yine kendini tutamadı. Neyse ki bu iyi hali. Daha kötü bir şey de diyebilirdim valla allah korudu.

"Ay Mert ben gerçekten çok özür dilerim. Birden ağzımdan kaçtı. Gerçekten kusura bakma. Asıl salak benim. Gerçekten öz..." Ben durumu toparlamak adına hızlı hızlı konuşuyordum ki Mert lafımı tamamlamama izin vermedi. Bir eliyle ağzımı kapadı.

"Şşş... Afra sakin ol. Bunda bir şey yok. Her iki yakın arkadaş gibi bizde birbirimize böyle şeyler diyebiliriz bazen. Önemli değil. Özür dileyip durma lütfen afroş."

Başta elini dudaklarımda hissettiğimde çok heyecanlandım fakat sonra dediği şey beni çok derinden üzdü.
İki yakın arkadaş mı? Beni arkadaşı olarak mı görüyordu?
Bu adam beni bir gün içinde hem dünyanın en mutlu insanı yapıp hem de dünyanın en üzgün insanı nasıl yapabiliyordu? Gerçekten büyük başarı. Ah Mert ahh...
Moralimin bozulduğunu anlamasın diye konu açtım.

AfRamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin