Mert'ten
Bu sefer güne hasta başlamıştım. Şaşırdınız dimi benim gibi enerjik ve gayet sağlıklı(!) beslenen birinin yataklara düşmesine? İnanın bende sizinle aynı şoku yaşıyorum. En son ne zaman hasta olduğumu bile hatırlamam. Yatakta kimsenin beni duymadığını bildigim halde naz yapar gibi sızlanıyordum ki flaş tv oyunculuğumu Afroş böldü."Alo Mert nerdesin sen? Uyuya mı kaldın saat kaç oldu haberin var mı?"
"Aşkım benim bi dur lütfen"
"Noluyor? Senin sesin niye öyle?"
"Bir şey yok grip sadece"
"Sadece mi? Tamam kapat hemen geliyorum"
"Gerek yok" dememe kalmadı telefon yüzeme kapandı..
Aradan yaklaşık 45 dakika felan geçmişti ve zil çaldı. Kapıyı açınca eve ilk giren Nagiş oldu.
"Babacım senin ne işin var burada hoş geldin" diyerek sevmeye başladım.
"Sen özledim diyince şirkete getiriyim demiştim"
"Çok iyi olmuş burnumda tütüyordu"
Afra tebessüm etti ve sonra hızla boynuma atladı"Aşkım benim iyi misin?"
"İyiyim Afracım alt tarafı grip"
"Ya ne biliyim sabah gittiğimde seni şirkette göremeyince içim bir değişik oldu sonra aradım ilk önce açmadın sonra açtın iyice korktum" dedi ağlarken.
"Oy bir tanem benim kıyamam sana ben. Ağlama lütfen. Senin gözünden düşen her yaş damlası benim kalbimi acıtıyor. Hem bak gayet iyiyim, Mert Ramazan Demire hiç bir şey olmaz merak etme sen"
Hem ağlayıp hem gülerken nasıl bu kadar güzel olmayı başarabiliyordu bu kadın."İyi ki varsın Mert seni çok seviyorum sakın beni bırakma olur mu?"
"Seni ölsem bırakmam Afra. Seni çok seviyorum"
Daha sonra Afra aşkımızın simgesi olan burun pıtımızı yapmıştı."Afra dur dur dur!"
"Noldu Mert?"
"Sen niye bana bu kadar yakınsın?"