Afra'dan
Şirkete gelmiştim. İçimde dün geceden beri bitmek bilmeyen korku ile karışık heyecan vardı. Hissettiğim şey ne bende tam olarak bilmiyorum.Şirkete gelince gözlerim mertte takılı kaldı. Odasında dolanıp duruyordu. Büyük ihtimalle beni bekliyor. Tüm cesaretimi toplayıp kapısını çaldım. Heyecanla - gel demek yerine kapıyı açtı 🥰- kapıyı açtı. İçeri girdim.
Mert söze girdi
"Afra hâlâ çok şaşkınım. Sen ... sen"
Mert lafını tamamlayamadan ben söze girdim
"Mert birbirimizi kandırmaya gerek yok"
"Anlamadım" dedi. Tabi ki anlamaz ayağına yatıyordu. Neyden bahsettiğimi gayet iyi biliyordu.
"Mert dün sen bana yalan söyleyince... bende durumu çaktım. Ama asla seni suçlamam çünkü bende aynı şeyi yaptım." Dedim ve duraksadım. Daha sonra tekrar devam ettim
"İkimiz de en başından beri sosyal medyada ve şirkette ki Afra ile Mertin aynı kişiler olduğunu biliyorduk.".
"Gerçekten özür dilerim. Neden senden böyle bir şey sakladım bilmiyorum."
Neler diyordum ben böyle? İstemsizce ağzımdan döküldü kelimeler...
"Afra özür dilemene gerek yok bende aynı şeyi yaptım. Bende çok özür dilerim."
Tebessüm ettim ve odadan çıktım.
Odamda oturmuş merti düşünürken kapı çaldı. "Gel" dedim. Gelen Berildi. Onunla görüşmeyeli epey zaman olmuştu. Onu çok özlemiştim.
Hemen yanına gidip sımsıkı sarıldım."Seni çok özledim Beroom"
"Bende seni canım benim. Afomm"
Beraber oturduk. Buceyi bize kahve getirmesi için çağırdım.
Somuratarak "Getiriyorum Afra Hanım" dedi ve gitti.
Beril durur mu? O da anlamış olacak ki hemen dedikoduya başladı."Kim bu? Çok somurtkan birisi."
"Canım asistanım". Dedim gülerek.
"Hep mi böyle yoksa sana karşı özel bir tavrı mı var?"
"Yani bana karşı olduğunu düşünüyorum. Kızın günahını almak istemem ama kesin Mertten hoşlanıyor"
"Hee.. Anladım neden anlaşamadığınızı" dedi sırıtarak.
"Nedenmiş Beril hanım?"
"Kızım sende aşıksın. Kabul et"
"Beril saçma..."
Lafımı tamamlayamadan kapı çaldı. "Gel" dedim.
Buçe kahvelerimizi getirdi ve çıktı. İki dakika sonra yine kapı çaldı. Bu sefer gelen Mertti."Selam" dedi, "Gelebilir miyim?" Diye sordu. Hiç bir zaman kibarlığından ödün vermezdi.
"Tabiki. Gel Mert" dedim. Sonra Mert ve Berili tanıştırdım. İkisi çok iyi anlaştı.
Uzun, uzun sohbet ettik ve sonra yine kapı çaldı. Bu sefer gelen kişiyi tanımıyorum. Uzun boylu, esmer bir adamdı.
Söze girdi."Mert abi nerdesin ya? Buçe olmasa daha çok arardım seni. Telefonun nerde senin?"
"Odada kalmış Ersin kusura bakma ya"
Sonunda akıllarına bizde gelmiştik. Mert bizi tanıştırdı. Ersin ve Mert çocukluktan arkadaşmış.
Ersin çok sıcakkanlı, kafa dengi birisi. Benim kanım ısındı.
Sohbet baya koyuydu. Ne zamandan beri konuşuyoruz bilmiyorum ama çok zevkliydi. En son Mert noktayı koydu.