AfRam - 26

463 52 42
                                    

Sabahın köründe nagişin isteği üzerine oyun oynamaya karar verdik. Ayrıca çokta yaratıcı, eğitici, öğretici bir oyun: top tutmaca. Ben topu atıyorum nagiş de topu alıp geri bana getiriyor.
Sakın gülmeyin biz çok eğleniyoruz bikerem.
Mesai saatimin başlamasına az kaldığı için son derece eğlenceli oyunumuza son vermek zorunda kaldık. Hazırlanmaya başlamadan önce telefonuma bakmaya karar verdiğimde annemden 7 cevapsız arama vardı.
İçimi endişe kapladı ve hızla geri dönüş yaptım.

"Alo anne"

"Afra..."

"C-cenk.."

"Konuşmamız lazım"

"Ben seninle hiç bir şey konuşmak istemiyorum. Annemi ver çabuk"

"Lütfen"

"Annemi ver diyorum! Duymuyor musun!?"

"Peki.."

"Kızım?"

"Anne sen ne yaptığını zannediyorsun ya?"

"Kızım çocuğun telefonlarına niye bakmıyorsun?"

Ah! Doğru ya annemin olaylardan haberi bile yoktu kadına boş azar çekecektim. Durumu toparlamaya çalıştım.

"Biz cenk ile biraz atıştık. Sen karışma lütfen anne"

"Karışma olur mu ya? Siz kardeşsiniz kızım"

Ah be annem kardeşlik mi kaldı?

"Anne sinirimi senden çıkarmak istemiyorum. Görüşürüz"

Şu an gerçekten kafamdan duman felan çıkıyor olabilirdi.
Ne cürretle benimle konuşmak isteyebilirdi? Hadsiz, gerizekalı, pislik! İğrenç, tiksiniyorum ondan...

İşe gecikmemek için sinirimi bir kenara bırakarak hazırlandım ve yola çıktım.
Yine de yüzüm hala beş karıştı.
Bu şekilde mertin yanına gitmek istemedim bu yüzden direkt odama geçtim.
İşe odaklanmaya çalışıyordum ama yok olmuyordu. Sinir tüm vücudumu ele geçirmişti resmen.
Uzun bir süre düşüncelere dalmış olucam ki mertin geldiğini bile fark etmedim.
Arkamdan gelerek boynuma öpücükler kondurmaya başladığında fark ettim onun varlığını.
Hızla oturduğum yerden ayağa kalktım.

"Mert ne yapıyorsun ya?"

"Afra? Noluyor ne bu şiddet bu celal?"

"Bir şey olduğu felan yok. Her zamanki gibiyim"

"Emin miyiz?"

"Bir şey yok dedik ya Mert"

"Peki ne bu halin?"

Cenk dersem Mert Balıkesire gider cenkide oraya gömer gelirdi.
Bir şeyler uyduracaktik yine..

"Sadece... sadece sürekli beni öpüp durman, sarılman beni sıkıyor. Daralıyorum"

"Bu mu yani?"

"Evet bu mert!"

"Benden sıkıldın yani?"

Cenk gebermesin derken işler daha mı boka sarıyordu yoksa bana mı öyle geliyordu???

"Ben onu demiyorum. Neden beni anlamak istemiyorsun ya?"

"Tamam nasıl istersen. Eskisi gibi olmuycam"
Diyerek odada beni yalnız bıraktı.
Bu durum bir şekilde toparlanır diyerek kendimi avuttum ve işime odaklanmaya çalıştım.

Bilgisayardan yeni şeyler tasarlarken buçe geldi mert ve benim imzalamam gereken bir kaç evrak varmış.

"Buçe ben merte imzalatırım"

AfRamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin