Afra'dan
Mert ile o anı gerçekten yaşamıştık. Rüya gibiydi ama... ama gerçekti, rüya değildi. O anı tekrar tekrar yaşamak istiyorum. İçimde o günden beri bitmek bilmeyen bir heyecan, mutluluk, istek var. Bunları düşündüğümde anlıyorum ki ben... ben merte deli gibi aşığım. Evet, sonunda kabul ediyorum. Seni seviyorum Mert Ramazan Demir. Hemde çok...
Ama şöyle bir sorun vardı ki ikimizde o günden beri birbirimizden kaçıyorduk. Neden mi?
Ben utanıyorum ama Mert neden bilmiyorum. Belki de ben ondan kaçtığım için böyle davranıyor.
Her neyse şimdilik mertten kaçmaya devam...
Hemen hazırlanıp çıkmam gerekiyor(Bunları giyindi)
...
Allah kahretsin ya!!!
Mert ile aynı anda geldik. Şimdi aynı asansöre bineceğiz. Tüm yolu onunla baş başa geçireceğim. Bu durum içimde büyük bir heyecanla birlikte endişe ve korku yaratıyor. Allahım sen bana yardım et...
Evet, korktuğum şey oldu asansöre kadar aramızda 100 metre vardı. O bende kaçıyordu ben ondan. Dışarıdan mal gibi gözüktüğümüze yemin edebilirim. Ama şu an ikimizde dip dibeydik ve ortama büyük bir sessizlik hakimdi. Büyük bir cesaretle bu sessizliği ben bozdum"Günaydın"
Mert de konuşmama şaşırmış olacak ki ilk başta cevap veremedi. Yüzüme böm böm baktı.
"Günaydın Afra"
Afra mı? Afroşa noldu be mertim? Bunun üzerine tek bir kelime daha edemezdim. Bence açık açık gösterdi benle konuşmak istemediğini. Resmen ismimden soğudum şu an. İsmimi kendime yapılmış bir hakaret gibi görüyorum. Teşekkürler Mert Ramzan Demir. Bunu unutmayacağım Mert Ramazan Demir...
Asansör yolculuğumuz bitince ben önden hızlıca gittim. Merte çok kırılmıştım doğrusu....
Buradaki işlerimi hallettikten sonra kendi ofisimde aklıma geldi. Kim bilir ne kadar iş birikti. Oraya gitsem iyi olurdu burda mertten kaçmaktansa çalışmayı tercih ederim.
Mert'ten
İşlerim bitince babamın yanına uğradım."Oğlum Afra ile aranızda bir şey var mı?"
"Baba öyle bir şey yok. Biz Afra ile çok yakın iki arkadaşız"
"Tamam belki şuan yakın arkadaşsınız sonrası için ihtimal yok mu?"
"Y-yok"
"Mert, oğlum benim ben görüyorum afraya nasıl baktığını. Bana dürüst ol"
"Off baba! Afraya nasıl bakabilirim ben allah aşkına?"
"Hayranlıkla bakıyorsun. Ona bakarken için gidiyor görüyorum ben. Eğer utanıyorsan utanma. Bunda utanacak bir şey yok. Ask güzel bir şey. Söyle hadi?"
Babamın ısrarlarına dayanamıyordum. Artık gerçekleri söyleyecektim ki kapı çaldı. Gelen afraydı.
"Emre Amca gelebilir miyim?" Dedi her zamanki naifligiyle.