Mert'ten
Afra da bende bin kere olmaz desekte babam bizi en sonunda ikna etmisti. Ne, nasıl olacak Afranın da benim de hic bir fikrim yok. Babama güvenip bir yola girdik. Ama Afranın içinde yine de şüphe vardı. Sürekli soru sorup duruyordu."Emre Amca nasıl olcak bu iş?"
"Aslında sizin yapacağınız bir şey yok kızım. Siz sadece magazinin önünde bol bol birlikte görünün."
Afra da bende birbirimize baktık ve çaresizce onayladık. Tam çıkarken babam durdurdu ve
"Bu oyunu kimse bilmeyecek. Sadece üçümüz. Şirkettekiler, aileniz... herkes"
Tamam demekten başka çaremiz yoktu.
Oyun başlasın...
Odadan çıkınca Afra bana döndü"Mert napıcaz şimdi? İnsanlar bize değişik değişik bakıyor kendimi garip hissediyorum" Gerçekten haber çabuk yayılmış. Herkesin gözü üzerimizdeydi.
"Bir şey yapmıycaz Afra. Oyunu kuralına göre oynuycaz" dedim net bir şekilde ve elini sımsıkı tuttum. Afra da gülümsedi ve o da benim elimi tuttu.
İnsanların garip bakışları hâlâ devam ediyordu. Hatta bazı fısıldaşmaları bile duyabiliyordum."Oha haberler gerçekmiş"
"Mert Bey ve ciddi bir ilişki?"
"Ayy ben ikisini çok yakıştırıyordum"
Gibi... gibi... gibi...
Afra'dan
Bilgisayarıma gömülmüş islerimle uğraşırken Buçe karısı geldi. Eğer tahminlerim doğruysa yani merti seviyorsa şuan beni bir kaşık suda boğmak istediğine yemin edebilirim..."Afra hanım Emre Bey konuşma yapacakmış" dedi tıslayarak. Bende gayet soğuk bir şekilde "Geliyorum" dedim. Yüzüne bile bakmadım.
Gerçekten çok sinir bozucu birisi. Neyseki reklam anlaşması bitince kurtulacağım.Gittiğimde Mert de oradaydı. Yanına gittim
"Noluyor?"
"Yani aklımda bir şeyler var ama... öğreniriz birazdan" dedi. Bende başımla onayladım.
Bir süre sonra Emre Amca konuşmaya başladı."Arkadaşlar öncelikle zamanınızı aldığım için özür dilerim. Merak etmeyin çok kısa bir konuşma olacak. Yarın şirketimizin 25. Yılına gireceğiz. Bu yolda bana destek olan herkese sonsuz teşekkür ediyorum. Zaten bilen bilir her yıl bir davet düzenliyoruz. Hepinizi bekliyorum. Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum"
Mert heyecanla bana döndü
"Ee geliyorsun dimi?"
"Yaniiii...bilmiyorum"
"Yaaaa Afroş. Beni yalnız mı bırakacaksın?" dedi küçük bir oğlan çocuğu gibi. Bu hallerine karşı bende güldüm. Tabi bunlar yaşanırken herkesin gözünü üzerimde hissedebiliyordum. Hâlâ alışamamışlar anlaşılan .
"Peki, senin için gelicem" dedim. Hiç beklemediğim bir anda bana sarıldı.
"Afroşum benim. Beni kirmayacağını biliyordum. Bir tanesin sen bir taneee" dedi büyük bir mutkulukla. Benden ayrılınca tebessüm ettim
"Sende bir tanesin mertcim" dedim. Yüzünde oluşan mutluluğu görmemek için kör olmak gerekirdi. O mutlu olunca anlamsızca bende mutlu oldum..
Acaba... acaba mertte mi bana...???? Ayh yok artık Afra!!!...
Aksam şirketin yıldönümü olduğu için bugün is güç yokkkk. Beril de akşam benimle beraber gelecek. O yüzden beraber hazırlanacağız. Beyaz bir elbise giyindim. Saçımı da aşağıdan bağladım. Berile göre şu an dünyanın en güzel kızıyım ama önemli olan mertin beğenmesi.
Ayy yine saçmalama saatin geldi Afroş. Emre Amca Mert ile beraber gelmemizi istedi yaniiii... nedense heyecanlıyım işte.