AfRam - 25

485 60 31
                                    

Bugün yola Nagişimle çıktım ama farklı bir yola. Bir günlüğüne ofis değişikliği yaptım çünkü bizim ofiste işler almış başını gitmiş ve Beril bunun altında ezilmeye başlamıştı.
Yolda nagişle şarkı söyleye söyleye giderken eğlencemizi bölen Mert olmuştu.

"Efendim bir tanemm?"

"Senin bir tanem diyen dillerini yerim"

Kıkırdadım.

"Gel de ye"

"Sen gelll. Nerdesin sen ya özledimmmm?"

"Aa Mert ben sana söylemeyi unuttum. Benim bizim ofisteki işleri halletmem lazım bugün ayrıyız yaniiii"

"Ya ama ben özleriiiim"

"Bende özliycem aşkım ama bu güncük"

"Peki öyle olsun. Zaten akşam ödül töreni var"

"Aaa ben onu tamamen unuttuuum"

"Aman diyeyim afroş"

"Tamamm. Mert ben simdi ofise geldim de akşam görüşürüz sevgilim"

"Görüşürüz bebeğim benim. Seni çok özliycem ve bir an önce akşam olması için dua edicem"

Kıkırdadım ve telefonu kapattım. Bugün önemli bir toplantı vardı ve sadece 15 dakikam kalmıştı.
Hızlıca toplantı salonundaki yerimi aldım ve bekleme esnasında telefonumla ilgilenmeye başlamışken içeriye boyu benim iki katım olan, kumral, ela gözlü yapılı bir adam girdi. Bu benim toplantı yapacağım Deniz Bey olmalıydı.
Hızla ayağa kalkarak elimi uzattım.

"Hoş geldiniz Deniz Bey"

"Hoş buldum Afra Hanım"
Uzattığım eli alarak minik bi buse kondurdu tebessüm ederek hemen elimi çektim. Mert şunu görse bu ofisi başımıza yıkardı.

"Dilerseniz toplantıya başlayalım?"

Onayı aldıktan sonra yaklaşık 1,5 saat süren bir toplantı gerçekleştirdik. Saat bire geliyordu ve bu demek oluyorduki yemek arasıııı!!!!
Ben öğlen yiyeceğim yemek hakkında hayallere dalmışken beklenmedik bir teklifle karşı karşıya kaldım.

"Afra hanım yemek için bana eşlik eder misiniz?"

Ne diyeceğimi bilemedim. Mert bunu duysa bu sefer gerçekten ofisi tepemize geçirebilirdi ama buna iş yemeği denilebilirdi öyle değil miii?????

"Tabiki" Demek zorunda kaldım.

Yola çıktığımızdan beri Deniz Beyin bakışlarını üzerimde hissediyordum. Bu bakışlarını beni ilk defa görüp merak etmesine bağlayarak kötü düşünmemeye çalıştım.
Benim elimin ayağımın birbirine girmeye başladığı sıralarda telefonum çalmıştı.

"Sevgilim nabeeeeerrr??"

Mert tüm tatlılığıyla bu soruyu bana yönelttiğinde benim verecek bir cevabım yoktu. Yalan söylemek zorundaydım eğer gerçeği söylersem Mert o yemeği bize zehir ederdi.

"Iyiyim" Sadece bunu diyebilmiştim.

"Emin misin?"

"Evet"

"Napıyorsun peki?"

"Yemeğe gidiyorum"

"Tek misin?"

"E-evet" Bunu biraz zor söylemiştim. Eğer Mert yemeğe yalnız gitmediğimi öğrenirse o yemek masasını Deniz Beyin kafasında parçalayabilirdi.

"E geliyim o zaman. Konum atsana?"

"OLMAZ" Diye aniden çıkıştım. Bu sırada Deniz Beyin anlamsız bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum ona dönüp tebessüm ettim.

AfRamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin