10

1.6K 68 40
                                    

🎶 The Happiest Girl-BLACKPINK

***

Bazen öyle bir noktada olursunuz ki, her şey neredeyse mükemmeldir. Hayata karşı beklentileriniz azalır, çünkü ihtiyacınız yoktur. O kadar huzurlu hissedersiniz ki, bulutların üzerindesinizdir adeta. Bunun sonsuza kadar süreceği rehavetine kapılırsınız; ayağınız o buluta ilk adımını daha sağlam, daha büyük bir beklentiyle atar.

Bulutların pamuktan olmadığını, ayak bastığınız gibi sizi kucaklayan boşluk yüzünüze bir tokat misali çarptığında anlarsınız. Engeller hayatın bir parçasıdır, o hayat mükemmel olsa bile.

Hayatın sizi getirdiği en iyi noktalardan birinde olabilirsiniz ama mükemmeli stabil bir şekilde yaşamak imkansıza yakındır. Çünkü hayatın her zaman sizin için başka bir planı vardır. İsteseniz de, istemeseniz de. Bekleseniz de, beklemeseniz de.

İlişkiniz, işinizdeki gidişat, kurduğunuz doğru arkadaşlıklar sizi hayal ettiğiniz noktaya getirmişken karşınıza hâlâ pürüzler çıkararak sizi sınayabilir; sabrınızın yettiği kadarını değil, daha fazlasını isteyebilir. Tek yapmanız gereken de buna bir son gözüyle değil, bulunduğunuz noktadan sizi etmeye çalışan ve tek ayağınızla ezip geçebileceğiniz bir parazit gözüyle bakmaktır.

Ben de tam olarak bu noktada, bu felsefeyi hayatıma entegre etmeye karar vererek verebileceğim en sağlıklı kararı vermiş, o paraziti ezmeye hiç olmadığım kadar hazırdım.

Ne babamın hayatımı tekrardan alt üst etmesine, ne de Yesli'nin sahip olduğum en iyi şeyi elimden almasına izin verecektim. Bana gözdağı verdiğini düşünüyordu, tek yapabileceğinin ilişkimi ekran üzerinden izleyebilmek olduğu bir konumdayken.

O bir hafta önce gönderimi beğenerek çok bir şey başardığını, ilişkimizi etkileyeceğini düşünürken ne kızlara ne de Melissa'ya konusunu açmamış, hayatıma devam etmiştim.

Hayatıma devam ettiğimin en iyi göstergesi de o ve yaptığının aklıma bir hafta sonra tırnaklarımı yaptırırken gelmesiydi galiba.

Liseden arkadaşım Bige'nin salonuna fırsat bulup gelebildiğim için şükretmem gerekirken, aklımı gereksiz şeylerin kurcalamasının ne kadar manasız olduğunu fark ettiğim gibi dikkatimi ojelerime son rötuşları yapan arkadaşıma çevirdim.

"Şu bordo ojenin en çok yakıştığı insan falan olabilir misin sen ya?" Tırnaklarıma gururlu bir bakış attı. İyi görünmesinde onun payı büyüktü nasılsa.

"Her zamanki gibi mutlu ayrılacağım buradan." Bitirmiş olduğu elime memnun gözlerle baktım.

"Eğer gitmeden seni yemezsem." Diğer elimi de bitirip gülerek arkasına yaslandı.

Dediği şeye güldükten sonra telefonumdan saate bakıp konuştum.

"Bir dahaki gelişimde cilt bakımı ve saç bakımına çok ihtiyacım var. Şimdi kız arkadaşım alacak beni, vaktim yok o yüzden."

Kızlarla sahilde oturup vakit geçirme planımız olduğu için beni buradan alacaktı, yiyecek ve içecek bir şeyler aldıktan sonra da onların yanına geçecektik. Uzun zamandır yapamadığımız ve hasret kaldığımız bir şeydi ne yazık ki.

Gözlerine imalı bir bakış hükmederken sırıtarak bana doğru eğildi.

"O mesele." Duraksayıp kaşlarını kaldırdığında gözlerimi kaçırdım.

safe place | melissa vargasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin