22

1.3K 70 44
                                    

🎶Bu Kalp Seni Unutur mu?-Fikret Kızılok,Sibel Sezal

***

Verandaya uğrayan hafif esinti şortun açıkta bıraktığı bacaklarımı kendime doğru çekmeme sebep olurken yerime iyice yerleştim. Uzunca ağaçlar yağmurla ıslanırken yaprakları birbirine çarpıyor, üzerimde garip bir hipnoz etkisi yaratıyordu. Nefret ettiğim üşüme hissini bile iliklerime kadar hissetmeme rağmen mest oluyordum. Burada her şey çok güzeldi. Her şey daha katlanılabilir, daha aşılabilir hissettiriyordu. Çünkü o vardı, ben vardım. Burada sadece biz vardık. Kafamda kurcalanmayı bekleyen onca düşünce, hakkında endişelenmem gereken onca sorundan uzakta.

Odağım tamamiyle onda ve buradaki son akşamımızı güzel geçirmekteydi. Olimpiyat elemelerine gitmeden böyle bir kaçamak yapmak ikimizi de zihnen ve bedenen ferahlatmıştı. Bu koşuşturmacayla büyüdüğümüz için kısa tatiller bize yetiyordu, hayatın sakin halini tanımadığımız için yokluğunu da çekmiyorduk.

Bu kısa arada bile işimizi haftalarca ayrı kalmışçasına özlemiştik. Olimpiyat elemelerini bir an önce oynama isteğimiz çok baskın olsa da milli takım sezonunu bu senelik noktalayacağımız gerçeğinin bıraktığı burukluğa üstünlük kuramıyordu. Milli takımın ruhu bambaşkaydı. Pahabiçilemez, tarifsiz bir bağlılıktı ona duyduğumuz. Asla eskimeyen, eskimeyecek. Senenin en sevdiğim zamanlarının sonu geliyordu ama bir sonrakinin daha da iyi olacağına emin olduğumdan rahat bir nefes alabiliyordum.

Ayaklarının sağladığı gıcırtı kulaklarıma dolduğunda düşüncelerimden sıyrılıp kafamı geldiği tarafa doğru kaldırdım. Kafamı kaldırdığım gibi elindeki sweatshirtü boynumdan geçirdiğinde yüzüme yayılan tebessüme engel olamadım. İtiraz etmeden hareketlenip kalanını da üstüme geçirdiğimde oturduğum salıncakta ona da yer açtım.

"Soğuğa ne kadar dayanabileceğini mi test ediyorsun?" Kaşlarını dalgacı bakışlarının üzerinden kaldırdı. Bir elini salıncağın üst kısmına yerleştirerek oradan destek alırken bana doğru eğilmişti.

"Çıkarken almayı unutmuşum, girip almakta gözümde büyüdü." derken bakışlarını taklit ettim.

Bu atmosfere dair her şeyi çok özleyecektim.

Boşta olan elini elime kenetleyip beni ayağı kaldırdığında sorgular gözlerle ona baktım. Bakışlarımı umursamadan evden içeri girip arka kapıya doğru yöneldiğinde ona ayak uydurmaktan başka şansım olmadığını çoktan anlamıştım, sadece takip ediyordum.

Arkadaki genişçe balkona adımladığımızda kendimi ağaç ve yeşilliklerle bezeli manzaraya yukardan bakarken buldum. Balkonun bir kısmına kalın ve sık dokunmuş ağdan bir oturma alanı yapılmış, ağın boşluklarından sallanan ağaç yaprakları görünüyordu. Geldiğimizden beri çoğunlukla verandada veya evin içerisinde vakit geçirdiğimiz için buraya dikkat etme şansım olmamıştı, olduğu gibi de büyülenmiştim o yüzden.

"Son gecemizi burada geçirmek daha güzel olur diye düşündüm." Ağın üzerinde dengesini sağlayıp yerine yerleştiği gibi elimden destek vererek beni de yanına oturttu.

safe place | melissa vargasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin