33

942 48 31
                                    

🎶Sen İstersin-Sedef Sebüktekin,Canozan

***

Ağlamak iki ucu birbirinden oldukça uzak ve birbirinden bağımsız görünse de bir noktada bağlanan, sonu olmayan bir ip gibiydi. Bir ucunda mutluluğu taşırken, bir ucunda acıya dair sayısız duyguyu taşırdı o ip. Mutluluğu taşıması kolay olduğu gibi, kaybetmesi de kolaydı. Acı ve diğer sayısız duyguyu taşıması zor olduğu gibi, kaybetmesi de zordu.

Belli bir bilince ulaşıncaya dek o ip sadece tek uçtan ibaret olurdu, acıyı taşıyandan. Belki ağlamaktan nefret ederdiniz, belki de tüm o üzüntüyü atacağınızı düşünerek ona sarılırdınız.  Mutluluğu taşıyan ucun farkına sonradan varır, deneyimleyince öğrenirdiniz. Mutluluktan ağlayabildiğinizi, hayatın olmadığı gibi ağlamanın da melankoliden ibaret olmadığını. Hayatınızın nelerden ibaret olacağına sadece sizin yön verebileceğinizi.

Görüşüm buğulanırken gülümseyerek elimin tersiyle o buğudan arındırdım. Seni gerçekten seven ve mutluluktan ağlatabilen biri var, dedim içimden. Tek başına her şey olabilen biri. Hayatım boyunca hissettiğin boşluğu bile katlanılır kılan, çoğu zaman onu unutturabilen biri.

"Evet." dedim kafamı yavaşça sallayacak dermanı ancak bulurken. Dudakları daha da yukarı kıvrıldı. Yüzüğü takmasını bekleyemeden elinden yakalayıp kendime doğru çektim ve boynuna atıldım.

Her şey mucizeviydi. Hayatım boyunca istediğim gibi etrafımda sadece sevdiğim insanlar, bizden ibaret bir ada ve o. Benim için imkansız olduğunu düşündüğüm ve hayallerimde yaşayan her şey, başta da koşulsuz sevgi şimdiki gerçeğimdi.

Galiba mucizelere inanmanın ve olağanüstü beklentilerime ihtimal vermenin vaktiydi artık, küçük Lucia'ya haklıydın demenin. Yaşamda her zaman bir anlam arayıp bulmakta, baktığın her gözde iyi bir yan bulmakta haklıydın. İçine gömdüğün inanç tohumunu telef etmeme engel olmakta haklıydın. İyi ki oldun, iyi ki vardın.

"İşte şimdi benden kurtuluşun yok, bunu tescilledin."

Boynuna hoşuna gideceğini bildiğim bir buse kondurdum. Yavaşça geri çekilirken bir elim boynundan itibaren kayarak yanağını buldu. Gözleri dolu doluydu. Yaş ve duygularla dolu.

"Daha önce de dediğim gibi, lütfen olmasın." dedim ve dudağımı dudağına bastırdım. O kadar saf, o kadar zahmetsiz bir mutluluktu ki. Tarifsizdi, bu mutluluğu etrafımızda mutluluk nidaları atan yakınlarımızla yaşamakta apayrıydı.

Geri çekildiğimizde gözünü gözümden ayırmadan kutudaki göz alıcı baget yüzüğü yavaşça parmağıma geçirdi.

"Artık eşsiz bir yüzük." Yanağımdan öpüp elini gömleğinin düğmelerine attığında hareketlerini takip ettim. Birkaç düğmeyi açıp gerdanındaki kolyeyi gözlerimin önüne serdi. Ucunda benimkine göre daha sade bir yüzüğün sallandığı bir kolyeyi.

"Benimki de burada."

Elimi kolyeye atarken buruk bir gülümseme takındım.

"Sana ben almalıydım, alacağım da."

"Bunun bir önemi yok sevgilim."

"Var, itiraza da açık değil. Yoksa seni boşarım." İşaret parmağımı gerdanına bastırdım.

safe place | melissa vargasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin