25

952 66 34
                                    

🎶 Remembrance-Balmorhea

***

Başımın hissettirdiği ağırlık ve baskın sızı ihtiyacım olan uyku konforunu sıfırladığı için ağırlığını kaybedemeyen gözlerimi isteksizce araladım. Dün akşam uçaktan indiğimiz ve karşılamayı atlattığımız gibi kendimizi evime atmış, sıradaki istikametimiz de duraksız yatak olmuştu. Yanımda uyumaya devam eden Melissa'yı rahatsız etmemeye özen gösterdiğim bir yavaşlıkta doğrulup vücudumu açmak üzere gerdim. Özellikle son maça da çıktığı ve doğru düzgün dinlenemediği için o benden kat kat fazla yorgundu, biraz daha uyumak hak ve ihtiyaçtı onun için.

Ayaklanıp yukarı doğru sıyrılmış olan şortumu ve askılımı düzelttikten sonra vücudumdaki kafein çağrısını daha fazla görmezden gelemediğim için mutfağa gittim. Kahve köşemde hazır bekleyen kupalardan birini ayarlarını yaptığım makinaya yerleştirdiğimde rahat bir nefes alabildim. Sonunda konfor alanımdaydım, mental ve fiziksel olarak. Bir sporcu olarak büyüdüğüm için ondan uzak olmaya alışmam kaçınılmazdı, konfor alanına düşkün bir karakter olarak bende bıraktığı etkinin hep taze kalmasının kaçınılmaz olduğu gibi.

Özlediğim kahve kokusu buram buram etrafa yayılırken kahve makinasının kapatma tuşuna bastım. Dışarıda içmeyi de seviyordum, ama evde yaptığımın içeriği farklı olmasa da tadı farklıydı. Açıklanamayacak kadar farklı. Onsuz günümü gün saymadığım kahvenin kafein bağımlılığı ve çarpıntı gibi sağlık sorunlarına sebep olması gözümü ufaktan korkutsa da o bağımlılıktan nasibimi almama ve vazgeçilmezim olmasına engel teşkil edememişti. Bana zarar veren, verdiğinin farkında olmama rağmen dört kolla sarıldığım vazgeçilmezim.

Bazen, size zarar veren şeyleri de sevebilirdiniz. Çok sevebilirdiniz.

Kupamı alıp sıcaklığını umursamadan ağzıma doğru götürürken kalçamı tezgaha yasladım. Seslide unuttuğum ve gece boyu aralıklarla ses çıkaran telefonumu Melissa'nın uykusu bölünmesin diye yanıma almış, sesinin kulağıma dolmasıyla da ne kadar doğru bir karar verdiğimi anlamıştım. Uykudayken ona devam etmek hariç hiçbir şey cazip gelmediğinden gece edemediğim müdaheleyi en azından şimdi etmiştim, bu da bir şey sayılırdı.

Ebrar'ın aramasını onaylarken kahvenin yakıcı sıcaklığıyla yüzümü bir anlık buruştursam da bu beni içmeye devam etmekten alıkoymadı. Birkaç yudum aldığım kupayı aşağı doğru indirirken Ebrar karşımdaymışçasına sırıtarak "Erkencisin." dedim.

"Sen de, açmanı beklemiyordum. O kadar inandırmışım ki kendimi uyuduğuna." derken kısaca güldü.

Gülüşüne karşılık verirken kaşlarımı şüpheyle kaldırdım. Normalde bu saatlerde aramazdı. Uyurdu, yerdi, içerdi, dinlenirdi ama aramazdı.

"Bir şey mi var?" derken sesimi düz ve rahat tutmaya çalıştım.

Telefonun ucundan derin bir nefes sesi duyduğumda elimdeki kupayı tezgaha bıraktım. Gün geçmiyordu ki gündem tertemiz olsun.

Konuşmasına fırsat vermeden "Bize gelsene kahvaltıya, rahatça konuşuruz hem. Hm?" dedim. İhtiyacı olan da buydu.

"Olur, zaten sana baya yakınım."

safe place | melissa vargasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin