Bölüm 10: asılan ve gülen yüzler

21.7K 1.1K 139
                                    

Akşam hiç uyanmadan deliksiz bir uyku çekmiştim. Bulut ile konuşmak ve sorunlarımızı halletmiş olmak beni çok rahatlatmıştı.

İyi bir uyku çektiğim için enerjiktim de. Sabah erkenden kalkmış ve hazırlanmaya başlamıştım. Saçımı yine salık bırakmıştım, hava soğuk olduğu için ensemi sıcak tutuyordu.

Aynanın karşısında kendime bakıyordum. Şu sıralar kilo mu almıştım ne. Başımı iki yana salladım hemen. Yine kafamda kuruyordum.

Kapım yine dünkü gibi çalındığında yönümü kapıya çevirdim. Ben demeden açılmıştı zaten. Gelen Su hanımdı.

"Uyanmış mısın diye kontrol etmeye geldim ama sen hazırlanmışsın bile annecim." Dedi odama girerek. Üzerinde çok şık, siyah bir takım vardı. Kombinini ise inci küpelerle tamamlamıştı. İç çekmeden edemedim, çok güzeldi.

"Günaydın." Dedim ona gülümseyerek. "Akşam rahat uyuduğum için erken kalkabildim. Zaten normal günlerde de erken kalkmayı sorun bulmuyorum."

"İyi uyuyabilmene sevindim."

Yerde duran çantamı aldım ve içine defterimi koyup kapattım. Dün derste işlediğimiz konuları tekrarlamaya çalışmıştım ama pek bir şey anlamamıştım. Okuldan sonra abilerden birine soracaktım.

"Umut şimdi uyanmamıştır. Onu sen uyandırabilir misin kızım. Biz onu çağırınca kalkmıyor ama seni dinler."

"Olur."

"Çantanı bana ver istersen." Dedi elini bana uzatarak. "Aşağıya götüreyim bile."

Başımı salladım ve çantayı eline verdim. O da odadan çıktı ve aşağıya indi. Son kez aynadan saçımı düzelttim ve bende odamdan çıktım.

Umut benim yanımdaki odada kalıyordu. Çıt çıkmıyordu. O zaman kesin uyuyordu Su hanımın da dediği gibi.

Kapısını çaldım. Ses gelmeyince ise içeri girdim. Perdeler hep çekiliydi ve neredeyse bir şey görünmüyordu. Umut'u bu karanlıkta seçememiştim bile.

Camın oraya gittim ve perdeleri açtım. İçerisi anında aydınlanınca gülümsedim. Karanlıktan hoşlanmıyordum.

"Ya ne oluyor." Diye sızlanmaya başladı Umut yatağında dönerek. Yüzünü yastığı ile kapatmıştı.

Yatağına yaklaştım ve yastığı ellerinin arasından kaptım. Gözleri kapalıydı ve yüzünde sinirli bir ifade vardı.

"Her kimsen hemen o yastığı geri ver!"

"Yoo." Dedim eğlenerek.

"Hayal." Dedi bir gözünü açarak. "Sen misin?"

Yüzüne doğru eğildim ve gözünün içine baktım. "Ben miyim?"

Diğer gözünü de açtı ve kollarını bana sarıp üstüne çekti. "Yerim seni! Büyümüşte üçüzünü uyandırmaya gelmiş!" Yüzünü boyun girintime koydu.

"Ya Umut! Bırak beni, formam kırışacak!" Dedim üstünden kalkmaya çalışarak.

"Bana ne!"

"Ya!" Dedim hayıflanarak.

"Bıraktım tamam." Kollarını benden ayırdı. "Neyseki ponçik bir kalbim varda kıyamadım sana."

"Kalk ama." Dedim ona sevimlice sırıtarak.

"Senin için kalkarım." Yorganı üzerinden attı ve yataktan fırladı. "Hatta kalktım bile."

Pijamaları kırışmış, yanağında yastık izi ve karışmış sarı saçlar. Tek kelimeyle se-vim-li.

Paramparça hayaller ve kalpler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin