Bin okunmaya ulaşmışız! Oy veren ve hikayemi okuyan herkes için çok teşekkür ederim.
Yazım yanlışlarım olursa kusura bakmayın. Türkiye'de yaşamıyorum ve bazen Türkçem kayabiliyor.
Bu arada; Cuma günü okulum başladığı için bölümler her gün gelmeyebilir.
Neyse, bölüme geçebilirsiniz. İyi okumalar!
💫
Dış kapının önünde hazırlanmış bir şekilde Atlas abinin gelmesini bekliyorduk. Bugün okula o bizi bırakacaktı ama daha kendisi hazır değildi. Aslında hazırdı, günahını almayayım. Aklına son dakika unuttuğu bir dosya gelmiş ve onu almaya gitmişti.
Umut ve Bulut'un koluna girmiştim. Üçümüz de duvara yaslanmıştık ve bezmişlikle Atlas abiyi bekliyorduk. Bir gelememişti.
Başımı yerden kaldırıp önüme baktığımda Barlas abinin bize doğru geldiğini gördüm. Belli etmesemde ona biraz dargındım.
Bulut ve Umut onu fark ettiğinde bir şey demediler ve sadece ona baktılar. Yüzlerindeki ifade de değişmemişti.
Barlas abim önümüzde durdu ve bize sarıldı. Bir kolunu Bulut'a, bir kolunu ise Umut'a sarmıştı. Bende onların kollarına girdiğim için teknik olarak bana da sarılmıştı.
Umut'un saçlarından öptü. "Özür dilerim." Bulut'un saçlarından öptü. "Dün saçmaladım."
Benim saçlarımdan öptü ve onlardan kollarını ayırarak yanağımı okşadı.Üçüzlerimin suratsız yüzleri anında aydınlandı ve gülümsediler. Çok mutlu olmuşlardı. Ama onlar bir şey diyemeden Barlas abi gözden kaybolmuştu.
İkiside gülen yüzüme baktılar ve biri sol, diğeri sağ yanağımdan öptüler.
Atlas abi sonunda gelebildiğinde evden çıktık ve yola koyulduk. Çok geçmeden de okula vardık.
Arabadan indiğimizde Efe ve Ege bize doğru geliyorlardı. Yürürken ise birbirlerini itekliyorlardı.
Efe Ege'yi tabiri caizse hayvan gibi ittirdi ve yanımıza gelip saçlarımı karıştırdı.
"Ya!"
Saçlarım benim hassas noktamdı. Sabah güzelce taramış ve salık bırakmamıştım. Hiç kabarmamıştı bile. Ama şimdi mahvetmişti!
"Ne dokunuyorsun! Benim bebeğim her sabah saçlarını özenle tarıyor tamam mı. Sende gelmişsin bozuyorsun." Diye ayıplarcasına konuştu Umut. Ardından saçlarımı geri düzeltti.
Ben bu minnoşu yiyecektim o olacaktı!
Efe alayla konuştu. "Yedik bebeğini."
Umut bana sarıldı ve adımlarını hızlandırarak onların önüne geçti. "Yedin."
Üçü arkamızda kaldığında peşimizden geldiler ve binaya girdik.
Sınıflarımızın olduğu kata çıktığımızda Umut sızlanıyordu. "Ya neden aynı sınıfta değiliz ki? Ben seni çok ama çok ama çok ama çok özlüyorum."
Bulut gözlerini devirdi. "Abartma."
"Demesi kolay. Sen onu her gün benden daha çok görüyorsun. Keşke aklım yetseydi de sayısalı seçseydim." Kafasına vurdu. "Yazıklar olsun bana."
Efe onun koluna girdi. "Artık benimle yetineceksin." Umut'u sınıflarına doğru sürüklemeye başladı.
Umut hala söyleniyordu. "Sende sapık çıktın. Her fırsatta bir elliyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paramparça hayaller ve kalpler
Teen FictionGerçek aile kitabı. Hep o okuduğum kitapların içinde olmak isterdim. Lafımı geri alıyorum, hiç bir şey hayal ettiğim gibi olmamıştı. Ailemden ayrılmış ve başka bir ülkeye gelmiştim. Hayat bir kitap değildi ve ben de onun içindeki karakter değildim...