Bölüm 34: hastalıklar ve özlemler

8.5K 513 30
                                    

Halloooo herkese.

Kendimi kötü hissettiğim için bölüm yüklemeye karar verdim, dikkatimi başka şeylere vermek için.

Keyifli okumalar.

💫

ATLAS

Babamla salonda oturuyorduk. Konuşmuyor ve sadece düşünüyorduk. Hayal'in durumuna canımız sıkılmıştı. Ablası gittiği için çok üzülüyordu ve daha neler neler yaşıyordu içinde kim bilir.

Sıkıntıyla babama baktım ve dayanamayarak konuştum. "Ben bir Hayal'e bakacağım."

Babam ellerine yasladığı başını kaldırdı ve benimle göz göze geldikten sonra başını salladı. "Ondan sonra da çalışma odama gel oğlum. Konuşacağımız şeyler var."

Kaşlarım çatıldı dediğiyle. Saat on'u geçiyordu ve bu saatlerde iş asla onun umurunda olmazdı. Önemli bir şey olmuş olacaktı ki bu saatte beni odasına çağırıyordu.

Başımı salladım ve ayağa kalktım. Babam da peşimden kalktı ve birlikte merdivenleri çıkmaya başladık. Ben Hayal'in odasının kapısının önünde dururken, babam bir üst kata çıkmıştı.

Ses yapmamak için kapısını çalmadım ve yavaşça araladım. Aralamamla da kaşlarımı çatmam bir oldu. Oda kap karanlıktı. Gece lambası yanmıyordu ve içeride küçücük bir ışık bile yoktu. Şu an sadece koridordan gelen ışık bu odayı aydınlatıyordu.

Lambayı açmadım ve sessiz adımlar atmaya çalışarak komidine yaklaştım. Koridordan gelen ışıkla önümü görebiliyordum.

Gece lambasının düğmesine bastığımda açılmıştı. Demek ki çalışıyordu, yani Hayal bilerek açmamıştı. Bu olağan dışı bir şeydi ama, Hayal karanlıktan çok korkardı.

Endişeyle yatağına baktığımda onu yorganın altında buldum. Yavaşça eğildim ve yüzüne örttüğü yorganı kaldırdım. Cenin pozisyonu almıştı ve yüzü göründüğü üzere nemliydi.

Ağlamıştı.

Sıkılan içimle elimi yüzüne götürdüm ve ıslaklığı  sildim. Yaşları kurumadığına göre uzun süre ağlamıştı, çünkü Hayal odasına çıktığından beri aradan yaklaşık yarım saat geçmişti.

Yüzüne eğildim ve alnından öptüm, biraz sıcaktı ama abartılacak gibi değildi. Bebek gibiydi adeta. Saçlarını okşadım ve yorganı güzelce düzelterek ondan uzaklaştım.

Kapıya doğru adımladım ve ses yapmamaya çalışarak arkamdan kapattım. Gece lambasını açtığım için içim rahattı. Merdivenlere yol aldım ve babamın çalışma odasına kapıyı çalarak girdim.

Babam çalışma masasında oturuyordu ve önündeki bilgisayara dikkatli bir şekilde bakıyordu. "Otur Atlas." Dedi benim geldiğimi gördüğünde, ama kafasını ekrandan kaldırmamıştı.

Masanın önündeki koltuğa geçtim ve merakla babamın anlatacağı şeyi beklemeye başladım.

"Hayal'in babası." Dedi bir süre sonra sıkıntıyla. "Sezer onu özenle araştırdı."

Sezer abi babamın bir arkadaşıydı ve iyi bir polisti. İşinde çok iyiydi ve her istediğini alıyordu. Yakup'u ilk araştırdığında bir şey çıkmamıştı, ama o peşini bırakmamış ve bir şeyler bulmuştu. Aradan haftalar geçmesine rağmen. Bu demek oluyordu ki Yakup'a güvenilmezdi.

Yerimde dikleştim ve ciddi bir ifadeyle babama bakmaya başladım. Başını bilgisayardan kaldırdı ve bana baktı. "İyi bir sonuç çıkmadı Atlas. Adam uyuşturucu bağımlısı ve birkaç defa hapse girip çıkmış."

Paramparça hayaller ve kalpler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin