Bölüm 46: konuşmalar ve rahatsız eden bakışlar

4.3K 350 8
                                    

Hastaneden eve geldiğim günden beri aradan bir hafta geçmişti. Bu bir hafta içinde her gün psikoloğa gitmiş ve daha da toparlanmıştım. Boynumdaki ve ellerimdeki yaralar neredeyse iyileşmişti. Sadece kalbimdeki yaralar kalmıştı. Onun da çaresine bakacaktım ama.

Ablam ise hala buradaydı. Ne zaman geri döneceğini henüz bana söylememişti. Belki kendi de bilmiyordu. O da derslerini kaçırıyordu ama gitmesini istemiyordum. Hep burada kalmasını istiyordum. Ama bu mümkün değildi. Onun hayatı Belçika'daydı. Elbet bir gün oraya geri dönecekti.

Çok fazla ders kaçırdığım için bugün okula gidecektim. Uzun zaman sonra okula gitmek beni strese boğsa da mecburdum. Zaten geriden geliyordum, bir de dersleri kaçırmıştım.

O adamın mahkemesi de hallolmuştu. Babam, amcalarım ve abilerim halletmişlerdi. Bu süreçte bana bir şey çaktırmamışlar ve beni o işlere karıştırmamışlardı.

Kıyafetlerimi giymiş, çantamı yatağa koymuş bir şekilde yatağımda oturuyordum. Hazırdım ama okula gitmek için mental olarak hazır değildim.

Kapıma vurulduğunda gir komutunu verdim ve gelen Bulut'a baktım.

"Hazır mısın diye soracağım ama sen zaten hazırsın." Dedi odaya girip.

Durgun bir şekilde önce kendimi süzdüm ardından da kardeşime baktım. "Hazırım."

"O zaman neden orada öylece oturuyorsun." Yatağa adımladı ve yanıma oturdu. "Okula gitmek istemiyorsan biraz daha evde dinlen."

Ayağa kalktım ve elimi Bulut'a uzattım. "Olmaz, çok fazla şey kaçırdım."

"Emin misin?" Diye sordu elimi tutarak. Yatağımdan çantamı da almıştı.

"Eminim."

Ellerimizi ayırmadık ve odadan çıkıp aşağıya indik. Annem ve babam eskisi gibi salonda oturmuyordu kahvaltının hazır olmasını beklemek için. Evde artık çalışanlar olmadığı için kendileri hazırlıyordu. Sümeyra abla ve Rüstem abiye hala üzülmeden edemiyordum.

Yemek salonuna girdiğimizde annem ve babam hariç, herkes yerindeydi. Ablam ve Barlas abimi yan yana görmek ise beni ayrı bir mutlu ediyordu.

Bulut ile yerlerimize geçtikten sonra annem ve babam da gelmiş ve sofraya son dokunuşları yaparak yerlerine geçmişlerdi.

"İstersen birkaç gün daha dinlen güzel kızım." Dedi babam yemeğine başlamadan önce.

"Okula gitmek istiyorum baba. Hem evde bunaldım hemde çok fazla ders kaçırdım."

"Sen bilirsin. Ama kendini çok yorma babacığım."

"Yormam."

"Senin bugün okulun yoktu, değil mi Barlas?" Diye sordu annem abime bakarak.

"Yok anne. Bizde Hale'yle bir şeyler yapalım diyoruz."

Ablamın ne zaman döneceği belli olmadığı için birlikte vakit geçirmeleri iyiydi. Son zamanlarda benim durumum yüzünden birbirlerine vakit ayıramamışlardı. Gerçi, ben kaçırılmasam ablam kısa bir süre içinde Türkiye'ye gelir miydi bilmiyorum. Ama gelmişken zaman geçirmelerini istiyordum.

"Güzel, birlikte vakit geçirin."

"Ne zaman döneceğin belli mi Hale?" Diye sordu babam, yanına da ekledi. "Yanlış anlama kızım, istediğin kadar kalabilirsin."

Ablam ilk bana baktı ve ilgisini tekrar babama verdi. "Dün Barlas ile uçak biletlerine baktık. Akşam gitmeyi düşünüyorum."

"Ya." Dedim omuzlarımı düşürerek.

Paramparça hayaller ve kalpler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin