Bölüm 38: kabusun gerçeğe dönmesi

4.7K 418 25
                                    

Sesler işittiğimde anında gözlerimi açtım ve yattığım yerde doğruldum. Her şeyin bir kabus olmasını dilemiştim ama gözlerimi yine bu korkunç odaya açmıştım. Gece boyunca gözlerimi kapatmamış ama sonlara doğru dayanamamıştım.

Kapıdan anahtar sesi geldiğinde yataktan kalktım ve odanın en uzak köşesine gittim. Oda zaten küçük olduğu için pek fark etmemişti ama yine de ondan olabildiğim kadar uzak olmak istiyordum.

Kapı açıldığında gözlerimi temkinlikle ona çevirdim. Elinde bir tepsi vardı ve ıslık çalıyordu. Yüzünü her gördüğümde öğürme isteğimi bastırmak zorunda kalıyordum.

"Günaydın kızım." Dedi birkaç adım atıp odaya girdiğinde. "İyi uyuyabildin mi?" Tepsiyi yatağın üzerine koydu ve ellerini pantolonunun cebine koyup beni baştan aşağıya süzdü.

Ona cevap vermedim ve gözlerimi kaçırarak başka şeylere bakmaya başladım. Onunla konuşmak, muhatap olmak istemiyordum.

"Dilini mi yuttun?" Dedi sesini sertleştirerek.

Yine cevap vermediğimde seri adımlar ile yanıma geldi ve bileğimden tutarak yatağa götürdü. Beni yatağa oturttu ve tepsiyi kucağıma koydu.

"Ye. Sana kahvaltı hazırladım."

Boş gözlerle tepsiye bakmaya başladım.

Diretti. "Ye."

"İstemiyorum."

"Mecbur isteyeceksin."

"Yemeyeceğim." Dedim ve tepsiyi geri yatağa koydum. Ona güvenmiyordum, yemeklerin içine bir şeyler katmış olabilirdi.

"Öyle mi?" Dedikten sonra tepsiyi ellerinin arasına aldı ve sinirle yere fırlattı. Birkaç defa odada dolandıktan sonra yere çöktü ve dağılan sandviçi toplayıp geri yanıma geldi. "Aç ağzını."

Başımı korkuyla iki yana salladım ve yerimden kalkıp ondan uzaklaştım.

"Sabrımı taşırma kızım." Dedi elindeki ekmeği bana doğru uzatarak.

Yemeyeceğimi anladığında ekmeği sıktı ve yanıma gelip çenemi diğer eliyle kavradı. "Yemeyeceksin öyle mi! Yemezsen ben yediririm."

Çenemi öyle bir sıkıyordu ki kırılacak gibiydi. Beni yerimde tutmaya ve bir yandan da ağzımı açmaya çalışıyordu.

"Bırak!" Dedim zar zor ve ondan kaçmaya çalıştım.

En sonunda ağzımı açmayı başarabildiğinde ekmeği boğazıma kadar soktu ve kollarımdan tutarak kaçmama engel oldu. Ağlıyor ve öksürüyordum. Ekmek boğazımda kalmıştı ve ben boğuluyordum.

"Yut."

Ekmeği zar zor çiğnemeye çalıştım ama başarısız olup öğürmeye başladım. Kusmaya çalıştığımı anladığında beni anında bırakmış ve bir iki adım gerilemişti.

Güçsüzlükle kendimi yere bıraktım ve ağzımdaki parçayı tükürüp kusmaya başladım. Bir yandan ağlıyor bir yandan da kusuyordum.

Yanıma çömeldi ve çenemi elinin arasına alıp sıktı. "Bir daha sözümden çıkacak mısın?"

Başımı iki yana salladım.

"Konuş."

"Ç-Çıkmayacağım."

"Güzel. Kusmuğunu temizle ve yere düşen parçaları ye. Aç kalmanı istemeyiz, değil mi kızım." Dedikten sonra yanımdan kalktı ve kapıya adımlayıp odadan çıktı.

Derin derin nefesler almaya başlamıştım. Gözyaşlarımdan çevremi bulanık görüyor ve hıçkırıyordum.

Biraz sakinleştiğimde yerden kalktım ve banyoya girip birkaç şey alıp kusmuğumu temizlemeye başladım. Midemden pek bir şey çıkmamıştı aslında, dün akşam da bir şey yemediğim için.

Paramparça hayaller ve kalpler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin