Şirketteki olaydan sonra evde de bir azar işitmiştik. Pazar günü Su hanım benden habersiz Umut'u erken kaldırmış ve bütün evi temizlettirmişti. Bundan kimsenin haberi olmamıştı.
Herkes uyandığında Umut neredeyse ağlayarak bana sığınmış ve annesinin ne kadar acımasız biri olduğunu vurgulamıştı. Su hanım bunları duyduğunda, Umut zavallı kafasına bir terlik yemişti.
Pazar gününü de böyle geçirmiştik.
Bugün ise günlerden pazartesiydi. Öğlen vaktiydi ve kantinde oturuyorduk. Ama aramızda Pınar yoktu. Gün boyu bana kötü kötü bakmış Bulut'a da trip atmıştı.
İyi insan lafın üstüne gelir.
Pınar elinde bir şişe suyla yanımıza doğru geliyordu. Yüzünde bir gülümseme vardı. Sarı saçlarını bir at kuyruğu yapmıştı ve bu ona çok yakışmıştı.
Doruk'un yanına oturdu ve hepimizde gözlerini gezdirdi. "Sizi doğum günü partime davet ediyorum!" Dedi neşeyle. "Daha erken haber veremedim çünkü anca izin alabildim."
"Doğum gününü zaten kutladığımızı hatırlıyorum." Dedi Doruk.
Pınar gözlerini devirdi. "Partime geliyorsunuz." Bana baktı. "Sende Hayal."
Oturduğu yerden kalktı. "Daha diğer on ikincilere haber vereceğim. Evimde olacak bu arada." Arkasını döndü ve diğer masalara gitmeye başladı.
Pınar okulun popüler kızıydı. Herkes onu tanıyordu. O da o yüzden herkesi partisine davet ediyordu.
"Aslında canım hiç gitmek istemiyor var ya." Dedi Emir yüzünü sıvazlayarak.
Bende gitmek istemiyordum.
"Olmaz öyle şey Emir. O bizim kaç yıllık arkadaşımız." Dedi Umut. Ama göründüğü kadarıyla o da ikilemde kalmıştı.
💫💫💫
Aynadan üzerimdeki elbiseyi inceliyordum. Dizlerimin üzerinde biten çiçekli, mor, fırfırlı bir elbiseydi. Ama olmamıştı sanırım. Kış ayındaydık ve bu elbise daha çok yazlıktı.
"Hayalcığım! Hazırlandın mı kız!" Aşağıdan Umut seslendi.
Aslında elbise bana çok yakışmıştı ama içime sinmemişti. Kış mevsimi için uygun değildi. Zamanım yoktu ama değiştirmeye.
Beyaz çantamı aldım ve aşağıya, salona indim. Herkes oradaydı. Asık suratımı gördüklerinde onların da suratı asıldı.
"Ne oldu?" Dedi Atlas abi yanıma gelerek.
"Olmadı bu elbise." Dedim kendimi süzerek.
"Fıstık gibi olmuşsun. Neresi olmamış." Umut yanıma geldi ve yanağımdan öptü. "Tam yemeliksin."
Atlas abi ona öldürücü bakışlar artığında sevimlice gülümsedi ve geriledi. Atlas abi yeniden bana baktı. "Güzel olmuşsun."
"Ama bu daha çok yaz elbisesi. Bak üzerinde çiçekler var, olmadı bence." Dedim hayal kırıklığıyla.
Su hanım yanıma geldi elinde kalın beyaz bir hırkayla. "Bunu üzerine giyersin yazlığı kalmaz." Kollarımdan geçirdi ve Atlas abiyi önümden çekerek bana tepeden tırnağa baktı. Hırka elbiseyle aynı uzunluktaydı. Okey işaret yaptı daha sonra.
Salondaki herkese baktım. "Oldu mu?"
Görkem bey ayağa kalktı ve yanaklarımdan tutarak alnımı öptü. "Hem de çok güzel oldun." Bulut ve Umut'a baktı. "Kardeşinize sahip çıkın."
"Sonra kapmasınlar." Diye devam etti Su hanım gülerek.
Atlas abim kaşlarını çattı, Barlas abim başını salladı. "Allah korusun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paramparça hayaller ve kalpler
Teen FictionGerçek aile kitabı. Hep o okuduğum kitapların içinde olmak isterdim. Lafımı geri alıyorum, hiç bir şey hayal ettiğim gibi olmamıştı. Ailemden ayrılmış ve başka bir ülkeye gelmiştim. Hayat bir kitap değildi ve ben de onun içindeki karakter değildim...