Şubat ayına giriş yapmıştık. Günler hızla geçiyordu. Ocak ayının başında buraya gelmiştim ve aradan bir ay geçmişti. Her ne kadar ailemi çok sevsemde annem ve ablamı çok özlüyordum.
Ablam aramalarıma cevap veriyordu vermesine ama sanki hep kısa kesiyor gibi geliyordu. Annemle ise hala bir kere bile konuşmamıştım. Aradan bir ay geçmişti. Beni özlememiş miydi, anlamıyordum. Ablama sorduğumda ise beni geçiştiriyordu.
Okul bitmişti ama biz dışarıdaydık. İlk eve geçip üzerimizi değiştirmiş ardından arabayla alınmıştık. Efe ve Ege, Umut ve Bulut ile bir şeyler yapmaya karar vermiştik. Barlas abim ilk itiraz etsede babamın zoruyla kabullenmişti. Efe ve Ege'yle vakit geçirmemi istemiyordu.
Kıskanıyordu.
Kıskanılmak güzel bir şeydi. Çizgiyi aşmadıkları sürece.
İlk bir hamburgerciye girmiştik. Ege ve Efe'in ehliyeti olduğu için kolayca gezebiliyorduk. Biz maalesef henüz on sekiz olmamıştık.
İkizler beni o kadar çok güldürüyorlardı ki doğru dürüst yemeğimi bile yiyemiyordum. Umut ve Bulut ise suratlarını asıyorlardı. İkizlerle yakın olmam hoşlarına gitmiyordu. Sevgilim olsa anlayacağım ama onlar kuzenimdi.
Ege düşüncelerimi okumuş olacak ki ağzındaki lokmayı yuttu ve konuştu. "Hayal, senin hiç sevgilin oldu mu ya da var mı?"
İlk birkaç saniye boş boş yüzüne baktım. Gerçekten düşüncelerimi duymuş muydu acaba diye içimden geçirmeden edemedim.
Umut'un içtiği kola boğazında kalmış olacak ki öksürmeye başladı.
Efe omuzunu patpatladı. "Helal helal."
Bulut ise elindeki ekmeği tabağına düşürmüş çatık kaşlarla Ege'ye bakıyordu. "Neden şimdi bunu soruyorsun?"
Ege gülümsedi. "Ne bileyim, belki vardır. Hayal güzel kız sonuçta." Elini ağzına kapadı. "Kız yoksa senin gavur sevgilin mi oldu."
Umut kendine geldi ve masadaki peçetelerden Ege'nin kafasına attı. "Ağzından yel alsın." Konuşmadığımı gördüğünde bana baktı. "Sevgilin yok, değil mi?" Dedi korka korka.
Gerilim yaratmak için biraz bekledim. Bana gözlerini belertmiş bakıyorlar ve cevap vermemi bekliyorlardı.
"Sevgilim yok."
Umut, Bulut ve Efe derin nefesler verdi. Bu cevabım onları rahatlatmıştı. Ege ise nötrdü.
Bu sefer Bulut sordu. "Peki hiç oldu mu?"
Başımı iki yana salladım. "Olmadı."
Hiç sevgilim olmamıştı. Çok fazla yakışıklı çocuk görmüştüm ama kendimi bir ilişkiye hazır hissetmiyordum. Hem daha on yedi yaşındaydım, ne sevgilisi. Ben hep derslerime yoğunlaşan bir insandım, öyle de olmaya devam edecektim.
"Oh be!" Umut gülerek yerinde sallandı.
Ege sarı saçlarını karıştırdı ve eğlenerek Umut'a baktı. "Belki yakında olacak, nereden biliyorsun."
"O kadar meraklıysan git kendin sevgili yap o zaman. Gelmiş deminden beri üçüzümün aklını karıştırıyor." Bana baktı şefkatle. "Sen sakın dediklerini dinleme tamam mı güzelim."
Ona gülerek başımı salladım ve yemeğime devam ettim. Bir türlü yedirtmemişlerdi yahu.
Ekmeklerimizi midemize gönderdiğimizde dışarı çıktık ve öylece yürümeye başladık. Çok işlek bir caddede değildik ve yeşillik hiç yoktu. Ama yine de biraz yürümeye karar vermiştik. Böylelikle kalorilerimizi yakabilirdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paramparça hayaller ve kalpler
Teen FictionGerçek aile kitabı. Hep o okuduğum kitapların içinde olmak isterdim. Lafımı geri alıyorum, hiç bir şey hayal ettiğim gibi olmamıştı. Ailemden ayrılmış ve başka bir ülkeye gelmiştim. Hayat bir kitap değildi ve ben de onun içindeki karakter değildim...