Bölüm 35: dinmeyen baş ağrısı

6.7K 508 29
                                    

Helloooooo.

200K olmuşuz! Kitabımı okuyan ve bana destek veren herkes için teşekkür ederim!

Keyifli okumalar mijn schatten!

💫

Sabah zamanında uyanmış ve okula hazırlanmıştım. Başım ağrıyordu, yorgundum ama okulu kaçırmak istemiyordum. Düzenimi geri kazanacaktım ve kendime gelecektim.

Dün Atlas abimle konuşmak çok iyi gelmişti. Bazı şeylerin farkına varmıştım. Burada kimse hatalı değildi, abimin dediği gibi. Evet, annemi çok özlüyordum. Kendimi suçlu görüyordum ama bunun da üstesinden gelecektim. Sadece biraz zamana ihtiyacım vardı. Kendimi affetmiştim ama bunun daha bilincine varmalıydım.

İlk defa giydiğim okul eteği bir işe yaramıştı. Ateşim olduğu için normalinden daha da sıcak hissediyordum. Etek beni biraz serinletiyordu şu an.

Yüzüme düşen perçemleri kulağımın arkasına ittim ve okul çantamı alıp odadan çıktım. Bugün beni kimse uyandırmaya gelmemişti. Sanırım bilerek gelmemişlerdi, uyumamı ve iyileşmemi istiyorlardı. Halbuki bütün gün yatağımda yatarsam daha da kötüleşirdim. Hem düne göre daha iyiydim.

Aşağıya indim ve direkt yemek odasına girdim. Herkes yerinde oturuyordu ve beni henüz görmemişlerdi. Abilerim, annem ve babam bir konu hakkında konuşurlarken Umut elini başına yaslamış, isteksiz bir şekilde kahvaltısını ediyordu. Bulut'un da keyfi yok gibiydi. Neyseki ben vardım da keyiflerini yerine getirecektim.

Çantamı bir kenara bıraktım ve Umut'un arkasına geçip yanağını öptüm. "Goeiemorgen." Günaydın.

Elini başından çekti ve şaşkınlıkla yüzünü çevirip bana baktı. "Hayal!" Uzandı ve benim yaptığım gibi yanağımı öptü. "İşte şimdi günüm aydı!"

Ona gülümsedim ve bu sefer Bulut'u öptüm. Sıra sıra abileri, annemi ve babamı da öpüp yerime geçmiştim.

"Serpil!" Diye içeriye doğru seslendi annem. Serpil göründüğünde annem ondan bana bir servis açmasını istedi ve Serpil geri gözden kayboldu. "Sana kahvaltını daha sonra getirecektim. Biraz daha uyumanı istedim ama sen kalkıp hazırlanmışsın bile."

"Okula gitmek istiyorum."

"Emin misin güzel kızım." Dedi babam bana ilgiyle bakarak. "Kendini nasıl hissediyorsun? İstersen birkaç gün daha dinlen." Bu arada Serpil gelmiş ve servisimi açıp geri gitmişti.

"Eminim baba. Düne göre daha iyiyim. Yine bir baş ağrım falan var ama evde durmak istemiyorum. Daha da daralıyorum."

"Kendini çok yorma ama."

"Yormaz baba. Ben ona göz kulak olurum." Dedi Umut yanağımdan makas alarak. "Yanağın hafiften sıcak."

"Geçer, merak etme." Dedikten sonra kahvaltıma başladım.

💫💫💫

Okula vardığımızda tam arabadan inecektik ki Barlas abi bizi durdurdu. "Hayal'i gözünüzün önünden ayırmayın sakın."

"Ayırmayız abi, merak etme." Diye cevap verdi Bulut.

"Çok dikkatli olun." Sesi endişeli çıkıyordu.

"Merak etme abi, iyiyim ben."

Gülümsemeye çalıştı. "Yine de dikkatli olun."

Üçümüz de ona başımızı salladıktan sonra arabadan indik ve kol kola sınıflara çıktık. Evden biraz geç çıktığımız için dışarıda oturmaya vaktimiz yoktu, direkt sınıfımıza çıkmıştık.

Paramparça hayaller ve kalpler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin