"Baba." Dedim çatal ve bıçağımı tabağın kenarına koyarak.
Masadaki herkesin bakışları bana dönmüştü. Merakla ne diyeceğime bakıyorlardı.
Babam ağzındaki lokmayı yuttu ve bana sevgiyle baktı. "Söyle babacığım."
Soracağım şey için biraz çekiniyordum ama bu gerçekten yapmak istediğim bir şeydi. Hem kendim için değildi, başkalarını mutlu etmek istiyordum.
"Ben düşündüm de." Gözlerimin dolduğunu hissettim. "Kanser hastası çocukları mutlu etmek istiyorum. Onlara oyuncaklar almak ve oyunlar oynamak. Kendilerini yalnız hissetsinler istemiyorum. Onlara umut olmak istiyorum. Hem belki bazı ailelerin masraflarını da karşılarız, olmaz mı?"
İşte, bu kadar. Bir çırpıda söylemiştim.
Babamın yüzünde şefkatli bir gülümseme yeşerdi. "Çok güzel düşünmüşsün. Peki bunu nasıl yapmak istiyorsun?"
"Belki bir hastaneyle anlaşabilirsek." Dedim çokta emin olamayarak.
Babam başını salladı ve biraz düşündü. "Ben birkaç hastane ile görüşürüm ve yapmak istediğin şeyi bildiririm. Olur mu?"
Hevesle başımı salladım. "Olur."
Annemin ölümü içimde farklı şeyleri uyandırmıştı. Annem kanser hastasıydı ve onun yüzünden hayata gözlerini yummuştu. Bu hastalıkla mücadele eden binlerce kişi vardı. Onları mutlu etmek, vakit geçirmek, gerekirse de hastane masraflarını ödemek istiyordum. Ama bunları yaparken onları mahçup da etmek istemiyordum. Babam zaten zengindi, parasından biraz eksilse hiçbir şey olmazdı. Ama ben bir girişimde bulunmazsam bir can bu dünyadan eksilebilirdi.
💫💫💫
"Birkaç tane daha bebek alalım." Dedi Umut eline sarı saçlı, pembe elbiseli bir bebek alarak.
"Yeter mi bunlar?" Elimdekilere baktım. "Sevinirler mi Bulut?"
"Sevinirler. Arabada da var kaç tane paket."
Bir oyuncak mağazasına girmiş ve elimize alabileceğimiz kadar oyuncak alıyorduk. Bundan önce de birkaç dükkana daha girmiştik, arabada duruyordu paketler. Burası son duraktı.
Ödemeyi yaptıktan sonra elimiz dolu bir şekilde Barlas abimin sürdüğü arabaya bindik. Bagajı resmen paketlerle doldurmuştuk.
İkizler, Doruk ve Emir de geleceklerdi. Onlarla gideceğimiz hastanenin önünde buluşacaktık.
Arabada ilk defa ben ön tarafa oturmuştum ve üçüzlerimi arkada bırakmıştım. Bunu aslında biraz da bilerek yapmıştım, Umut'un öne oturmaması için. Çünkü hep o oturduğunda değişik değişik şarkılar açıyor ve başımızı ütülüyordu.
Elimi radyoya uzattım ve bir şarkı seçtim. Hafif bir piyano müziği doldurmuştu arabayı ve bu az da olsa heyecanıma yardımcı olmuştu.
Hastaneye gideceğimiz yere vardığımızda arabadan indik ve paketleri almaya başladık. Barlas abi arabayı boşaltmaya yardım ediyordu, bizimle birlikte hastaneye gelmeyecekti. Çok önceden arkadaşları ile sözleştiği için onlarla buluşacaktı.
Annem ve Atlas abi şirketteydi. Babam bu işle uğraşırken şirketi biraz boşladığı için onlar bugün çalışacaktı. Babam ise şu an hastanede bir yerlerdeydi.
Barlas abi bizimle vedalaştıktan sonra geri arabasına bindi ve gözden uzaklaştı. Üçümüz birlikte, elimizde poşetlerle, kaldırımda duruyorduk.
Hastanenin girişine doğru yürüdüğümüzde Emir, Doruk ve ikizleri gördüm. Onların da ellerinde paketler vardı ve bizi bekliyorlardı.
Yanlarına vardığımızda Emir elindekileri bıraktı ve bana yaklaşıp sarıldı. "Özledim." Dedi yanağımı öperek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paramparça hayaller ve kalpler
Teen FictionGerçek aile kitabı. Hep o okuduğum kitapların içinde olmak isterdim. Lafımı geri alıyorum, hiç bir şey hayal ettiğim gibi olmamıştı. Ailemden ayrılmış ve başka bir ülkeye gelmiştim. Hayat bir kitap değildi ve ben de onun içindeki karakter değildim...