" Yandım." Diye Yaman'ın ağzından çıktı.
Üzerine bakmasıyla gömleğinin kahveye bulandığını gördü. Ne şanstı ama iş görüşmesine 20 dakika kala.
Kafasını kaldırdığında mavi gözlerle keşişti gözleri." Dikkat etsenize." Buz gibi sesiyle Deniz karşısındaki adama söyledi.
Yaman şaşkınlıkla karşısındaki kadına baktı. Üzerine kahve dökülen kendisiydi. Azar işiten yine kendisiydi." hanımefendi farkında mısınız? Üzerime kahve döken sizsiniz." Sesi aynı soğukluktaydı Yaman'ın.
Deniz:" İsteyerek dökmedim herhalde. Hem çarpan sizsiniz. Ben ne yapabilirim."
Yaman:" Siz şaka mısınız? Sizin özür dileme şekliniz bu mu?"
" Özür mü? Hatalı olan insan özür diler. Sizin sakarlığınızın özrünü ben niye diliyorum."
" Gerçekten inanamıyorum şuan size. Dikkat ederseniz kahve benim üzerimde. Maşallah size bir damla bile gelmemiş." sesi biraz yükselmiştiYaman'ın karşısındakinin vurdumduymazlığı sinirlendirmişti.
Deniz:" Siz önce ses tonunuza dikkat edin. Karşınızda bir kadın olduğunu da unutmayın."
Sinirden gülmüştü Yaman. Kadın adamın gülüşüne zıt o kadar boş ve sinirli bakıyordu.
" Kadın. Kadınsınız diye haksızken haklı mı oluyorsunuz?" Yaman'ın sesi daha sakin çıkmıştı.
Deniz:" sizinle daha fazla zaman kaybedemeyeceğim. " deyip gidiyordu ki. Adamın kolunu tuttuğunu gördü. Bakışlarını adama çıkardığında göz göze geldiler.Yaman sadece kadını durdurmak için koluna dokundu. "Böyle çekip gidecek misiniz?"
" Ne istiyorsunuz? " deyip elini cüzdanına attı Deniz. Bir miktar para çıkarıp adama uzattı:" Yeni bir gömlek için yeterli sanırım."Yaman bir kadının elindeki paraya baktı, tekrar kadının gözlerine.. sakin kalmaya çalışarak:" Sizin özür dileme şekliniz bu mu? Paranız size kalsın. O parayla kendinize birini tutunda kahvelerinizi taşısın. Malum sizin sakarlığınız orta da."
Deniz:" Sen......"
Yaman kadının sözünü tamamlamasına izin vermeden arkasını dönüp uzaklaştı.
Arkasında sinir olmuş bir Deniz bırakarak. "Hadsiz ne olacak." Diye dudaklarından döküldü.Yaman saatine baktı 10 dakikası kalmıştı görüşmesine. Gömleğine bakıyordu. Çıkacak gibi bir leke değildi. Elindeki ceketi üzerine giydi. Düğmesini de kapattığında pek de belli olmuyor gibiydi. Geç kalmayı sevmezdi. Heleki ilk görüşme için önemliydi. Şirkete doğru yol aldı.
Deniz arabasını şirketin önüne bırakıp kapıdan girdi. Sabah sabah iyice gerilmişti. Kapıdan girdiğinde onu görenler selamlıyordu. O yine ciddi bir şekilde selamlara karşılık veriyordu. Gerginliği belli oluyordu. Asansörle kata çıktığında, asistanı Sevgi karşıladı:" Hoşgeldiniz Deniz Hanım. Toplantı odasında sizi bekliyorlar. Engin beyde geçti."
" çantamı bırakıp geliyorum." Sesi her zamankinden gergindi.
Çantasını odasına bırakıp, toplantı odasına geçti. Çalışanlardan Alper ve Seçil'in de iş görüşmesinde olmasını istedi. Çünkü gelen insan onlarla çalışacaktı. Deniz çalışmalarını beğeniyordu.Serdar'da ortağının oğluydu. Her zaman şirkete gelirdi. Deniz ile beraber olmak istiyordu. Ama Deniz, Serdar'a her daim iş arkadaşı gibi davranıyordu. Beraber dışarı çıkarlardı. Ama mesafe her zaman vardı. Serdar'ın bu pek umrunda olmazdı. Önemli olan Deniz ile beraber olmasıydı. Gücü severdi.
Deniz, Sevgi'ye dönüp:" iş görüşmesi için gelmedi mi?"
Sevgi:" daha kimse gelmedi Deniz hanım."
Deniz saate baktı 10 'a 5 vardı. " 5 dakikaya gelen olmazsa içeriye alma Sevgi."
Sevgi baş selamı verip odadan çıktı.Yaman üzerindeki kahve lekesini çıkarmak için uğraştı ama çıkmayacağını anlayınca şirkete giriş yaptı. Danışmadan yönlendirdikleri yere geldiğinde. Masada oturan kadını gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaramızda Kalsın Tutku
ChickLitKendini sadece işine adayan bir kadın.. Duygusuz, sert... İlk karşılaşmalarında sinir olan bir adam.. Kadın, adamı ezmek için elinden geleni yapacak. Adam kadının bilmediği duyguları ortaya çıkaracak.. İkili savaşa girecekler, savaşın sonunda kim ka...