Yaramızda Kalsın Tutku

Vedalar acıtır

Yaman'ın evinin önüne geldiğinde, arabadan indi. Kapısını çaldı. Açmıyordu. Eve girerken ışıkların yandığını görmüştü:" Yaman açar mısın kapıyı?"
Vurmaya devam etti. Kapı açıldı. Yaman sinirli şekilde bakıyordu.
Deniz:" haber vermeden nereye gittin?" Deyip içeriye girdi.
Yaman:" kusura bakmayın Deniz hanım , tebrik etmeden gittiğim için."
Deniz:" ne saçmalıyorsun sen?"
" saçmalıyorum öylemi. Sikik herif gözlerimin önünde evlenme teklif etti sana. Kimden yüz bulupta etti. Bir şey söylemediğine göre sende memnunsun galiba."

Yaman gittiği için Deniz'in dediklerini duymamıştı. O kadar sinirliydi ki ağzından çıkanları duymuyordu bile.

Deniz:" ne demek kimden yüz buldu. Ben mi istedim?"
Yaman:" Ne düşünüyorsun Deniz. Onunla evlenip, benimle yatmayı mı?"
Aynı anda bir tokat yedi:" Sen gerçekten beni böyle mi tanıdın? Allah kahretsin seni." Deyip hızla evden çıktı. Çıkarken kapıdan tüm hırsını çıkarıp, çarptı gitti.

Deniz gözyaşlarını tutamıyordu. Arabayı sürerken, kendisini dinlemeden neler söylemişti.

Yaman Deniz gittikten sonra hırsını evden çıkarmıştı. Herşeyi dağıtmıştı. Bavulunu alıp bir kaç eşya koydu. Arabaya bindi.

Deniz evine geldi. Yolda Ece olanları duymuş, onu aramıştı. Sesinin kötü geldiğini duyunca, ona geleceğini söyleyip kapattı. Kapı çaldığında, Ece karşısındakinin Deniz olduğuna inanamadı. Bunca yıldır tanıyordu. İlk defa ağlarken görüyordu onu. Hemen sarıldı:" yavrum dur. Kendine gel."
Deniz:" Ece çok kötüyüm."

İçeri geçip oturdular.
Ece:" Sen şimdi her şeyi baştan anlat bakalım."
Deniz gözyaşlarını silip, anlatmaya başladı:" ........... ya Ece resmen bana orospu muamelesi yaptı. Ne demek onunla evlenirsin; benimle yatarsın."
Ece:" Kız ben kaçırdım. Siz sevgili miydiniz?"
Deniz:" ya ben ne anlatıyorum. Sen neye takıyorsun."
" Aman , ben ne dediğimi biliyor muyum? Kuzum bak benim anladığım kadarıyla, senin cevabını duymamış. Kıskanmış kafasında kurmuş. Bu kadar kızacak ne var? Anlatsaydın ya."
Deniz:" ya kızım sen beni dinlemiyor musun? Gittim diyorum. Beyefendi beni dinlemek yerine; suçladı."
Ece:" sende tokatı basıp gitmişsin. Ne olursa olsun, anlatacaktın."
Deniz:" anlatmak mı? Bundan sonra çok bekler. İşten de kovcam. Gözüm görmesin. Şeytan diyo Serdar'ı ara kabul et, görsün o gününü."
Ece:" hhhhuuuu dünyadan Deniz'e saçmalamayı kessen mi diyorum."
Deniz:" ya ben adama sinirden ne dediğimi biliyor muyum? "
Ece:" bak kendin söylüyorsun. Sakin biraz, sakin kafayla konuşunca halledersiniz."

Geceyi sabah etmişlerdi. Ece bazen Deniz'in konuşmalarına gülmek istese de, kendini zor tutmuştu. Yoksa Deniz bu sinirle, bütün hırsını ondan çıkarırdı.

Yaman hızla arabasını sürüyordu. Kıskanmıştı Deniz'i. Acaba o gittikten sonra ne olmuştu. Belki de Deniz'in cevabından korkmuştu. Orda onca insanın önünde hayır diyemezdi.

Sabah Urla'ya varmıştı. Evin kapısını çaldığında, annesi açtı:" Oğlum. Hoşgeldin."
Yaman sarılıp:" Hoşbuldum annem. Hasretinize dayanamadım. İşten de izin alınca sizi ziyaret edeyim dedim." Yaman annesi ona soru sormasın diye böyle söylemişti.
Aysel:" Osman, bak kim geldi."
Osman:" Oğlum hoşgeldin. Özlettin bu sefer kendini. "
Yaman:" Bende. İzni koparınca size geleyim dedim."
Osman:" Hadi kerata kız işleri bozuk herhalde;  yoksa sen bırakıp gelmezdin."
Aysel:" Hadi sende Osman , çocuğu sık boğaz etme. Geç oğlum kahvaltıyı kurayım. Ondan sonra yatar dinlenirsin."

Yaman içeriye geçti. Bedenen burdaydı ama; aklı Deniz'deydi. Kahvaltı masasına oturup, yedikten sonra, odasına geçti.

Tüm gece araba kullanmıştı. Gözlerini kapatır kapatmaz uyudu.