2.Bölüm "En Kısa Kavuşma,En Uzun Ayrılık"

5.6K 193 12
                                    

2.Bölüm "En Kısa Kavuşma,En Uzun Ayrılık "

"Oturup konuşsaydık geçerdi belki her şey
Başını alıp gitmek sevdaya dahil değil"
Cahit Zarifoğlu

"Oturup konuşsaydık geçerdi belki her şey Başını alıp gitmek sevdaya dahil değil"Cahit Zarifoğlu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌙

Yıllar sonra karşı karşıya oluşumuzdan sebep ister istemez inceledim onu. Aynı gibiydi. Sadece artık öyle çok genç görünümlü değil de ağır bir adam görümü vardı. Yirmi dokuz yaşındaydı. Sakalları gelişigüzel uzamıştı özensizdi. Üzerinde siyah bir tişört altında siyah bir pantolon vardı, saçları eskisi gibiydi, bir kaç tutam alnına dökülmüştü.

"Çıkmışsın" diyebildim sessizce. Mercan onun üzerine atlayıp duruyordu. "Bir saat oldu " dedi düz bir sesle. Onun da beni inceliyor gibi bir hali vardı, üzerime düz beyaz kolsuz kısa bir elbise geçirmiştim rahat olmak adına. "İyi. Geçmiş olsun" deyip arkamı döndüm. Daha fazla durmanın bir anlamı yoktu zaten. Yokuşa doğru ilerlerken arkamdan geldiğini hissettim "Ayşin biraz konuşabilir miyiz?".

Sen sevdin ben sevdim, şimdi ben sevmiyorum bitti....

O gece söylediği sözler canlandı zihnimde "Konuşacak bir şeyimiz yok bizim" dedim önüme dönerek. "O gece dedin sen ne dediysen" . Şuan karşımdaydı ve dört yıl sonrasında olduğumuza inanamıyordum. Sessiz kaldı. Bende tekrar arkama dönüp yürümeye devam ettim. Peşimden gelmedi. Öylece yokuşu çıkıp eve gittim.

O geceden sonra mahallede bir çok dedikodu dönmüştü. Adamı öldürme nedeni olarak kavga ettik sinirlendim öldürdüm dediğini duymuştum sağdan soldan. Adamın iki çocuğu varmış, ikisi de babasız kalmıştı onun yüzünden. İlk başlarda inanmamıştım onun yaptığına çünkü benim tanıdığım adam bunu yapacak, kendi de babasızken, bu konuda yaralıyken başkasına bunu yapacak biri değildi. Ama o gece bana söylediği o şeylerden sonra onun benim tanıdığım adamdan çok daha fazlası olduğunu öğrenmiştim.

Odama geçtim tepkisizce. Öyle bir haldeydim ki ne ağlayabiliyordum ne de kestirip atabiliyordum. Karmakarışıktım. Kötü hissediyordum. Dört yıl geçmişti ama sanki dün gibiydi. Öyle karşımda görünce de her şey gözümün önüne tekrar bir bir dizilmişti.

Yatakta bacaklarımı kendime çekip başımı dizime yasladım. Gelir gelmez tamirhaneye gitmişti. Beni terk ettiği yer. Nasıl da inanmıştım beni koşulsuz sevdiğine oysa sadece gelip geçici bir şeymiş. Güvenimin sarsılması da gururuma öyle dokunuyordu ki. Sol gözümden bir yaş düştü ardından diğer yaşlar takip etti. Yüzüme hiçbir ifade yoktu sadece yaşlar akıyordu. Aklıma yirmi yaşındaki o aşık kız geldi, ardından en korktuğum an takip etti bunu. Her şey aklıma bir bir geliyordu

4 yıl önce

Ali cezaevine gireli 1 ay olmuştu. Mahalle sessizdi, annesi ve ablası 1 aydır evden dışarıya çıkmıyordu. Kemal abi dükkandaydı, yengesi Gül abla evdeydi. Sanırım onun doğumuna da az kalmıştı. Okuldan dönüyordum, midem aşırı bozuktu okulda kusup durmuştum çıkışı zor etmiştim. Düz yolda yürürken tekrar midemin ağzıma gelmesi ile bir ağacın dibine zar zor eğildim.

Yalancı Mevsim | Final Oldu|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin