15. Bölüm "Aile".

2.5K 83 16
                                    

15. Bölüm "Aile".

"Senin bana nasip olman şahsi hayatımın en değer biçilmez talihidir".
Nazım Hikmet

Nazım Hikmet

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🌙

Bu dünyada ne yaşarsak yaşayalım her şeyin bir sebebi vardı. Yaşadığımız tüm kötü olayların; kötü tecrübelerin, sevmeyerek birlikte olduğumuz insanlar, severek ayrıldıklarımız, pişman oluşlarımız hepsinin bir sebebi vardı. En büyük yara bile yıllar sonra insanı güçlendiriyor onu bambaşka bir insan yapıyordu.

Her imtihanın sonunda mutlaka bir mükafat vardır, tüm mesele sabır ve tahammülde diyordu Yusuf suresinde. O yüzden ben artık isyan etmemeyi öğrendim, sabır edip Allahın bize sunacağı güzel nimetleri bekleyeceğim. Ne kadar çok kendimizi akışa bırakmaz isek o kadar çok o akışta boğuluyorduk, halbuki kendimizi serbest bırakıp kollarımızı açarsak ancak denizin üzerinde durabiliyorduk.

Ben kollarımı açıp denizin üzerinde durmayı tercih ediyorum artık, akışta boğulmak yok...

Yalnız değilim. Ali var. Bizim bir bebeğimiz var.

Sahi Ali'ye ne olmuştu, dondu kaldı adam yaklaşık üç dakikadır.

"Ali?" sesim heyecanlı çıktı. Böyle bir şey nasıl oldu bilmiyordum ama olmuştu. "Ali duydun mu?". Gözlerim bu sefer mutluluktan doldu, ben şimdi karnımda sevdiğim adamdan bir parça mı taşıyordum?.

"Ayşin...." Yanıma oturdu ve eli çekine çekine karnıma gitti. "Burada bizden bir parça mı var şimdi?". Onu ağlarken gördüğüm günlerin sayısı azdı, göz yaşları nadir akardı. Göz yaşları ıslattı sakallı yüzünü. "Bebeğimiz olacak ben doğru duydum dimi?".

Dudaklarımı ısırdım, ben bile daha gerçeği kabullenememiştim. "Bebeğimiz olacakmış" dedim sesimdeki titremeye engel olamadan. "Ali bizim resmen çocuğumuz olacak...". Elim ağzıma gitti şaşkınlıkla, idrak yeteneğimi kaybetmiştim sanki.

"Ayşin sen bana dünyaları verdin..." eli karnımdan yüzüme çıktı, yaşlı gözlerimiz birbirine değdi "Bütün dünyam senin bedenin oldu, sen oradasın, bebeğimiz orada...". İkimiz de aynı anda birbirimizin göz yaşlarını sildik. "Ay yüzlüm sen bana bu dünyada cennetin kapıları kaç kere daha açacaksın?".

Güldüm, gülmem gerekiyordu dimi?. Ağlamamam lazımdı. Dudağıma değen öpücük bu anın gerçek olduğunu bana tam olarak hissettirdi. "Nefesim benim..." eli karnıma gidip orayı okşadı. "Nefes alma sebeplerim...".

Bu kadar korunmaya, önleme nasıl olmuştu bilmiyorum ama tek hissettiğim saf bir mutluluktu. Sonsuza kadar buna mutlu olabilirdim. Ellerim göz yaşları ile ıslanmıştı. "Ağlamayalım" dedim gülümseyerek "Allah bize çok güzel bir hediye verdi". Alnını alnıma koydu, biz artık üç kişilik bir aileydik. "Ağlamayalım Ay yüzlüm, gülelim. Biz gülmeyi çok hak ettik".

Yalancı Mevsim | Final Oldu|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin