Sevdiğiniz adam cezaevine girdiği için sizi terk etseydi ne yapardınız?
Onu beklemek ister miydiniz?
Belki beklerdiniz fakat Ali beni artık sevmediği için terk etmiş ve cezaevine girmişti. O bir katildi hemde iki çocuğun babasının katili . "Sev sevd...
"Seni bulmaktan önce aramak isterim. Seni sevmekten önce anlamak isterim. Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de, Sana hep, hep yeniden başlamak isterim" Özdemir Asaf
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌙
O büyük gün gelmişti.
Bugün düğünümüz vardı.
İçimde ki hisleri nasıl anlatsam bilemiyordum. Bir kaç gündür her şey o kadar yolundaydı ki bozulmasından deli gibi korkuyordum. Ali normalde heyecanlı biri olmamasına rağmen o bile heyecanlıydı. Herkes sabahtan beri başımda pervaneydi. Uyandıktan sonra bir kaç bir şey atıştırıp kendimi kuaförde bulmuştum. Nasıl bir hazırlıksa asla bitmek bilmiyordu, kendi içimizde sakin bir düğün olacağını düşünmüştüm ama mahallede ki konvoyu görünce tüm fikrim değişti.
Yarın sabah Ali ile birlikte üç günlüğüne balayına gidecektik. Ali her şeyi ayarladığını benim sadece hazırlanmam gerektiğini söylemişti. Bavulumu günler öncesinden hazırlamıştım. Şimdi de kuaförde tam gaz hep birlikte hazırlanıyorduk. Benim hazırlıklarımın çoğu bitmişti, ufak tefek şeyler kalmıştı.
Ali'nin beni almaya gelmesine da sadece dakikalar kalmıştı.
"Ayşin o kadar güzel oldun ki" dedi Leylan bana hayranlıkla bakarak. "Bir insan bu kadar mı teyzesine benzer maşallah" dedi teyzem yine kendisine pay çıkararak. Rujumu sürdüğümde gülümseyerek boy aynasından son kez kendime baktım. Gelinliğim, saçım, makyajım her şey hayal ettiğim gibiydi.
"Çok güzel oldun" dedi Suna abla bana sevecen bir tavırla bakarken. "Ben nasılım halacım". Masal herhalde düğünde benimle birlikte beyaz giyen tek kişiydi. "Prenses gibisin yine kuzum benim" dedi Suna abla. Bir de kendi uğraşları ile dudağına yarım yamalak ruj sürmesi yok muydu. Gül abla görene kadar kalırdı o ruj anca tabi.
Biz öyle lafa dalmışken kapıdan içeriye Ali girdi. Beni görür görmez baştan ayağa büyülenmiş gibi süzdü. Herkes kameralarını çıkarmış bizi çekiyordu. Ali yanıma geldi, ellerini ellerime aldı ve ikisinin de üzerini öptü. "Güzelim" dedi iç çeker gibi "Çok güzelsin". Kalbim hızlı hızlı attı, sanki ilk kez böyle şeyler söylüyormuş gibi heyecanlandım. "İyi ki alnıma yazılan sensin...alın yazım". Alnımdan öptü gözlerini kapatıp orada kalmak ister gibi.
"İyi ki sana yazılmışım" dedim dolu dolu "İyi ki birbirimize yazılmışız"
Sarıldık kendimizi tutamadan elimde olmadan duygulanmıştım Ali de duygulanmıştı. Ne de olsa ikimiz de yıllardır bu anı bekliyorduk. "Bugün sadece gülmek var" dedi kulağıma fısıldayarak. Haklıydı bugün bol bol gülecektik.
Bir kaç fotoğraf çekildikten sonra dışarıya çıkıp arabaya bindik en az yarım saat konvoya ayak uydurmuştuk.Mahalleden geçerken arabayla önümüzü kesen çocuklar, bizi tebrik eden mahalleli, sanki hayvanlar bile bize bakıyordu bugün. Hayatımın en güzel en özel günüydü.
