Hermione'nin ağzından...
Ron'u asla affetmeyeceğim.
Bundan sonra hiçbir zaman biz diye birşey olmayacak. O artık benim için sadece yabancı birinden ibaret. Herşey bitti.Harry'nin ağzından...
Sabah Ginny ile beraber Büyük Salona indik. Ron ordaydı. Yerimize geçip oturduk.
"Hermione nerde? Gördünmü?"
"Hayır. Gelir birazdan"
10-15 dakika sonra masalar kahvaltılıklarla doldu ama hermione hâlâ yoktu. Kahvaltı bitti hâlâ gelmedi. Ron işi olduğunu söyleyerek yanımızdan ayrıldı.
"Hermione burda yok diye çıldırması gerekmiyor muydu bunun? Kavgamı ettiler acaba"
Ginny'nin sesiyle ona döndüm.
"Bilmiyorum"
"Acaba Draco ile ilgili birşeymi ama Draco masada"
"Uyuyakalmıştır heralde"
"Olabilir"
Gryffindor ortak salonuna gittik. Ginny yukarı çıkıp odaya baktı.
"Odada yok"
"Kütüphanede mi acaba"
"Gel oraya da bakalım"
Kütüphaneye gittik ama Hermione orada da değildi.
"Nerde bu kız? Başına birşey mi geldi acaba"
"Umarım gelmemiştir"
"Abim nerde ya!"
"Bilmiyorum ama onda bi haller var"
"Kavga ettiler kesin"
"Gel bahçeye de bakalım"
"Tamam"Bahçeye çıkıp etrafa bakındık. Az ilerdeki yola gidip arka kapının oraya vardık. İleride birini gördük. Bu Hermioneydi! Peki orda ne işi vardı?
Yaklaştıkca yüzü netleşiyordu. Gözlerimi şişti?
"Kızım sen neredesin ya. Çok merak ettik"
Ginny'nin suratına boş boş baktı. Ağlamaktan perişan olmuştu.
"Hermione iyimisin? Noldu?"
"O, sordumu beni?"
"Kim?"
"O"
"O kim?"
"Ron mu?"
"Evet"
"Hayır"
Gülümsedi
"Tabi sormaz!"
"Hermione noluyo"Hermione birşey demedi. Birden hüngür hüngür ağlamaya başlayınca şaşırdım. Yerinde sendelemeye başlayınca hemen kollarından tuttum. Önümüzdeki taşın üzerine oturttum. Hâlâ ağlıyordu.
"Hermione noluyo?"
"R-Ron"
Konuşamayıp daha şiddetli ağlamaya başlayınca sıkıca sarılıp kafasını okşadım.
"Sakinleş birtanem. Sakinleş, noldu anlat bize"Birkaç dakika içinde ağlamaları yerini hıçkırıklara bıraktı.
"Nerde o?"
"Bilmiyoruz"
Yine güldü.
"Noluyo Hermione?"
"Aldatıyo beni"
"NE?"
"NE!"
Duyduklarımın şokuyla olduğum yerde kaldım.
''Ne demek aldattı!? Abimden bahsediyoruz dimi? Sana deli gibi aşık olan abimden"
"YAPTI İŞTE ANLAMIYORMUSUN! SENİN O KAHPE ABİN BENİ LAVENDERLE ALDATTI! GÖZLERİMİN ÖNÜNDE HEMDE!"
"Oha"
Hermione elleriyle yüzünü kapatıp tekrar ağlamaya başladı.
"Ginny, Hermioneyi yalnız bırakma. Gidiyorum ben"
"Nereye?!"
"Ron'u bulmaya!"Kızların yanından hızlıca ayrılıp okula gittim. Hermioneyi ne hâle getirdiğinden haberi bile yok! İlk ortak salona gittim. Tam o esnada Dean karşıma çıktı.
"Hey Dean! Ron'u ya da Lavenderi gördünmü?"
"Evet Lavender 5 dakika önce geldi gitti"
"Peki nereye gittiğini biliyomusun?"
"Hayır"
"Tamam sağol"
Aklıma gelen ilk fikirle odaya çıktım.Dolabın altından Çapulcular haritasını çıkarttım. Asamı çıkartıp üzerine tuttum.
"Tüm ciddiyetimle yemin ederim ki iyi bir niyetim yok"
Harita açılınca Ron'u aradım. 4. Kat sağ kanattaydı ve tahmin ettiğim gibi yanına Lavender vardı. Asamı haritanın üzerine tuttum.
"Muziplik tamamlandı"
Harita eski boş haline geri dönünce aldığım yere koyup hızlıca odadan çıkıp 4. Kata çıktım. Tam karşıdaki köşede gülüşüyorlardı. Yanlarına gittim. Lavender beni görünce tedirginleşip birkaç adım geri gitti.
"Ron'la tek konuşmak istiyorum! Gidersen sevinirim!"
"Tabiki"
Hızlıca ortadan kayboldu. Ron'a döndüm.Boş boş suratıma bakıyordu.
"Sen nasıl bir adamsın!? Hiç utanman yok mu senin? Bunu Hermione'ye nasıl yaptın!?"
"Neyi?"
"Birde soruyor musun? Hermione'nin önünde Lavenderle öpüşürken hiç utanmadın mı kendinden?"
"Bizi mi görmüş!"
"Sen şakamısın? Takıldığın şey bumu? Hermioneyi aldatmak nedir ya! Kız aşağıda perişan halde!"
"Abartma Harry. Ben yanlış birşey yapmadım. Sevdiğim kişiye gittim!"
"NE! sen ne dediğinin farkındamısın Ron!"
"Hermioneyle ayrılacağımı ona söyleyecektim zaten. Ona aşık olduğumu mu sanıyorsun?"
"Ciddi olamazsın Ron!"
"Ciddiyim Harry!. Hermioneyi sevmiyorum artık. Lavendere aşığım ben. O çok güzel bir kız. Çok da eğlenceli"
"Gözüme gözükme Ron!"
"Nereye Harry!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Romione [𝑘𝑖𝑠𝑠𝑖𝑛𝑔]
FanfictieR. Sen yanımdaysan bir ömür böyle durmaya razıyım sevgilim.