SON REİS

41. BÖLÜM

Alpaslan: Sen ne gitmesinden bahsediyorsun Hızır Ali?
Hayriye Ana: Uşağım kendine gel da.
Ceylan: Gitmekten kastın ne senin?
Ömür: Diyorsan ki yoruldum biraz  dinlenmek istiyorum al Didemi de tatile gidin.
Hızır Ali: Öyle gitmeden bahsetmiyorum. Artık kendi işimi kendim yapmak istiyorum.
Didem: Sen ne diyorsun Hızır Ali öyle.
Enişte: Yeğenim tek başına hareket edilecek zaman mı?
Hızır Ali: Kaç yıldır bu âlemdeyim işlerin nasıl yürüdüğünü iyi biliyorum.
Hayriye Ana: Uşağım seni tek gören düşmanlar akbaba gibi üstüne üşüşürler.
Ömür: İlyas sende birşeyler desene.
İlyas: O kararını vermiş, bize de hayırlı olsun demek düşer.
Hızır Ali: Sağol amca artık benden gizli saklı işler yapmana gerek kalmayacak.
İlyas: Sen benle düzgün konuş, yoksa yaşına başına bakmam ağzını burnunu kırarım senin!
Ceylan: Herkes bi sakin olsun.
İlyas: Sen bu âlemde Baba, Reis veya lider olabileceğini mi zannediyorsun. Seni iki günde harcarlar, yazı göremezsin. Baban gibi bir adam öldü bu yolda baban, sen mi yaşayacaksın.
Alpaslan: Amcam çok haklı kuzen.
Hızır Ali: Bırakın ona da ben karar vereyim. Hadi Didem.
Didem: Nereye?
Hızır Ali: Gidiyoruz.
Hatice: Nerde kalacaksınız?
Hızır Ali: Buluruz bir yer hadi Didem.
Didem: Kendinize iyi bakın görüşürüz.

Hayriye Ana: Ne oldu şimdi?
Özlem: Hızır Ali'yi bu kadar kızdıracak ne oldu ki Alpaslan?
Alpaslan: Belli ki gururu kırıldı.
İlyas: Kimse onun gururunu kıracak bişey yapmadı. Kendini tatmin etme peşinde işte.
Ömür: Şimdi ne olacak, nereye gidip ne yapacaklar?
İlyas: Herkes önünde meydan okuyup konuşmasını biliyor. Bundan sonrası onun bileceği iş ben karışmam. Herkese iyi akşamlar.

Ceylan: İlyasla, Hızır Ali arasında bir sorun mu var Alpaslan? 
Alpaslan: Bildiğim kadar yok teyze. Hızır Ali şimdi niye böyle bir çıkış yaptı anlamadım.
Enişte: Galiba ben neden böyle olduğunu biliyorum.
Hatice: Neymiş sorun kocam?
Enişte: Özcanların hain olduğu listeler dolaşıyor ya ortada.
Hatice: Özcan hain mi?
Enişte: Evet Haticem ben sana evde uzun uzun anlatırım.
Ceylan: Eee Enişte?
Enişte: İlyas gizli olması gerekiyor diye işleri kendisi yapıyordu, geçen Alpaslanla erkenden galeride buluşması da tuzu biberi oldu. Ben bişey mi yaptım da amcam bensiz işler yapıyor diye düşünüyordu, şimdi de işte olay patladı.
Alpaslan: Gelip konuşsaydı bizle olaylar bu noktaya gelmezdi.
Hayriye Ana: Ceylan sen oğlunla konuş yanlış peşinde gitmesin.
Ceylan: Konuşmasına konuşurum ama fayda vereceğini sanmıyorum. İnşallah kötü yollara girmez.
Alpaslan: İnşallah teyze.

- ARABADA -

Didem: Aniden çıktık evden bişey alamadık Hızır Ali.
Hızır Ali: Gerek yok bitanem.
Didem: Bundan sonra ne yapacağız, nereye gideceğiz? 
Hızır Ali: Bir ev tutmuştum bu günler için önce oraya gidelim ondan sonrasını düşünürüz.
Didem: Keşke böyle yapmasaydın.
Hızır Ali: Artık sen bunları düşünme. Geçmiş geride kaldı. Gün bugün artık. Bizi yep yeni hayat bekliyor...

- AHMETLERİN EVİNDE -

Selim: Ahmet durgun gibisin, neyin var?
Ahmet: Şerefsizlere canımı sıkıyorum.
Onur: Aynen öyle abi, her tarafımızı kansızlar sarmış.
Ebru: Şu Nur muydu neydi onu diyorsunuz demi Onur?
Onur: Aynen canım.
Selim: Kıza da helal olsun neler yaptı şimdi kaçak hâlâ yok piyasada.
Ahmet: Hoşuna mı gitti Selim.
Selim: Yok hoşuma gitme değil ama kız Aziz beyi kandırmış kolay değil.
Onur: Tabi böyleleri nankör olduğu için vefasız olduğu için yediği kaba pisliyor.
Ebru: Boşverin şunu konuşmaya bile değmez. Yemek hazır buyrun.

- HIZIR ALİ VE DİDEM-

Hızır Ali: Evi beğendin mi bitanem?
Didem: Beğendim ama burası çok büyük değil mi? Sonuçta iki kişiyiz.
Hızır Ali: Şimdilik iki kişiyiz.
Didem: Birilerini mi bekliyorsun?
Hızır Ali: İlerideki geniş ailemiz için bu ev. Kim bilir belki burda bir sürü çocuklarımız oynayacak.
Didem: Bir sürü derken?
Hızır Ali: Lafın gelişi öyle dedim yoksa bu işler nasip kısmet bitanem.
Didem: Hızır Ali amcanlara ben tek iş yapmak istiyorum dedin, ne yapacaksın?
Hızır Ali: Bu konuyu sabah Ünal Bey ile görüşecem. Yoruldun hadi biraz dinlen sen bunları fazla düşünme.