39. BÖLÜM

228 13 8
                                    

Aziz Bey, duyduğu ses üzerine merdivene yönelmiş iki adım attıktan sonra zile basılmıştır. Yukarı çıkıp çıkmama konusunda tereddüt etse de kapıya doğru yönelir ve kapıyı açar.

Ünal: Merhaba, Aziz Bey.
Aziz: Merhaba.
Ünal: Müsait miydin?
Aziz: Tâbi geç buyur.

Ünal: Bende kapıyı geç açınca uyuyorsun diye geri gidecektim.
Aziz: Ne uyuması Ünal, önümüzde bir sürü iş var.
Ünal: Hainleri buldun mu?
Aziz: Çalışıyoruz. 
Ünal: Bunlar sizin içinize sızıp yıllarca başka ülkelere bilgi aktardılar.
Aziz: Yani
Ünal: Yani gizlenmesini iyi bilirler belki de çok yakınındalar.
Aziz: Sana CIA den haber geldi mi bu olaydan sonra.
Ünal: Onlarda ikiye ayrılmış durumdalar. Oradaki dostlarım da şaşkınlar. Nurun cesaretine hayranlar.
Aziz: Hainler!
Ünal: Bu kız ne zamandır senin yanında?
Aziz: Uzun süredir.
Ünal: Şimdiye kadar hiç şüphelendiğin bir an olmadı mı?
Aziz: Oldu tabi ama işlerden ona fırsat kalmadı.
Ünal: Tecrübelerime dayanarak sırada ki hedefin sen olduğunu düşünüyorum.
Aziz: Ben her zaman kendimi birinci sırada görüyorum. Tabi şimdi açığa çıktığı için tek hedef durumundayım.
Ünal: Ne yapmayı düşünüyorsun peki?
Aziz: Planlarım da bir değişiklik olmayacak. Dün neyse yarın da öyle olacak.
Ünal: Savaş başlasın diyorsun yani.
Aziz: Öyle.
Ünal: En sevdiğimdir savaş...

- SABAH -
- ÇAKIRBEYLİ EVİNDE -

Hayriye Ana: Ne tabağa bakıp duruyorsun uşağım yesene da.
Alpaslan: Fazla iştahım yok babaannem.
İlyas: İştahını kaçıran şey hepimizin de iştahını kaçırıyor Alpaslan, ama aile masasındayız.
Özlem: Şu Nur meselesi mi?
Enişte: Aynen Özlemciğim dost bildik o da hain çıktı halâ şoktayım.
Ömür: Kimse onu dost olarak görmedi. Hatta ilk günden beridir o kızda birşeyler olduğunu söyleyen de benim. Bize yaptıklarını hiç söylemiyorum bile.
İlyas: Tamam hayatım şunun adını ağzınıza almayın ki tadımız kaçmasın.
Hızır Ali: Annemle konuştunuz mu kuzen.
Alpaslan: Bugün uğrayacağım yanına.
Didem: Ceylan annemle de ne zamandır görüşemiyoruz özledim vallahi.
Hızır Ali: Şu aralar işleri çok yoğun ya bitanem eve bile gitmediği günler oluyor.
İlyas: Ceylan abla da tabi kendini suçluyor, yanında ki ismin hain çıkmasını.
Enişte: Bence eve de gitmesin Hızır Ali.
Hatice: O ne demek kocam?
Enişte: Allah korusun evine gider Ceylan ablaya bir zarar verir. Netice de yıllardır ceylan ablanın yanında herşeyini bilir.
Didem: Allah korusun.
Özlem: Eniştenin dediği olabilir mi Alpaslan?
Alpaslan: Sanmam Özlem.
İlyas: Herkes rahat olsun onlar anca arkadan vurmayı bilir bizim karşımıza çıkmaya cesaret edemezler.
Ömür: Bunu söylerken neye dayanarak söylüyorsun İlyas.
İlyas: Hayat tecrübeme hayatım.
Hızır Ali: Yine de herkesin bunlar etkisiz hale getirelene kadar dikkatli olmasın da fayda var.
Hayriye Ana: Uşağım haklı bu kötülüğü yapan yine yapar.
İlyas: Neyse hadi çıkalım artık.
Alpaslan: Çıkalım amca.
Didem: Dikkatli olun Hızır Ali.
Hızır Ali: Tamam bitanem.

- BAHÇEDE -

Alpaslan: İki araba gitsek olur mu amca?
İlyas: Olur da ne gerek var yeğenim.
Alpaslan: Senle konuşsak biraz.
İlyas: Olur, Hızır Ali siz Enişteyle bizi takip edin.
Hızır Ali: Tamam amca.

- ARABADA -

İlyas: Seni dinliyorum Alpaslan.
Alpaslan: Amca dün galeriye bir kadın geldi, Paşaların kızı Nesrin.
İlyas: Ne diyormuş?
Alpaslan: Geçmiş olsun demeye gelmiş.
İlyas: Düşmanımızın bacısı sana niye geçmiş olsun demeye gelmiş.
Alpaslan: Beni seviyormuş.
İlyas: Bu havadisi Özlemden aldım yeğenim. Seni kaçırdıklarında yanına gittiğimde anlattı Özlem.
Alpaslan: Normal birine benzemiyor amca.
İlyas: Bi bu eksikti. Ne yapmayı düşünüyorsun?
Alpaslan: Konuşmadan anlayan bir tip değil.
İlyas: Öldürecek misin lan!
Alpaslan: O kadar değil amca. Neyse bir çaresine bakacağım. Senin haberin yok sanıp söylemek için konuyu açtım.
İlyas: Aferin yeğenim böyle herşeyi anlat amcana birşey saklama benden.

SON REİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin