44. BÖLÜM

192 11 5
                                    

Haşmet: Eminem...
Tipi: Haşmet bomba patlayacak, hemen ipleri çözüp dışarıya çıkaralım.
Haşmet: Ona vaktimiz yok Tipi, bombayı imha etmemiz lazım.
Tipi: Ben bombadan anlarım Haşmet. Kolay düzenek kurmuşlar.
Haşmet: Hangi kabloyu keselim.
Tipi: Kırmızı tabi.
Haşmet: Emin misin Tipi, yoksa hepimizi burda havaya uçurursun.
Tipi: Filmlerde her zaman kırmızı kablo kesilir ve hepsinde de kurtuluyorlar.
Haşmet: Onlarda sen gibi düşünüp kesin sarı renkli olana bağlamışlardır. Sarıyı kesiyorum.
Tipi: Kes Haşmet ne olacaksa olsun son 10 saniye.
Haşmet: Hadi bismillah...

Haşmet sarı renkli kabloyu keser ve beş saniye kala bomba durur.

Haşmet: Oh... çok şükür.
Tipi: İyi misiniz Abla.
Emine: İyi filan değiliz gardaşım.
Haşmet: Sen nasılsın kızım.
Merve: Tam zamanında geldiniz abi.
Tipi: Alın şu suları için.
Haşmet: Kim yaptı Emine?
Emine: Tosi denen kansız.
Haşmet: Tosi!!!
Tipi: Onu boğmadığım için bana yazıklar olsun.

Behzat ve Hakan arabayla gelirler.

Hakan: Kapı niye açık abi?
Behzat: Bende senle beraber yeni geliyorum Hakan. Yürü içeriye anlarız.

Behzat: Ne oluyor burda. Bu yerdeki  sandalyeler, ipler ne? Kimi boğuyon bu sefer Tipi abi.
Tipi: Kimseyi boğduğum yok Behzat.
Behzat: Hayırdır abi o zaman.
Haşmet: Tosi şerefsizi, Emineyle Merveyi az kalsın öldürüyordu.
Behzat: Ne diyorsun abi sen. Merve...
Merve: Tosi geldi sonra silah zoruyla Emine ablayla beni bağladı üzerimize bomba yerleştirdi.
Behzat: Nerde o şerefsiz hain.
Emine: Arkadan çıktı gitti Behzat.
Behzat: Onu bulduğum da kırk parçaya ayıracam.
Haşmet: İyi olduğunuzdan emin misiniz?
Emine: İyiyiz Haşmet.
Behzat: Birşeyin varsa söyle gülüm.
Merve: Çok şükür iyiyiz. Haşmet abiler vaktinde gelmeselerdi...
Behzat: Tamam sen düşünme artık geçti bak buradayız hepimiz.
Haşmet: Sıkmayın canınızı bunun intikamı alınacak.
Behzat: Buraya gelene kadar ne güzelde moralimiz iyiydi.
Tipi: Niye nerden geliyordunuz?
Behzat: O Necatinin oğlu Kenanı indirdik.
Haşmet: Öldü mü?
Behzat: Öldü tabi abi.
Tipi: Gel Behzat, alnından öpecem.
Behzat: Bende vardım olay yerinde ama Hızır Ali sıktı sen onu öp abi.
Tipi: Olur Behzat yarın öperim.
Haşmet: Öpüşme muhabbetiniz bitti mi?
Tipi: Seni öpmedim diye kıskandın mı?
Haşmet: Hadi ordan.
Emine: Sizin şu muhabbetiniz bile herşeye bedel.
Haşmet: Sen yeter ki iste ben Tipiyle sabaha kadar tartışırım.
Tipi: İstemem Haşmet sabaha kadar çekemem ben seni.
Behzat: Gel bahçeye hava almaya çıkalım.
Merve: İyi olur.
Haşmet: Sende çıkmak ister misin?
Emine: Yok biraz yatsam iyi olur.
Haşmet: Gelmemi ister misin?
Emine: Yok ben çıkarım.
Tipi: İyi dinlenmeler abla.
Emine: Sağol gardaşım.

- PAŞALARIN EVİNDE -

Kenanın cansız bedenini boş koltuğa yatırırlar. Necati, oğlunun açık gözlerini eliyle kapatır.

Gürkan: Baba izin ver gidip kardeşime bunu kim yaptıysa öldürüp geleyim.
Necati: Kardeşinin şu hâline saygın olsun.
Cemal: Başın sağolsun.
Necati: Kim yaptı bunu oğluma.
Cemal: Görenlerin söylediklerine göre Yaşar, Onur, Behzat ve Hızır Ali varmış.
Gürkan: Kim sıkmış peki?
Cemal: Hızır Ali.
Gürkan: Ben gidiyorum baba icabına bakıp geliyorum.
Necati: Sana otur dedim. Önce oğlumu toprağa vereceğim. Onlar bunun sevincini yaşarken onları beklemedikleri anda yakalayacam.

Nesrin odadan seslere iner, abisinin cansız bedenine doğru koşar.

Nesrin: Abi... Abim, ne olmuş sana böyle.
Necati: Gör kimlerle mücadele ediyoruz.
Nesrin: Kim yapmış ki baba bunu. Alpaslan mı, İlyas mı?
Cemal: Onlardan biri, Hızır Ali.
Nesrin: Ne... Keşke ölseydi o gün.
Gürkan: Ne diyorsun kız ağzının içinde.
Nesrin: Hiç.
Cemal: Neyse yarın cenazeye onlar gelirlerse ne olacak.
Gürkan: Ne olacak onları da oraya gömeceğiz.
Necati: Çıkın beni yalnız bırakın...

SON REİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin