31. BÖLÜM

290 17 15
                                    

İlyas: Biz çıkıyoruz bizden haber bekleyin.
Didem: İlyas enişte ne olur Hızır Ali'yi sağ salim eve getir.
İlyas: Söz Didem. Ömür kimse çıkmayacak evden.
Ömür: Tamam dikkatli olun.
Didem: Hala, Hızır Aliye kötü birşey olursa ben yaşayamam.
Ömür: Öyle birşey olmayacak sen merak etme.

(Galeride)

İlyas: Sen nereye gidiyorsun demedin mi Şahin Ağa?
Şahin Ağa: Beni dinlemeden çıktı gitti.
Enişte: Nereye gitti bu şimdi.
Şahin Ağa: Evladını kaybettiği için biraz dertleştik sonra sinirle çıktı.
Fahri: O zaman düşmanların karşısına dikilmeye gitti bu.
Zafer: Öyle görünüyor Fahri Baba.
Enişte: Ne yapacağız şimdi İlyas?
İlyas: Siz çıkın Paşalıların mekanına gidin oraya mı gitmiş bakın ama sakın kendinizi belli etmeyin gizlice kontrol edin.
Zafer: Emredersin Reisim.
Fahri: Sen ne yapacaksın İlyas?
İlyas: Yaşar'ın sağda solda kimsesizi çoktur onu çağırıp bir konuşalım. 
Enişte: İyi hadin da...
Şahin Ağa: Kusuruma bakma İlyas. Abinin emanetine birşey olursa benim yüzümden olmuş olacak. Gitmemesi için engelleyebilirdim Hızır Ali'yi.
İlyas: Kimse bizim sülaleyi engelleyemez Şahin Ağa. Burnunun dikine gider hep. Sen tasa etme.
Şahin Ağa: Eyvallah...

(Paşalıların Mekanında)

...: Abi mahallenin girişinde İlyasın yeğeni Hızır Ali'yi görmüşler. Buraya doğru geliyormuş. 
Necati: Aklı sıra benden intikam alacak mekanımı basarak.
Gürkan: Baba bu Çakırbeyli. Normal değil yani bırak öldürelim.
Erhan: Abim haklı Baba. Bunların sağı solu belli olmaz.
Necati: Siz karışmayın bu işe.
İçerde bekleyin dışarı da çıkmayın.
Gürkan: Baba...
Necati: Geçin içeri dedim lan!!!

Hızır Ali: Şerefsizler çıkın lan!!!
- Hızır Ali, Necatiyi görür -
Burdasın... Sen mi benim çocuğumun ölümüne vesile oldun.
Necati: Öyle olmuş olabilir.
Hızır Ali: Şimdi seni benim elimden kim alacak.
Necati: İndir silahını koçum.
- Arkadan gelen Gürkan, Hızır Ali'nin sopa ile başına vurur -
Necati: Az kalsın vuruyordu lan bu manyak.
Gürkan: Ne yapalım bunu baba. Öldürüp evlerinin önüne atalım mı?
Necati: Saçmalama oğlum. Elini ayağını güzelce bağlayın sonra bir yere kilitleyin planım var...
Erhan: Tamam baba.

(Galeri)

Yaşar: Valla dostum İlyas onlar sayısız  mekan kullanırlar yani depoları çoktur.
Ha diyince bulamayız.
İlyas: Zamanımız yok o kadar. Hızır Ali'nin iyi olup olmadığını dahi bilmiyoruz.
Alpaslan: Amca ben de haber bekliyorum.
İlyas: Alkış mı bekliyorsun yeğenim.
Alpaslan: Yok amca haber veriyorum.
İlyas: Enişte arıyor. İnşallah güzel haberleri vardır. Söyle enişte.
Enişte: İlyasım biz şimdi bunların mekanının önündeyiz yok burda.
İlyas: Dışarda beklemeyecek heralde enişte ordaysa bile içerdedir.
Enişte: İçeriye mi girelim o zaman?
İlyas: Bekleyin.
Yaşar: Ne diyor.
İlyas: Buralarda yok diyor.
Alpaslan: Amca baskın yapalım.
Yani girelim varsa alalım yoksa da en azından intikam almış oluruz.
Yaşar: Alpaslan doğru söylüyor İlyas. Beklemekle olmaz.
İlyas: İyi hadin bakalım.

(Çakırbeylilerin Evinde)

Haşmet: Kimseye haber vermeden mi gitmiş?
Ömür: Öyle olmuş abi.
Didem: Baba ben bebeğimi kaybettim eğer Hızır Ali'yi de kaybedersen ben yaşamak istemiyorum.
Haşmet: Böyle konuşma kızım.
Tipi: İlyaslar nereye gittiler?
Ömür: Haber gelince gittiler.
Hatice: Gidebilecekleri yer belli değil.
Özlem: İnşallah sağ salim bulunur.
Ömür: İnşallah.
Didem: İnşallah.

(İlyaslar Paşalıların Mekanın Önünde)

İlyas: Kaç kişi var içerde?
Zafer: Kimse yok Reisim.
Alpaslan: Ne demek kimse yok?
Enişte: Biz buraya geldik birkaç kişi vardı kapının önünde sonra onlara telefon geldi gittiler.
İlyas: Siz niye gitmediniz peşlerinden.
Zafer: Sen burayı gözetleyin dedin Reisim bizde bir yere ayrılmadık.
Yaşar: Daha konuşacak mıyız içeri mi gireceğiz.
Alpaslan: Girelim ne olacaksa olsun.
İlyas: Biriniz bari kapıda bekleyin ne olur ne olmaz bir işe yarayın.
Enişte: Mikail dışarısı sende.

SON REİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin