İKİLİ HAYAT
"Böylesine bir adamla nasıl bir bağlantım olabilir?"Ada'yla gün boyunca konuştuk, hiçbir şey olmamış gibi davranmak beni zorlamadı. Ada ilk başta bir sorun olduğuna inanmasa da sonradan gereğinden fazla gülerek biraz da olsa şüphesini giderdim. Gidip o adamı araştıracaktım ama önce Ada'yla ilgilenmem gerekiyordu.
Kahvaltımızı ettik, çaylarımızı içtik ve saçma sapan şeyler hakkında konuştuk, gülüştük, onun yanında o kadar mutluydum ki dün olanları bile biraz olsun unutmuştum. Bi an herşeyi akışına mı bıraksam diye düşündüm. O adamın gerçekte kim olduğundan çok benim evime neden geldiğiyle ilgileniyordum. Zaten cevabını aradığım soru da buydu. Bu yüzden şimdilik vazgeçemezdim. Onu bulacağım, soracağım ve cevabını alır almaz hayatıma devam edecektim. Bu kadar.
Ada'yla akşama kadar gezdik. Eğlendik, film izledik, kedim hakkında konuştuk... ama Melih denen o herife sözü olduğu için bende kalmadı, Akşam 11 gibi evden ayrıldı. Onun için endişeleniyordum. Ama hayatına da karışamazdım. Gerekli uyarılarımı yaptım. Ama daha fazlasına karışmadım.
Şimdi ise terasta sıcak kahvemi yudumluyordum. Kucağımda mirayla gökyüzünü seyrediyorduk. Bugün de dün kadar olmasa yoğun geçti, ama sanki üstümdeki bütün yorgunluk kalkmıştı. Bi süreliğine benim için hayat yeniden normalleşti.
Terasa baktım. Dün burada ne olduğunu düşündüm. Ellerimi açıp ölüme teslim oluşumu, Kafama nasıl silah dayandığını, sonra da öldürmekten vazgeçip o adamın beni nasıl bayılttığını...
Gerçekten de ölüme hazırdım.
Nasılsa yaşadığım düzgün bi hayatım yoktu. O an sadece bahaneydi. Ben ölmek istedim. Şuan da belki de şansımı zorluyorumdur. Bana bir şans vermişti, onu kullanmadım, şimdi yine aynı hatayı yapıyorum.
O adamla tekrar yüzyüze gelince ne olacağını kim bilebilir? Yine de yapacağım.. Önceki gibi lüzumsuz konuşmayacağım, öğrenip gideceğim. Bu kadar...
Hava serinlemeye başladı, yaz aylarının son haftalarına gelmiştik... Yavaş yavaş kalktım ve kahvemden son yudumları alıp mirayla aşağıya indim. Mutfağa gidip kalan birkaç bulaşığı yıkadım. Son kez dış kapıyı kontrol ettim ve anahtarını yanındaki sehpaya koydum.
Ne olur ne olmaz.
Odama geçtim. Mira koridorda yemini yiyordu. Bense gözlerimi balkon kapısına çevirdim.
Tekrardan gelmeyecek, öyle söyledi. Ama gelirse de hazırlıklı olmalıyım.
Hemen mutfağa gittim, çekmeceden keskin bir bıçak aldım ve odama geri geldim.
Sadece bi tedbir, ona güvenmiyorum.
Bıçağı yanımdaki komidinin üstüne koydum.
Mira yatağıma gelip yanıma kıvrıldı. Dünkü rahatlığını hatırladım."Aptal kedi, ona nasıl güvendin anlamıyorum, seni öldürüyordu yine de kaçmadın, insan bi kolunu falan çizer, ne rahatsın ya... Sahibine çekmişsin.."
Diye miraya söylendim.
Bana sadece sürtünmeyle kaldı.Gün boyunca Ada'yla gezmekten bu adamı araştırmaya zamanım kalmamıştı. Şimdi ise boştum.
Işığı kapatmak istemedim. Nedense karanlıktan korktum. Komidinin çekmecesini açıp bilgisayarımı aldım.
Yatağıma oturup kucağımdaki bilgisayardan google'a O ismi aratıyordum."Demir Altay"
"121 sonuç bulundu."
"Yok artık, bu adamı bulmak için ömrüm yetmez. Bu ne!"
Teker teker bakmaya başladım.
Her sitedeki yazıları okudum
Profillere baktım.
Ama yoktu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balkondan Gelen Mucize (DÜZENLENİYOR)
Teen Fictionİkili hayat yaşayan ve görev icabı, 19 yaşındaki bır kızın evine hırsız olarak giren 25 yaşında bir adam. En fazla ne olabilirdi ki? Arkadaş mı?Yoldaş mı? Aşk mı? Gerilim mi? Cinayet mi? Hem nefretin hem de sevginin birleşimiydi...Arkana bakmadan d...