"Muhteşemdi... Tek kelimeyle muhteşemdi." Dedim heyecanla.
Motordan iner inmez tekrar binmek istedim. İnsanın hayalini gerçekleştirmesinin verdiği haz kadar güzel birşey yoktu.
Gülümsedi.
"Gerçekten bu kadar önemli miydi senin için?""Motor... benim hayalimdi Demir! Ya sana bunun benim için önemini anlatamam. Bak şimdi beni düşün doğru düzgün duygusal biri değilim. Heyecanlanmam falan. Ama motora binmenin hayalini kurduğumda bile heyecanlanırdım. Şimdi ise hayalimi gerçekleştirdim. Bir de sen olunca-"
"Ben olunca... Daha da mı heyecanlandın?" Dedi merakla.
Ne diyeceğim şimdi. Ağzımdan kaçırdım.
"Hayır ondan değil, sen olunca... şey... e.. Daha da mutlu hissettim! Evet böyle hissettim çünkü motoru çok güzel sürdün." dedim ama, yine kekeledim.
"Hmmm... Anladım." Dedi gülümseyerek.
"Hadi o zaman restorana gidelim." Diye devam ettirdi.Demir motorunu bir sokak gerideki kuytu bir yere koymuştu. Böyle güzel bir motorun çalınma ihtimali daha da yüksekti. Yol boyunca heyecanla Demire motor bilgilerimi anlattım. Çok konuşan biri değildim ama şuanda susmuyordum çünkü motorlar hakkındaki bilgilerimi paylaşacak kimsem olmuyordu. Adanın motorla işi olmazdı bu yüzden beni bu konuda çok dinlemezdi. Şimdi ise Demir beni özenle lafımı kesmeden dinliyordu. Çocuk gibi heyecanlanmıştım.
Restoranın önüne geldiğimizde içerde kimsenin olmadığını farkettim. Ama henüz yeni açılıyor diye düşünerek çok takmadım.
"Hadi içeri girelim." Dedi Demir.
Tam bir adım attı ki kolundaki kot ceketi tuttum. Donup kaldı, ardından başını çevirip bana baktı. Ve minnetle konuşmaya başladım;
"Teşekkür ederim Demir. Gerçekten bugün çok gergin ve kötü başlamıştı benim için ama sonu güzel bitti... Bugünü güzel bitirdiğin için sana minettarım. Sabahtan beri yaşamadığımız, duymadığımız şey kalmamışken bu bana çok iyi geldi, umarım sana da iyi gelmiştir." dedim tebessum ederek. Ben konuşurken dikkatle beni dinliyor, dudaklarımın çıkardığı her kelimeyi iyice gözlemliyordu. O iyi bir dinleyiciydi."Bana da iyi geldi. Rica ederim." Dedi mutlulukla. Aynen benim gibi onun da gözleri parılıyordu. Gözleri yine çekikleşmiş, gerçek anlamda gülümsediği belli oluyordu. Olayların asıl mağduru oydu ve onun da mutlu olması beni mutlu etti.
Elimi kolundan yavaşça çektim ve beraber yavaşça restorana girdik.
Burası gerçekten bomboş...
Önümüze bir adam geldi;
"Hoşgeldiniz Demir Bey. Şöyle buyrun." Diyerek oturacağımız masayı gösterdi.Demire anlamsız bir bakış attım. Bana doğru eğildi ve kulağıma;
"Mekanı kapattırdım. Kimse girmesin diye..." Diye fısıldadı. O bunları yandan bana fısıldarken gözlerim karşıya donup kalmıştı.Niye...ki...
Söylediği bu söz kalbimde çarpıntıların oluşmasına neden oldu...
Geri çekildi ve tepkimi bekledi.
"Kokoreççi dükkanını niye kapattırdın ki? Biz.. kokoreç yiyeceğiz Sadece..." dedim sessizce.
Güldü.
"Polislerin ya da herhangi birisinin beni tanımasından endişeleniyordun ya işte, bende direk dükkanı kapadım. Böylelikle kimse giremez ve tedbirimizi almış oluruz." Diye açıkladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balkondan Gelen Mucize (DÜZENLENİYOR)
Teen Fictionİkili hayat yaşayan ve görev icabı, 19 yaşındaki bır kızın evine hırsız olarak giren 25 yaşında bir adam. En fazla ne olabilirdi ki? Arkadaş mı?Yoldaş mı? Aşk mı? Gerilim mi? Cinayet mi? Hem nefretin hem de sevginin birleşimiydi...Arkana bakmadan d...