Yıldızlara çok yakındık...
Senin gibi birisini asla tanımadım...Yaklaşık yarım saattir ikimiz de duvara yaslanık bir şekilde sessizce oturuyoruz...
Ben yorulmuş, bitkin bir şekilde düşünüyorum, büyük ihtimal o da öyle...Deli gibi ağlayan benim.. Ama bitkin görünen o. Birbirimize bakmıyoruz. Sadece koridorun ortasında öylece oturuyoruz..
Bi an suçluluk hissettim. Neden bu kadar fazla ağladığımı düşündüm.
Ne gerek vardı. Diye düşündüm. Ama mesele gerek olup olmaması değildi. Sadece oldu ve bitti.. Anlamı olsun ya da olmasın.. Yılların birikintisi en ufak bi olayda patlamıştı.. Olay bu...
Yine de beni anlayışla karşıladığı için bu yabancıya minnettardım.
Ben bunları düşünürken sessizliği bozan Demir oldu..
Bana bakmadan;
"Daha iyi misin?" Dedi."İyiyim, sen?"
"İyiyim."
"Sevindim."
"Ben de."
Yine bi süre daha sustuk. Saat 12 ye geliyordu. Ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Zaten içimi yeterince dökmüştüm. O da bana kendini yeterince açıklamıştı. Konuşacak daha ne vardı ki?
Sessizliği yine Demir bozdu."Ben..."
Diye başladı söze, uzun konuşacakmış gibi derin bir nefes aldı. Ona baktım. Ve dikkatle dinledim.."Ben...15 yaşındaydım, babam, babam demeyi bile kendime yediremediğim bi karaktere sahipti. Annem onu çok seviyordu ama o pislik annemi sadece yanında biblo gibi gezdirirdi. Annem bundan rahatsız olsa da sesini çıkarmadı, hem sevdiği için, hem de benim için... Babamla duygusal bi bağımız olmadı, Beni sadece ileride işlerini devralacak bi kukla, bi mirasçı gibi görüyordu ve ona göre davranıyordu. Babam bizim gözümüzde cok güçlü bir adamdı, ondan korkardık ama dışarıya karşı cok zayıftı...Çocukluğum boyunca kapalı kapılar ardında kavgalarını duyardım. Eve sürekli işten arkadaşlarını getirirdi ve annem güler yüzlülükle onları karşılardı, ama bu durumdan rahatsızdı. Yine bir gün o Recep denilen herif geldi evimize. Soframıza oturdu, yemeğimizden yedi. Annemin babamla konuşmalarını duyardım. Recep denilen herifin kendisini rahatsız ettiğini, bir daha gelmemesi gerektiğini söylerdi. Babamınsa umrunda olmadı. Bir gün babam eve kanlar içinde geldi. Yararlanmamıştı ama her yeri kan içindeydi. Aceleyle evimizdeki görevlilere bavullarını hazırlaması gerektiğini söyledi. Annemle gözümün önünde konuştular... Annem halini soruyordu. Babamsa sadece gitmesi gerektiğini, bizim burda kalmamızı söylüyordu. O zaman az çok olayı çakmıştım. Sadece kendini düşündüğü için kaçıyordu. Bir hata yapmıştı ve kaçıyordu. Meğerse Recep denilen adamdan milyonlarca borç almış. Kardeşiz deyip geçiştirmiş. Ödeyemezse kefil olarak annemi ve beni tutmuş. Para için kendi ailesinin ölümünün fermanını imzalamış defne! Ki o paranın kuruşu dahi gelmedi elimize, hep kadınlara, kumara, ve silah ticaretine yatırmış. Recep'in pisliklerine büyük bir zevkle bulaşmış. Canlar almış, kadınları satmış. Düşünebileceğin her boku yemiş şerefsiz.. 5 yıl önce imzaladığı fermanın günü gelmiş meğerse. Kendinin de öleceğini biliyormuş çünkü Recep'in birçok adamını öldürmüş. O evden çıkıp giderken evimizin etrafını onlarca araba doldurdu. Annemin bana sarılıp 'herşey iyi olacak' dediğini hatırlıyorum... O sıcaklığı, o kokuyu... Yukarı yatak odasına çıkıp kapıyı kilitledi. Tabii ki de yakalandık..." bir süre durdu. Sonra titrek bir nefes verdi...
"Annemi gözümün önünden aldılar, Beni de sürükleye sürükleye aşağıya götürdüler. Annem beni gördü. Çocuğuma dokunmayın diye itiraz edince defalarca tokatladılar. Sürüklediler.. Kıyafetlerini yırttılar. Onun canını yaktılar. Yaka paça annemle ikimizi de sürüklediler. Yanımda annem karşımda babam ve kafasına silah dayamış Recep pisliği... Sonra bi kadın geldi. Recebin yanına yanağından öpüp anneme doğru geldi. Bana baktı ve göz kırptı. Sonra annemin saçından tuttu. yırtık kıyafetlerini tenine çizdire çizdire acımadan çıkardı. Recebe 'napalım bu sürtüğü, bi de bunu beğenmişsin, benden daha çirkin' dediğini hatırlıyorum. Direndim defne... yemin ederim direndim.. Dayak yedim, kırbaçlandım, bıçaklandım, Vuruldum.. Ama yine de bi bok yapamadım.. zayıftım.. yıllar boyunca hiç birşey öğretilmemişti bana... Sadece direndim.. Recep babamdan intikam almak için öldürmeden önce anneme doğru giderken direndim. Dokunma dedim... Anneme dokunma dedim... Recep gözümün önünde anneme tecavüz ederken o kadın sakızını çitleye çitleye kahkahalar atıyordu. Bağırdım... Vurulsam da dövülsem de bağırdım. Yalvardım, yapma dedim... B-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balkondan Gelen Mucize (DÜZENLENİYOR)
Genç Kurguİkili hayat yaşayan ve görev icabı, 19 yaşındaki bır kızın evine hırsız olarak giren 25 yaşında bir adam. En fazla ne olabilirdi ki? Arkadaş mı?Yoldaş mı? Aşk mı? Gerilim mi? Cinayet mi? Hem nefretin hem de sevginin birleşimiydi...Arkana bakmadan d...