Hayat böyle işte,
Hiçbir zaman hiçbir şey hakkında emin konuşamazsınız,
Eğer konuşursanız..
Öyle bi durum yaşarsınız ki;
Emin olduğunuz her hareketin tersini yapmaya başlarsınız...
Aynı ben gibi...
3 gün önceki benle, şuan ki ben aynı değil...
Olamıyor...KARMAŞA
"Bu işi adam gibi bitireceğiz!"
Uzun süre bakıştık. Sonraysa hiçbir şey olmamış gibi yanımdan geçti gitti.
Hiç tanımıyormuş gibi,
Hiç evime girmemiş gibi,
Hiç tehdit etmemiş gibi,
Hiç... hiç kafama silah dayamamış gibi....Arkasına dönüp gidince bağırdım.
"Demir Altay, Neden beni görmezden geliyorsun!"
Durmadı, yürümeye devam etti...
"Sana söylüyorum, soracak sorularım var!" Diye bağırdım.
Yine durmadı, Hiç duymamış gibi devam etti.
En son sesimi bayağı yükselttim."DEMİR!" Tüm sesim her yerde yankılandı.
Durdu. Arkasına dönmeden donakaldı. İnsanlar bizi film izler gibi seyrederken derin bir nefes verdim. Gözlerimi ondan ayırmadım rahatsız edici bakışlara rağmen.
Bir kaç saniye sonra arkasına dönüp hızla üzerime geldi.
Gelirken eliyle iki yanımda olan görevlilere işaret verdi.
Görevliler hemen kolumu bırakıp geri çekildiler. Çocuğuna dayak atmak üzere olan bir babanın siniriyle dibime geldi. Aslında sinirlenmek ona hiç yakışmıyordu, gerçi sahip olduğu hiçbir kimlik ona yakışmıyordu, onda her gün düzenli ata binip resim yapan, sevdiği kadının sürekli portresini çizen sanatkar bir istanbul beyefendisi tipi vardı...Bir kolumdan sıkıca tuttu ve hafifçe kendine çekti. Kimse duymasın diye kulağıma eğildi, kaşları çatıktı;
"Ne halt ediyorsun burada, defol git, konuşmanın yeri burası değil!""Kolumu bırak." Dedim ciddiyetle.
"Niye, canın mı yanıyor?" Diye sordu tek kaşı havadayken.
"Hayır, sen benim canımı yakamazsın, sadece bana dokunmanı istemiyorum." Dedim gözleri gözlerimde.
Duraksadı, geri çekilmedi.
"Kolumu bırak dedim!" Diye bağırdım bu sefer yüzüne.
Derin bir nefes verdi. Geri çekildi.Sinirle yüzüne baktım;
"2 dakika konuşmamız lazım sonra defolup gideceğim. Sormam gereken sorular var, kafama silahı dayayıp sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranamazsın, bana her şeyi anlatacaksın!" Dedim bastıra bastıra.Benden sıkılmış bi tavırla gözlerini ovuşturdu;
"Anlamıyorsun, nereye geldiğinin farkında değilsin, burayı ayağa kaldırmışsın resmen, bunun neye mâl olduğundan haberin var mı? Herkes senin gibi benim tam olarak kim olduğumu bilmiyor." Dedi tedirginlikle.
Delirmek üzereydim, hâlâ şirketinin ve kendisinin itibarını düşünüyordu.Benim 2 gündür ne kadar büyük bir karmaşa içerisinde olduğumdan haberin var mı acaba! İş adamı olduğunu öğrendiğimde yanımda biri olmasını diledim belki bir tokat patlatır da kendime gelirim diye!
"İş adamıymışsın Demir Altay! Benim evime zorla girdin! Tehtid ettin, kedimi alıkoydun, öldürmeye kalktın! Hemde hırsız bir kat-" sözüm kesildi. Üzerime doğru gelip aniden avcuyla ağzımı kapatarak beni susturdu. Gözlerimin içine büyük bir hınçla baktı. Açık kahverengi gözlerine o kadar yakındım ki gözbebeklerinin hızlıca büyüdüğünü görebildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balkondan Gelen Mucize (DÜZENLENİYOR)
Teen Fictionİkili hayat yaşayan ve görev icabı, 19 yaşındaki bır kızın evine hırsız olarak giren 25 yaşında bir adam. En fazla ne olabilirdi ki? Arkadaş mı?Yoldaş mı? Aşk mı? Gerilim mi? Cinayet mi? Hem nefretin hem de sevginin birleşimiydi...Arkana bakmadan d...