1

983 69 45
                                    

"Yani şimdi sen bu geminin gerçekten o gemi olduğunu mu söylüyorsun?" dedi Changbin yanında yürüdüğü Jisung'a şaşkınlık ve dehşetle bakarken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



"Yani şimdi sen bu geminin gerçekten o gemi olduğunu mu söylüyorsun?" dedi Changbin yanında yürüdüğü Jisung'a şaşkınlık ve dehşetle bakarken.

Çalıştığı gemiden atılması sonucu arkadaşı Jisung'la konuşmuş ve çok geçmeden kendini tekrar limanda bulmuştu. Arkadaşı ise gemiye binene kadar yalnızca asla pişman olmayacağını söylemiş, gemiye binince de geminin adını söylemişti.

Black Blood.

Changbin, her ne kadar geminin ismini duymadan önce çoktan tahmin ediyor olsa da, duyması ekstrem bir şok etkisi yaratmıştı elbette üzerinde.

"Evet Changbin hyung, beşinci kez evet. Sana zaten söyledim." dedi bıkkınlıkla Jisung. Changbin ise göz devirdi.

"Normal bir korsan her mürettebattan atılmasının ardından böylesine meşhur bir gemide bulunmuyor.. Garip hâliyle. Nasıl biri, korkunç mu? Söylendiği gibi mi? Öyle biri var mı ki?"

Jisung gelen soruyla durdu. Hareketli mürettebatın etrafta koşuşturmasından dolayı çıkan gürültülerden ve bağırarak bu konuyu konuşamayacağından, Changbin'e yaklaştı ve sır verircesine konuştu, "Onun hakkında elinden geldiğince konuşma, hyung. Kamarasından hiç çıkmıyor ve kimse nasıl biri olduğunu bilmiyor. Fakat anlatılana göre, zaten bilmek istemezsin."

Changbin duyduklarıyla gergince yutkunarak kendisinden uzaklaşan Jisung'u izledi ve birkaç adım sonrasında onu takip etmeye devam etti.

O sırada ise kamarasına çekilmiş olan kaptan, az önce yanına gelen sağ kolunu dinliyordu oturduğu koltuğa yayılmış şekilde.

"Mürettebat ve gemi yarım saat içinde yola çıkmaya hazır olacak efendim." dedi Minho karşısındaki kaptanına bakarak.

"Güzel, o hâlde hazırlanır hazırlanmaz gemiyi harekete geçirin." dedi kaptan elindeki hançeri önündeki masaya bırakarak.

"Efendim, emin misiniz? Beni mazur görün fakat gücünüz eskisi gibi değil ve yolculuk pek tekin görünmüyor.." dedi Minho kaptanına endişeyle bakarak.

Kaptan ise iyice arkasına yaslandı, bacak bacak üstüne attı ve ellerini kucağında birleştirdi.

"Minho.. Bir dahakine endişelenmeden önce karşındakinin kim olduğunu hatırlat kendine. Mürettebatı düzenleyin, aynen söylediğin gibi yarım saat içinde demir alacağız. Daha fazla bekleyecek değilim." dedi ve başını oturduğu koltuğun arkasına yaslayarak gözlerini kapattı. Minho ise başıyla onayladı.

"Peki efendim." Ardından çıktı ve mürettebatın başındaki Chan'a ilerledi.

"Yarım saat içinde yola çıkacağız, mürettebatın düzenlenme vakti."

Chan başıyla onaylamış, bulunduğu yerde mürettebata dönerek bağırmıştı, "Toparlanın! Demir alıyoruz!"

Chan'ın sesiyle tüm mürettebat hareketlenirken Changbin, Jisung'a yanaştı tekrar. Değil mürettebat, gemideki tek tanıdığı oydu.

game of hearts Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin